AYASOFYA’NIN SIRRI!
Yazar Mehmet Sadık Öke'nin SuperHaber takipçilerini çıkardığı sır dolu tarih yolculuğu yeni bölümüyle SuperHaber YouTube kanalında…
Mehmet Sadık Öke, tarihe farklı bir pencere açarak hep merak konusu olan efsaneler ve mitleri irdelediği programda sizleri büyülemeye devam ediyor.
İstanbul’un hem yeraltı, hem de yerüstü kaynaklarının bilinmeyen dünyasında gezineceğiniz programda, bugüne kadar hiç duymadığınız gizemli öykülerin arkasında yatan gerçeklerle tanışacaksınız.
SuperHaber izleyicilerini sıra dışı bir yolculuğa çıkaran Öke, programının yeni bölümünde Ayasofya Camii, Fatih Camii ve Havariyyun Kilisesi'nin öneminden bahsetti.
"AYASOFYA'NIN KUBBESİNİN BU GÜNE KADAR DURMASININ SEBEBİ TÜRKLER"
Ayasofya'nın tarihini anlatan Öke, "Ayasofya, Jüstinyen tarafından yapılıyor. Yapıldığı zaman ‘Ey Süleyman seni geçtim!’ diyor. Kubbesi gök yüzüne yükseliyor, o muhteşem kubbe cenneti ifade ediyor. Bütün inananları bir kubbe altında topluyor. Ayasofya, Osmanlı mimarisinde bir mihenk taşıdır. Bütün mimarlar bunu geçmek istemiştir. Bu da Selimiye’de Sinan’a nasip olabilmiştir. Ayasofya’nın nerede kurulduğundan bahsedecek olursak altında tüneller ve gizli geçitler var. Bunların bir kısmı yeni keşfedildi. Sahilde muhteşem Bizans’ın Bukoleon Sarayı vardı. Bu sarayın Ayasofya’nın gizli bir geçit olduğu ileri sürüldü. Hakikaten de bu geçitin var olduğuna dair kayıtlar, gizli evrak odası olduğuna yönelik bir gizli oda var. Daha bir sürü oda daha olabilir, yeraltında dehlizler olabilir. Çünkü orası yer tanrıçasının tapınağının üzerine kuruldu. Meşhur seyyah Petrus Garyus, 1500’lü yılların ilk yarısında İstanbul’a gelmiş ve Kanuni Dönemi’nde İstanbul’daymış. İstanbul’u tek tek gezmiş, bütün boğazı, şehrin kendisini ve anlatılan bütün tapınakların, eski eserlerin, yerlerin haritasını çıkartmış. Kanuni döneminde hala o tapınakların kalıntıları görülebiliyormuş o zaman. Hem boğazda hem de İstanbul’da duruyormuş. Ayasofya’nın altında da yer tanrıçasının tapınağı var. Yer tanrıçasının önemli bir özelliği de var; yer tanrıçaları kehanet tanrıçalarıdır. Yer tanrıçaları, gelecekten haber verir. Ayasofya bir mimari olarak gerçekten bir mucize. Çünkü Ayasofya’nın kubbesi mimari olarak hatalı. Ayasofya’nın bu kubbeyi taşıması mimari olarak mümkün değil amm bir şekilde duruyor. Tabii iki defa da çökmüş ve yeniden yapılmış. Bir tanesi deprem sebebiyle diğer ise kendiliğinden. Ayasofya’nın kubbesinin bu güne kadar durmasının sebebi Türkler. Yanlarından yaptıkları payandalar ve kubbeye ağırlığı hafifletmek için açılan camlar. Neticede bu da Osmanlı aldıktan sonra Türk mimarilerinin dehasını gösteriyor. Çünkü kubbe çok yayvan, dört fil ayağının üzerinde yükselen duvarların bu kadar büyük bir yayvanlığı taşıyabilmesi mümkün değil. Dışa doğru açıyor ve kubbe içeri doğru çekiyor. Dıştan payandalarla destek verdiğiniz zaman da içeri doğru basıyor bu defa da çatlayıp çöküyor. Mimar Sinan bu sorunu, kubbeye pencere açarak bu sorunu çözmüş. Bu da Mimar Sinan’ın büyük dehasını göstermesi açısından çok önemli." ifadelerini kullandı.
“FATİH KENDİSİNİ HAVARİYYUN KİLİSESİNİN İSA’YI SİMGELEYEN BÖLÜMÜNE GÖMÜLMEK İSTEDİ”
Havariyyun Kilisesi ve Fatih Camii'nin öneminden bahseden Mehmet Sadık Öke, "Fatih Ayasofya’yı camiye çeviriyor ama kendi adına da bir cami yaptırtıyor. Fatih Camii, Bizans’ın en önemli bazilikası dediğim Havariyyun Kilisesi'nin üzerine yapılıyor. Havariyyun Kilisesi, Havariler kilisesi demek. Yani İsa’nın yoldaşlarını simgeleyen bir kilise. Fatih, bu camiyi Sedefkar Mehmet Ağa’ya yaptırdığı zaman kubbesinin daha büyük olmasını istiyor ama tabii ki bu kubbenin büyük olmasının mümkünatı yok. Çünkü dört fil ayağının üzerinde böyle bir kubbeyi taşıyamacağını bilen mimar, bunu yapmıyor. Bununla ilgili mimarin elini kestiği, çok kızdığı gibi birçok şey söyleniyor. Fatih Camii'nin Havariyyun Kilisesi'nin temel planı üzerine yapılması, merkezde bir kilise ve etrafında ona bağlı olan binalar grubu temsil eder. Yani diyebiliriz ki merkezi bir imparatorluğu simgeler. Merkez, kral, tanrı, imparator, tek tanrı ve tek dinin simgelendiği en önemli noktalardan biridir, Havariyyun Kilisesi ve Fatih Camii. En önemlisi de Konstantin İstanbul’u kurduğu zaman yaptırmıştır bunu. Öyle ki 12 havariyi simgeleyen bölümlere en ortasına İsa’yı simgeleyen bir bölüm yaptırmış ve kendisinin de o bölüme gömülmesini istemiştir. İşte Fatih Türbesi de burada önemli olarak karşımıza çıkar. Çünkü aynı yere kendi türbesini yaptırmıştır ve Fatih oraya gömülmüştür. Bir şekilde Fatih kendini Konstantin ile bir tutarak iki dini birleştirmiştir. Pagan Roma’dan Hristiyan Roma’ya, Hristiyan Roma’dan da İslam Konstantaniyesine geçiş sağlanmıştır." ifadelerini kullandı.
Mehmet Sadık Öke'nin tarihin sır dolu sayfalarına çıkarttığı sıra dışı yolculuk SuperHaber YouTube kanalında yayında...