Altaylı, ibra oylamasının perde arkasını anlattı!
Fatih Altaylı, Galatasaray Mali Genel Kurulu'nda ibra edilmeyen Mustafa Cengiz ve yönetimi ile ilgili yorumlarda bulundu. Altaylı, ibra oylamasıyla ilgili çok önemli gerçekleri anlattı.
Fatih Altaylı, Habertürk TV'de yayınlanan Spor Saati programında spor gündemini yorumladı. Galatasaray Mali Genel Kurulu'nda Mustafa Cengiz ve yönetiminin mali yönden ibra edilip idari yönden ibra edilmemesini yorumlayan Altaylı çok sert ifadeler kullandı. İbra etmeme konusunun başından beri planlı bir organizasyon olduğunu ifade eden Altaylı, şu ifadeleri kullandı:
"DURSUN ÖZBEK ETRAFINDAN KÜMELENMİŞ ALÇAKLAR!"
"Kendilerini ve Galatasaray’daki kendi çıkarlarını, Galatasaray’ın ve her şeyin üstünde tutan bir çıkar çetesi, Galatasaray’ın sezonun en kritik anlarından birinde iki bacağına, iki omzuna, kafasına, her yerine sıkmıştır. Bunları yapanları Galatasaray affetmemelidir, bunların yaptığı adamlık değildir. Point Otel’de avanta yemek yiyerek Galatasaray’da yönetim devirmeye kalkışılmaz. Eski başkanlar içlerinde kalan acıyı; kendilerinden sonra gelen, şu ana kadar da büyük bir sıkıntı yaratmadan takımı bir kez şampiyon yapan, bir kez daha şampiyonluk potasına sokan, zararsız kapatan, UEFA cezasından kurtaran bir yönetimi, ayak oyunlarıyla intikam uğruna kalkıp da birilerini satın alarak, birileriyle çıkar ilişkileri kullanarak devirip çıkarmaya çalışıyor. Bu sözlerim Dursun Özbek ve onun etrafında kümelenmiş çıkar grupları ve Galatasaray’ı yiye yiye bitirememiş alçaklaradır."
“BUNLARIN DERDİ, GALATASARAY KÜÇÜK OLSUN; BİZİM OLSUN!”
Altaylı sözlerini şöyle sürdürdü: “İşin Galatasaray Lisesi kısmı falan yok. 2 bin 500 oyla seçilen birini, hiçbir tehlike görmeyen, hiçbir kabahat işlemediği için bir organizasyon yapma gereği görmeyen bir yönetimi, 358 oyla gelip deviriyorsunuz. Çünkü kuyruk acınız var! Tezgah kurmuşsunuz, pusuya yatmışsınız. Bu mudur Galatasaray! Mustafa Cengiz’i savunuyor falan değilim. Mustafa Cengiz’den memnun olmayabilirsiniz ama bu işler adam gibi yapılır. Böyle haince, alçakça, iğrenç bir pusu kurarak olmaz. Dersin ki ‘Ey Mustafa Cengiz, sen iyi bir başkan değilsin’, Olabilir. Ben de Mustafa Cengiz’in 10 numara başkan olduğu kanaatinde değilim ki! Sezon sonunu beklersin. Takım şampiyonluğa gidiyor. Belki olacak, belki olamayacak. İmza toplarsın, kayda açık üye sayısının 5’te 1’i ile devirirsin. Bin 600 imza ediyor. İmza toplayıp dersin ki, ‘Ey Mustafa Cengiz… Biz senin yönetiminden memnun değiliz. Olağanüstü genel kurula git’ Ne zaman? Haziranda, temmuzda… Şimdi ne oluyoruz da bu oldu. Şaibeler, bir sürü rezilliğin içine girmiş Dursun Özbek ibra ediliyor. Sevinçten çıkıp konuşmalar yapıyor. 2 bin 500 oyla seçilmiş başkan 358 oyla düşürülüyor. Böyle bir rezillik olmaz, böyle bir komedi olmaz. Bunu yapanların Galatasaray’ı seviyorum demeye hakkı yok. Bunların derdi, Galatasaray küçük olsun, küme düşsün ama bizim olsun. Bu kadar sığ bir düşünce.”
