Medya sektörünün en büyük sorunlarından biri, 5953 sayılı Basın İş Kanunu kapsamında gazetecilere belli alacakların gününde ödenmemesi durumunda günlük %5, yıllık %1825 oranında fazlalık alacak talep etme imkânının tanınmış olması nedeniyle işverene aşırı bir külfet getirmesiydi.
Eski bir medya yöneticisi olarak bu kuralın, işverenleri aşırı külfete mecburen katlanmak zorunda bıraktığına, öte yandan bazı gazetecilerin ise sebepsiz zenginleşmesine neden olduğuna pek çok defa tanık oldum.
Ülkemizde hükümet politikaları, reel enflasyonist rakamlar dikkate alındığında yasal faiz, yıllık %10’un dahi altına inmişken, söz konusu oranının Anayasa’ya aykırı olduğunu da yazmış idik.
Nitekim, Anayasa Mahkemesi 19/11/2019 tarih ve 30953 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan karara göre, 5953 Sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanun’da gazetecilere fazla çalışma ücretlerinin gününde ödenmemesi durumunda bu ücretlerin her geçen gün için yüzde 5 fazlasıyla ödenmesini iptal etmiştir.
BASIN ÇALIŞANININ GÜNLÜK YÜZDE BEŞ FAZLALIK ALACAKLARI
İş Kanunu ile Basın İş Kanunu arasındaki en belirgin farklılık, Basın İş Kanunu’nda belli alacakların gününde ödenmemesi durumunda gazetecilere günlük %5 fazlalık alacak talep etme imkânının tanınmış olmasıdır. Bu yöndeki düzenlemeler Basın İş Kanunu’nun 14/2 ve Ek 1/8 maddeleridir. Söz konusu madde uyarınca, gazetecilerin ücret ve fazla çalışma ücretlerinin gününde (ücret her ay peşin, fazla çalışmalar, müteakip ücreti ile birlikte) ödenmemesi halinde her geçen gün için %5 fazla ödeme yapılır. İş Kanunu’nda böyle bir düzenleme bulunmamaktadır.
Daha önce gündeme getirdiğimiz yazımızda; “5953 sayılı Kanun’a tabi olarak, fikir ve sanat işi yapan, toplumu bilgilendirme, kamuoyu oluşturma hak ve yetkilerini üstlenen gazetecilerin, şartları oluşmuşsa ödenmemiş ücret ve fazla çalışma bedellerini alması elbette yasa ve hakkaniyet gereğidir. Ancak her ne sebeple olursa olsun ücretler, hele hele gerçekten ispat zaaflarına, zincirleme tanıklıklara açık bir konu olan fazla çalışmalarda ihtilaf çıkması halinde, ödenmemesinin müeyyidesi bir tarafın zenginleşmesine diğer tarafın fakirleşmesine sebep olacak kadar ağır sonuçlar içermemelidir.
Ülkemizde hükümet politikaları, reel enflasyonist rakamlar dikkate alındığında yasal faiz, yıllık %10’un dahi altına inmişken, yılda %1825 oranında bir faiz oranının Anayasa’ya uygun olduğunu kabul etmek, hangi meslek grubu, hangi kişi için söz konusu olursa olsun kanaatimizce mümkün değildir.” açıklamalarına yer vermiştik.
Anayasa Mahkemesi söz konusu günlük %5 fazla ödeme kısmını iptal etmiştir.
