“Öncelikle kestane balının diyarı Zonguldak Gökçebey Pazarlıoğlu köyünden tüm ülkeye selamlar” diye başladı, konuşmasına karısının aldatma ile itham ettiği zat.
Gülsek mi, üzülsek mi?
İkisini de yapamadık.
Ama cümle dilimize pelesenk oldu.
Yapıştı kaldı.
Nerede bir aymazlık görsek “Öncelikle kestane balının diyarı…” diye başlayasımız geliyor.
Ülkemizin güzel muhalefeti sabah akşam ekonomi konuşuyor.
Konuşulması gerekiyor elbette.
Ama ekonomi konuşurken hiçbir nitelikli öneri ve değerlendirme gelmiyor.
Herkes sadece gidişin kötü olduğunu belirtiyor ama nasıl bir iyi gidiş temin edebileceklerine dair en ufak bir cümle yok.
“Biz gelirsek düzelir…” tek mesaj bu. Olur, siz gelince düzelsin. Teminatınız yeter…
Bir siyasi partinin kurucu üyesi ve önemli yüzü başka ülkelere siyasal ve askeri sırları satmak yani casusluk iddiası ile yakalanmış, ifadesi ve iddialar ortaya çıkmış, kendi partisi dahil muhalefetten “tık” yok.
Medyanın bir kısmı ise “ne var bunda, gizli bilgi mi vermiş” modunda…
Casusluk faaliyeti sanki pür gizli, devlet sırrı niteliğinde bilgileri elde edip bunu hasım ülkelere vermekmiş gibi bir yaklaşımı topluma benimsetmeye uğraşıyorlar ya…
Yakalanan şahsın hangi tür bilgileri paylaştığını bilmiyoruz. Bildiğimiz gizli kapaklı bir bilgi ve para zarfı değişimi, ancak şurası açık ki kimse kimseye karakaşı kara gözü ve ehemmiyetsiz bilgi için para vermez…
Zarflar içinde her ay ödeme yapılıyor ise bunun da elbette bir nedeni vardır.
Öyle herkesin ulaşabileceği bilgiler olsa ayrıca neden bunu para ile satın almaya kalkışsınlar…
Legal bir danışmanlık ise neden bu mail ortamında ve iban numarası ile yapılan bir iş değil? Faturasını kesersin, vergini verirsin kimse de bir şey demez…
Ayrıca az buçuk askerlik mesleğini icra etmiş, devlet görevi yapmış herkes de bilir ki, sonuçta bir başka ülkeye ülkenle ilgili bilgi veriyorsan ve bu bilgi verme süreçleri ülkenin yetkili birimlerinin kontrolünde, haberi ve izni dâhilinde değil ise, o bilgi ülkene karşı bir şekilde kullanılacaktır…
Bu kişi askerlik mesleğinden ayrılmış, siyasi bir kimliktir.
Uzmanlığı ile ilgili itibar görmektedir. Partisi tarafından önemsenip önemli bir mevkide tutulması da bu nedenledir veya bu nedenle olmalıdır.
Ancak sanki ortada hiçbir şey yokmuş gibi hem partisi tarafından, hem de medya tarafından sahip çıkılması ve diğer siyasi yapılarca bu konuda bir açıklama yapılmaması gerçekten manidardır.
Akla gelen ilk sorular şudur:
Acaba hem kendi partisinden bu zata sahip çıkan isimlerin, hem de sessiz kalmayı tercih edenlerin kendileri ile ilgili de bir telaş ve endişeleri mi vardır?
Medyada bu aleni suçu arkalamaya çalışanların benzer alış verişleri mi vakidir?
Önümüzdeki günlerde her şey netleşecektir muhakkak ama o zamana kadar “Öncelikle kestane balının diyarı Zonguldak Gökçebey Pazarlıoğlu köyünden siyasete ve medyaya selamlar…”