Ayrılmak isterken sakın yüzüğünüzü fırlatmayın!

Nişanlısının yüzüne tek taş yüzüğünü fırlatan gelin adayına bu hareketi pahalıya mal oldu. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, "Nişan yüzüğünü yüzüne fırlattım, bulamadım" diyen genç kızın, yüzüğün parasını ödemeye hükmetti.

Nişanlısının kendisini mağdur ettiğini öne süren genç, 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'ne müracaat ederek, 'nişanın bozulması sebebiyle tazminat ve hediyelerin geri verilmesi' davası açtı.

Mahkemede ifade veren damat adayı, genç kızın nişanı attığını, ancak nişan hediyelerini iade etmediğini ileri sürdü. Genç, nişan merasiminde gelin namzedine takılan 1 adet 22 ayar 14 gram bilezik, 1 adet altın saat, 1 takım altın küpe, 1 adet altın alyans, 1 adet tek taş pırlanta yüzük, 1 adet çeyrek alim, ekonomik değerleri olan 2 çift deri ayakkabı, 1 adet deri çanta, 1 adet abiye nişan kıyafeti, 11 adet seccade, 6 adet örme patik, 6 adet örme çorap, 11 adet yemeni, 11 adet kenarı iğne oyalı havlu, 2 adet tesettür eşarbı, 1 adet iç çamaşırı takımı, 1 çift terlik, tam set pijama takımı, 150 TL değerindeki makyaj setinin aynen, bu mümkün değilse verilen bu hediyelerin bedellerinin işleyecek yasal faizi ile birlikte iadesi ile nişan merasimi için yapılan masrafların bedeli olarak 250 TL'nin faizi ile birlikte iadesini talep etti.

Mahkemede savunma yapan genç kız ise, davacı ile nişanlı olduğu dönemde ciddi sıkıntılar yaşadığını, davacı ve ailesinden sürekli baskı gördüğünü ve nişanı haklı sebeplerle bozduğunu dile getirdi. Mahkeme bazı ziynet eşyalarının damat adayına iadesine hükmetti.

 Karar davacı tarafından temyiz edilince devreye Yargıtay 3. Hukuk Dairesi girdi. Kararda davalının, tüm eşyaların davacıya iade edildiğini savunduğu, bu durumda davalı tarafın bu iddiasını ispat etmekle yükümlü hatırlatıldı. Kararda şu ifadelere yer verildi:

"Yargılama sırasında dinlenen anne ve baba, davacı tarafça gönderilen hediyelerin poşetler içerisinde davalı tarafa iade edildiğini beyan etmiştir. Dinlenilen davacı tanıkları da, nişanın bozulmasından sonra hediyeleri almak için davalının ailesinin evine gittiklerini, davalının ailesinin kendilerine iki poşet eşya teslim ettiğini ancak bu poşetleri orada açmalarına izin vermediklerini, davacının evine gelip poşetleri açtıklarında, poşetlerin içinden altın olarak yalnızca küpe, saat ve alyansın çıktığını, diğer altınların (tek taş yüzük ve çeyrek altınların) çıkmadığını, bu altınların yanında birkaç parça da kıyafet, nevresim takımı, seccade gibi eşyaların çıktığını belirtmişlerdir. Buna göre, dinlenen tanıkların beyanları hep birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu edilen küpe, saat ve alyansın davalı tarafça davacıya iade edildiğinin ispat edildiği göz önüne alınarak, mahkemece bu takılar yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, talebin kabulü doğru görülmemiş, bu husus da hükmün bozulmasını gerektirmiştir. Nişanda davalıya tektaş yüzük takıldığı anlaşılmaktadır. Nişanlı kızın, yüzüğü sinirlenerek fırlattığını ve bir daha bulamadığını söylediği ortadadır. Dava konusu tek taş yüzüğün nişan sebebiyle davalı tarafa hediye edildiği ve davacı tarafça iade edilmediği anlaşılmakta olup, bu itibarla mahkemece, dava konusu tek taş yüzük talebi yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, bu talebin reddi doğru görülmemiş, bu husus da hükmün bozulmasını gerektirmiştir. Kararın oy birliği ile bozulmasına karar verilmiştir."

İsrail: "Hizbullah'ın Nasr biriminin komutanlarından Faour öldürüldü" Giovanni van Bronckhorst: Antrenmanlarda bile böyle değil! Bill Clinton: İslam'dan önce İsrail vardı
Sonraki Haber