“ÇOCUKLARI YOLLAYIN, GELSİNLER”
“Mali genel kurula bin kişi geldi, konuşmalarla uzattılar. Uzattılar ki, aklı başında üyeler gitsin, bindirilmiş kıtalar kalsın. Bakın bunu da ilk kez söylüyorum; kimse bunun aksini iddia edemez. Saat 17.30, 18.00 gibi Lütfü Kırdar’ın kongre merkezinin altındaki restoranda ‘Çocukları yollayın, gelsinler’ diyerek oylama saatine doğru yüze yakın insan getirildi. Bu işi organize eden iki kişinin talimatıyla! Bu iş başından beri planlı. Haftalardır Point Hotel kulislerinde konuşularak organize edilmiş bir iş bu. Biliyoruz bunun böyle olduğunu. Basit bir şekilde halledilebilecekken de Mustafa Cengiz’in basiretsizliği ve iş bilmezliğiyle, Mustafa Cengiz’in o koltuğa hak ederek değil oturması nedeniyle önlenemedi. Oraya 100 kişi fazla getirseydin, bu köfteciler, Point Otel ekibi elini kaldırıp defolup giderdi!”
“GENÇLERİN İMZALARI SAHTE ÇIKMIŞ”
“Bunlar haftalardır aylardır Point Otel’de toplanıp çay içip yemek yiyerek kulisler yaptılar. Bir de koz buldular 139 genci üye yapmadılar diye. Burada sicil kurulunun hatası varsa, gençlerin de hatası var. Gençler gitmişler, bütün başvuru formalarını Galatasaraylılar Derneği’nde abilerinin önüne atmışlar. Abileri de bunları imzalamış. Bir kişi, en fazla 5 kişiyi tavsiye edebiliyor. 5 Ahmet etmiş, 5 Mehmet etmiş ama imzalar sahte. Olmamış şey mi Galatasaray’da? Fakat sicil kurulu bakıyor, başvuranlardan bazılarının Fenerbahçeli olduğu biliniyor. Galatasaray Lisesi mezunu ama Galatasaraylı değil. Çünkü eğitim sistemi değişti. Bizim dönemimizde 7 yaşında liseye giriyorduk, şimdi 15-16 yaşında geliyorlar takımını seçmiş şekilde ve artık dönmüyorlar da. O yüzden de Fenerbahçeli, Beşiktaşlı çoğu. Hem Fenerbahçeli bazıları hem de imzalar sahte. İmza sahiplerini arıyorlar. İmza sahiplerinden birisi diyor ki, ‘Ben imzalamadım.’ Bu çözülür. Ararsın, imza atılır falan. Ama şimdi Galatasaraylılar Derneği’nde bazıları şunu savunuyorlar. Diyoruz ki, ‘Bu çocukların bazıları Fenerbahçeli’, diyorlar ki ‘Olsun hakkı.’ Bu Galatasaray Liseliler Derneği değil ki, Galatasaraylılar Derneği. Burada üyeysen Galatasaray taraftarı olacaksın. Böyle bir hak yok. Liselilerin Galatasaray taraftarı koşuluyla üyelik hakkı var. Eee biz her sene 50, 60 tane Fenerbahçeli üye yapsak, 10 sene çoğunluğu içeride rakip takım taraftarları mı alacak! Bunlar bu liseyi kullanarak kişisel menfaat elde edenlerin kurduğu tezgahlar. Bu da onlardan birisi. Mustafa Cengiz falan benim umurumda değil. Mustafa Cengiz’i istemiyorsun, sezonun bitmesine 8-9 hafta kala, voleybolda final oynayacaksın, yönetimi deviriyorsun! 358 tane Galatasaray kongre üyesi olup da Galatasaray’la ilgili en ufak dertlenmesi olmayan, Galatasaray’ı umursamayan bu 358 kişi Galatasaray’a büyük kötülük yaptı.”
“İSTERSENİZ BENİ ÜYELİKTEN ATIN!”
“Serdar Eder, eski sicil kurulu başkanı. Benim eşim Galatasaray Lisesi mezunu olduğu için, ben Galatasaray üyesi olduğum için ve ben Galatasaray’da eski ikinci başkan olduğum için üyelik için 3 yerden hakkı var. Benim eşimi üye yapmadı. Hani herkesi yapıyordun? Serdar Eder yapmadı. Eşim Galatasaray Liseli, ne oldu? Bunların liseli, lisesiz derdi yok. Bunların derdi şu; ‘Biz birilerini toplayalım, çocuklar bizi dinlesin, güç edinelim, bu çocuklar üzerinden Galatasaray’da iş koparalım, güç sergileyelim, bu güçle adamlarımızı koruyalım, Galatasaray’da iş varsa bizim çocuklarımız girsin’ gibi Galatasaray’ı kullanma operasyonu! Ve bunların bir kısmı da iki yemeğe satılıyor! Beni de Galatasaray’dan atacaklarsa da atsınlar bunları söyledim diye. Hiç umurum değil, böyle rezillik olmaz çünkü! Galatasaray’ı kaosa sürükleyemezsiniz kardeşim! Biz bilmiyor muyduk Dursun Özbek’i orada devirmeyi… İmza topladık. Onu da dinlemedi o ayrı. Galatasaray’da böyle bir hainlik, ihanet çetesi var mı ya! Bunlar nasıl insan içine çıkacaklar.”
