Zamansız yitirdiğimiz Mustafa V. Koç’un anısını yaşatmak için ikinci kez düzenlenen Mustafa V. Koç Spor Ödülü törenindeyiz… Bu yıl ödülü alan ismi Mustafa Koç, bir yerlerden izliyorsa alkışladığına, sevinçle dolduğuna inanabiliriz.
Koç Holding ve Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi’nin işbirliğiyle seçilen sporcu, 2017 Dünya Şampiyonu ve 2016-2018 yılları arasında üç kez Avrupa Şampiyonu olan kadın güreşçimiz Yasemin Adar.
Bizde ‘ata sporu’ olarak anılan bu erkek egemen spor dalında ülkemizi başarıyla temsil eden biri o. Bayrağımızı dalgalandırırken, İstiklal Marşımızı çaldırırken onunla hepimiz gururlandık ancak Yasemin Adar’ın ödül töreninde yaptığı konuşmadan bir kadın olarak bu başarıyı büyük bir azim ve disiplinle kazandığını anladık. En büyük mücadeleyi de “Kadın güreşçi mi olur” gibi masum görünen ama yüksek duvarlar ören o soruyu aşmak için verdiğini öğrendik.
Önyargıları kırmak kolay değil elbette. Yasemin Adar önyargıları kırdıktan ve başarılarıyla insanları gururlandırdıktan sonra Türkiye’nin pek çok şehrinde kadın güreş kulüpleri kurulmuş. Pek çok kız çocuğu “Yasemin abla” dedikleri bu azimli kadını kendine örnek alıyor. Yasemin Adar için “Ata sporunun anası” demek kesinlikle abartı olmaz.
Mustafa Koç, bir yerlerden izliyorsa sevinçle dolduğuna inanabiliriz, dedim çünkü bu kadın başarılı olduğu kadar keyifli de. O, yaşamını, mücadelesini, antrenmanlarını anlatırken, biz çoğu zaman kahkahalar attık. Yaşam enerjisi yüksek, neşeli bir kadın…
2017 yılında Yasemin Adar’ı dünya şampiyonluğu maçı sonrasında bir sürpriz bekliyordu. Erkek arkadaşı bir demet çiçek ve yüzük eşliğinde minderin yanında diz çökmüş ve evlenme teklif etmişti. O romantik sahneyi Yasemin Adar “Dünya Şampiyonu olmuşum. Bayrağımızı dalgalandırmışım. Milli marşımızı çaldırmışım. Üzerine bir de evlenme teklifi aldım. Daha mutlu olduğum bir gün yok” sözleriyle anlattı.
Hatta o hengamede evlilik teklifinden bir şey anlamadığını söyleyip, soyunma odasında erkek arkadaşından bir evlilik teklifi daha rica etmiş. Dedim size keyifli kadın diye.
Yasemin Adar sadece ünlü tasarımcı İvan Chermayeff’in tasarladığı ödülü almadı, 200 bin TL’nin de sahibi oldu.
Gecenin bir başka sürprizi ise 1984 Los Angeles Olimpiyat Oyunları’nda altın madalya kazanan ilk Müslüman kadın atlet Faslı Naval El Mutavakel’di. O da bir Afrikalı, Müslüman ve Faslı olarak nasıl görünmez bir kadın iken, bir anda ülkesinde pek çok kadına örnek olduğunu anlattı. Onun yıktığı önyargılar da az değil.
Uluslararası Olimpiyat Komitesi Başkan Yardımcılığı ve iki kez Fas Spor ve Gençlik Bakanlığı görevlerinde bulunmuş.
“Sadece Afrikalı, Faslı, Müslüman bir kadın değildim. Aynı zamanda da çok ufak tefektim. Spor beni görünür kıldı. Başarım saygı getirdi. Bugünkü konumuma spor sayesinde eriştim” diyen El Mutavakel, Müslüman kadınların spora yönelmelerini sağlayan bir efsane.
Her iki kadının azmine, disiplinine ve yüce gönüllüğüne hayran kalmamak elde değil.