Aybüke'nin ölümüne neden olan sürücü: Vicdan azabı duyuyorum...

Konya'da kırmızı ışıkta beklerken çarptığı otomobildeki 2 yaşındaki Aybüke Kurt'un ölümüne neden olan Emel Gümüş'ün (50) tutuklandığı hakimlikte vicdan azabı duyduğunu söyleyerek, "Çok üzgünüm. Ben de anneyim. Hatalıyım, kabul ediyorum. Kalp ve şeker hastalığım var. Evde 19 yaşında oğlum var, bakımıyla ben ilgileniyorum. Çok büyük vicdan azabı duyuyorum" savunması yaptığı ortaya çıktı.

Kaza, 4 Eylül sabahı, Selçuklu ilçesi Yeni İstanbul Yolu üzerindeki Cumhuriyet Polis Merkezi önündeki kavşakta yaşandı. Samet Kurt (31), 42 CRL 81 plakalı otomobiliyle kırmızı ışıkta durdu. Ancak arkadan gelen Emel Gümüş'ün kullandığı 34 AAN 361 plakalı otomobil, Kurt'un aracına çarptı. 4 aracın karıştığı zincirleme kazada Samet Kurt, eşi Teslime Kurt (28) ve bebek koltuğundaki 2 yaşındaki Aybüke Kurt yaralandı. Yoldan geçen bir doktorun ilk müdahalesini yaptığı Aybüke ve diğer yaralılar, ambulanslarla Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne kaldırıldı. Samet-Teslime Kurt çifti yapılan tedavilerinin ardından taburcu edilirken, beyin kanaması geçiren Aybüke, yoğun bakım ünitesinde alındı. Küçük Aybüke, geçen salı akşamı tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti.

ALKOLLÜ VE EHLİYETSİZ

Kazanın ardından gözaltına alınan ve bir mühendislik firmasının ortağı olan sürücü Emel Gümüş'ün ise ehliyetsiz ve 1.20 promil alkollü olduğu halde araç kullandığı ortaya çıktı. Emel Gümüş'ün kazadan bir hafta önce alkollüyken hasarlı kazaya karıştığı, ehliyetine 6 ay süreyle el konulduğu, son kazadaki aracın ise kiralık olduğu tespit edildi. Polisteki ifadesinde, ''Alkollü ve ehliyetsiz araç kullanmanın suç olduğunu biliyorum ancak işlerimi takip edebilmek için araç mecburen kullanıyorum" diyen Gümüş, sevk edildiği adliyede, adli kontrolle serbest bırakıldı.

YENİDEN GÖZALTINA ALINIP TUTUKLANDI

Gümüş'ün adli kontrolle serbest bırakılmasına Cumhuriyet başsavcılığı itiraz etti. Gümüş, yeniden gözaltına alınıp, sevk edildiği adliyede Konya 5'nci Sulh Ceza Hakimliği'nce 'Bilinçli taksirle birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma' suçundan tutuklandı.

BÜYÜK VİCDAN AZABI DUYUYORUM

Emel Gümüş'ün hakimlikteki savunması ortaya çıktı. Savunmasında olaydan dolayı vicdan azabı duyduğunu belirten Gümüş, "Olaylardan dolayı çok üzgünüm. Bu durumu kimse istemez. Ben de anneyim. Hatalıyım, kabul ediyorum. Kalp ve şeker hastalığım var. Evde 19 yaşında oğlum var. Kendisinin bakımıyla ben ilgileniyorum. Çok büyük vicdan azabı duyuyorum" dedi.

AVUKATI: TUTUKLAMAYA SEVK ETMEK HUKUKA AYKIRIDIR

Emel Gümüş'ün avukatı ise müvekkilinin tutuklamaya sevk edilmesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürdü. Avukat, "Müvekkilim daha önce 17 kez ameliyat geçirdi. Bu sebeple kendisinin cezaevinde kalması sağlık açısından tehdit oluşturmaktadır. Bakmakla yükümlü olduğu 19 yaşında bir oğlu vardır. Oğlu ile sadece müvekkilim ilgileniyor. Ortaya çıkan bir delil yoktur. Hiçbir delil yokken savcılığın tutuklamaya sevk etmesi hukuka aykırıdır. Müvekkil sabit ikametgah sahibidir. Kaçma şüphesi yoktur. Deliller büyük ölçüde toplanmıştır. Bu nedenle karartılma ihtimali bulunmamaktadır" ifadelerini kullandı.

15 YILA KADAR HAPİS CEZASI İSTEMİYLE YARGILANACAK

Öte yandan Minik Aybüke dün, Güneysınır ilçesinde gözyaşları içinde toprağa verildi. Koronavirüse yakalanan Samet-Teslime Kurt çifti kızlarının cenaze törenini, özel izinle polis eşliğinde uzaktan araç içinde izlemek zorunda kaldı.

Kurt'un ailesinin avukatı İbrahim Cihat Tanrıkulu, Aybüke'nin ölümüyle suçun değiştiğini, Emel Gümüş'ün 2 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanmasının beklendiğini söyledi. Tanrıkulu, "Aybüke kızımız hayatını kaybetti. İtiraz üzerine şüpheli sürücü tutuklandı. Tutuklama kararının ne kadar yerinde olduğu bir kez daha görülmüş oldu. Yaralama olarak yürütülen soruşturma dosyası, bundan sonraki aşamada 'taksirle insan öldürme ve birden fazla kişinin yaralanmasına sebebiyet verme' üzerinden yürütülecek olup ağır ceza mahkemesinde, davanın açılmasını bekliyoruz. Şüpheli olarak alt sınırdan uzaklaşarak cezanın verilmesi ve kamuoyunun vicdanının rahatlaması noktasında ailenin ve minik Aybüke'nin haklarını savunmaya devam edeceğiz. Biz şüpheli şahsın tam kusurlu olarak kazaya sebebiyet vermekten dolayı Türk Ceza Kanunu kapmasında 2 ila 15 yıl arasındaki hapis cezası istemiyle yargılanacağı biliyoruz. Bu aşamada şüpheli şahsın alt sınırdan uzaklaşılarak yüksek bir ceza alması gerektiğini savunacağız" dedi.

DHA

Borsa İstanbul’da 6 haftalık yükseliş dönemi bitti Oktay Uludoğan Kimdir, Ne İş Yapar? Serveti Samet Akaydin'in yeni adresi belli oldu
Sonraki Haber