ANAYASAYA AYKIRLIK NEDENLERİ
Bakırköy 13. İş Mahkemesi’nin itiraz başvuru gerekçesinde özetle; iş sözleşmesi ile işçi statüsünde çalışanların büyük bölümünün 22.05.2003 tarihli ve 4857 sayılı iş kanununa tabi olarak çalıştığı, bunun yanı sıra basın sektöründe çalışan gazetecilerin tabi olduğu 5953 sayılı kanun gibi özel kanunların da bulunduğu,
4857 sayılı kanuna tabi olarak çalışan işçilerin ücret ve fazla çalışma ücreti alacaklarının zamanında ödenmemesi durumunda en yüksek banka mevduat faizinin uygulanmasının öngörüldüğü, basın çalışanlarına ücret ve fazla çalışma ücreti alacaklarının zamanında ödenmemesi halinde ise temerrüt şartı dahil aranmaksızın borcun günlük yüzde 5, yıllık yüzde 1825 fazlası ile ödenmesinin gerekeceği ayrıca bu zamlı ödemeye yıllık yüzde 9 oranında yasal faiz uygulanacağı, bu durumda basın mesleğinde çalışanların diğer çalışanlara göre 100 kat daha fazla ödeme alacağı,
Çalışanlar açısından ücret ve fazla çalışma ücretinin zamanında ödenmemesi durumunda uygulanacak zam ve faiz oranında 100 kat gibi bir fark oluşması nedeni ile diğer çalışanlara göre gazetecilere bariz bir ayrıcalık tanındığı ve bunun kanun önünde eşitlik, hukuk devleti ve hukuki güvenlik ilkelerini zedelediği gazetecilerin görevleri ve konumları gereği diğer çalışanlardan farklı olduğu düşünülse bile zam ve faiz oranında bile 100 kat gibi bir fark oluşmasının makul ve ölçülü olmadığı,
Söz konusu hükmün basın mesleğinde çalışanlar ile çalıştıranlar arasında serbestçe sözleşme yapılmasını önlediği için sözleşme hürriyetini zedelediği ayrıca çalışma barışına da zarar verdiği belirtilerek kuralın Anayasanın 2., 5., 10., 11., 48. ve 49. Maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
Anayasa Mahkemesi’nce; fazla çalışma ücreti alacaklarının zamanında ödenmemesi durumunda temerrüt şartı dahi aranmaksızın günlük yüzde 5, yıllık yüzde 1825’e varan oranda fazla ödeme yapılması zorunluluğunun ve bu fazla ödemeye yasal faiz uygulaması sonucunda fazla çalışma ücreti olarak ödenmesi gereken çok yüksek meblağların ortaya çıkması hukuk devletinin gereklerinden olan adalet ve hakkaniyet ilkeleri ile bağdaşmadığı,
Çok yüksek meblağlara ulaşabilen yüzde 5 fazla ödeme kuralının, işverene aşırı bir külfet getirdiği ve bu sınırlamanın sebepsiz zenginleşmeye sebep olacağı, ülkemizde reel enflasyon ve faiz oranları dikkate alındığında yılda yüzde 1825 oranında fazla ödemeye ulaşabilen sorumluluğun orantılı bir sınırlama öngördüğünün söylenemeyeceği,
Basın Kanunu’na tabi çalışanlar ile diğer kanunlara tabi çalışanlar arasında farklılık yaratıldığı, basın mesleğinde çalışanlar ile çalıştıranlar arasında serbestçe sözleşme yapılmasını önlediği için sözleşme hürriyetini zedelediği,
Gazetecinin fazla çalışma ücretini korumak, elde edemediği fazla çalışma ücretinin zamanında ödenmesini sağlamak için kuralla getirilen ekonomik tedbirin ağırlığı ele alındığında, böyle bir ödemeye karar verildiğinde ulaşılan miktar, işverenin ekonomik varlığını ve geleceğini ağır bir şekilde etkileyeceği, dolayısıyla teşebbüs ve çalışma özgürlüğüne getirilen sınırlamanın orantısız olduğu ve bu nedenle kuralın ölçülülük ilkesini ihlal ettiği,
Basın sektöründe çalışanlar için diğer çalışanlara göre nesnel ve makul bir nedenle de olsa orantısız farklı muamelenin getirilmesine yol açan söz konusu kural gazeteciler lehine kabul edilen farklı muamelenin ölçülü olduğu söylenemeyeceğinden bahsi geçen kural eşitlik ilkesi ile de bağdaşmadığı,
gerekçeleriyle Anayasanın 2., 10., 13. ve 48. maddelerine aykırı görülerek iptal edilmiştir.
KARAR SONRASI DURUM
Anayasa Mahkemesinin iptal kararı kesin olup geriye yürümezliği ilkesi vardır. Dolayısıyla 19/11/2019 tarihinden itibaren günlük %5 fazla ödeme olamayacağı gibi, geçmiş dönemlere ilişkin olup 19/11/2019 tarihinden itibaren verilecek kararlarda da Anayasa Mahkemesi kararı dikkate alınacaktır.
Ancak bu konuda ivedilikle gerekli yasal düzenleme yapılarak ihtilafa mahal verilmemelidir.
Bu konuda en doğru çözüm 4857 sayılı kanuna tabi olarak çalışan işçilerin ücret ve fazla çalışma ücreti alacaklarının zamanında ödenmemesi durumunda en yüksek banka mevduat faizinin uygulanmasının, basın çalışanları alacakları için de geçerli olacağı yönündeki düzenleme Anayasa’nın eşitlik ilkesine uygun olacaktır.
HAS SÖZ
Adalet kainatın ruhudur.
(Ömer Hayyam)