“CENGİZ ÇEKİP GİTMELİ”
“Ben Mustafa Cengiz olsam şöyle yapardım, ‘Arkadaşlar, ben gidiyorum. İstenmediğim yerde durmam. Gelin, pazartesi günü 78 milyon TL ödeme var, ben bunun altına imza atamam. Yarın bu kulüp sizin’ deseydi ne yapacaklardı? Bu işler şöyle olur. ‘Ben Mustafa Cengiz’i ibra etmeyeceğim’ dersen, ‘Benim başkanım Ahmet’tir, ikinci başkanım Mehmet’tir. Param budur, planım programım şudur’ dersin. Bu da yok. Mustafa Cengiz bugün gitse ne olacak? Kim gelecek, kayyum gelir vallahi. İbra etmeyenlerin var mıydı bir planları? Tezgaha düşmüş bir yönetim neden çekleri, senetleri imzalasın? Vallahi dua etsinler bırakıp gitmedi iyi ki. Hakkı var. Ben giderdim. O lisenin arkasına sığınıp kendini adam sınıfına sokmaya çalışan bu Galatasaray düşmanlarına derdim ki, ‘Alın kardeşim sizin olsun. Bundan sonra ben yokum.’ Böyle bir alçaklık var mı, böyle bir rezillik var mı ya!”
“CENGİZ MAHKEME YOLUNU ONLARA BIRAKMALI”
“İki ibranın kanunda da yeri yok. Tek ibra var. Yasaya da aykırı bir tüzük bu. Zaten yönetim kurulunun bir yöntemi daha var, niye bunu uygulamaz? Mali yönden ibra oldun mu sen kardeşim, kim ibra olmadı? Denetim kurulu ise onlar istifa eder, yedek üyeleri geçer. Yönetim de der ki, ‘İdari yönden neden ibra edilmediğimizi eleştirilerden anladık, düzeltip devam edeceğiz der’ ve istifa mistifa da etmez. Bu da bir seçeneğidir yönetimin. O zaman da Divan Kurulu ya da ibra etmeyenlerden biri mahkemeye gitmek zorunda kalır. Mahkemelik olurlar. Mahkeme de kararı verir ona göre hareket edilir. Mahkeme, yönetimi görevden alırsa da kayyum atayabilir. İbra etmeyenler de Galatasaray’a kayyum getirenler olarak tarihe geçerler! Mustafa Cengiz bunu da deneyebilir ama Mustafa Cengiz hiç kimseyi dinlemeyen ve her şeyi kendisinin bildiğini düşünen bir adam olduğu için de yine en acayip yöntemi deneyerek saçma sapan bir iş yapmayı da sürdürecektir!”
“CENGİZ’İ HERKES UYARDI”
“Mustafa Cengiz’i ibra edilmeme konusunda herkes uyardı. Zayıf başkan ve zafiyetinin farkında değil. Galatasaray’ın aradığı ideal başkan olduğu için başkan olmadı. Dursun Özbek rezaletinden ötürü zaten oradasın. O zaman Galatasaray’ın aklı başında insanlarıyla buluş de ki ‘Bunların böyle bir tezgahı var’ de.”
“NE HALLERİ VARSA GÖRSÜNLER!”
“Cumartesi günü itibarıyla Galatasaray’daki hiçbir şey beni ilgilendirmiyor. Benim için Galatasaray kişisel kavgaların çok ötesinde bir yer. Galatasaray, böyle küçük hesapların, küçük adamların oyuncağı olduğu zaman benim orada işim olmaz. Bundan sonra, Galatasaray Genel Kurulu’na gitmem, oy kullanmam. Üyelikten dolayı aidatımı ödemeye devam ederim. Hiç kimseyi ne desteklerim ne kösteklerim. Ne halleri varsa görsünler. Çünkü bu Galatasaray’ı yok oluşa götüren bir sürecin başlangıcıdır.”
“SÜREN; BURAK ELMAS’I UYARDI”
"Burak Elmas’ın yaptıklarına Faruk Süren sebep değil. Süren tam tersini düşünüyor. Geçen seçimde Burak Elmas’ın Ozan Korkut’la aday olduklarında Faruk Süren’in Elmas’a “Galatasaray’a yanlış yapıyorsunuz. Böyle apar topar bu şekilde çıkılmaz. Dursun Özbek sizi kullanmış olacak, onun ekmeğine yağ süreceksiniz. Galatasaray’ı kaosa sürükleyeceksiniz” dediğini biliyorum. Bu dönemde de ibra olsun mu diye ibra yönünde oy verdiğini biliyorum. Faruk Süren liderliğinde bir oluşum ise olmaz."