BAE, ABD'nin yardımıyla casus imparatorluğu kuruyor...

BAE ve Türkiye ilişkilerindeki gerginlik her geçen gün artıyor. Katar krizi, Sevakin Adası ve BAE'li bakanın skandal paylaşımının ardından ilişkiler neredeyse kopma noktasına geldi.

Peki BAE neden Türkiye'yi hedef alan bir siyaset uyguluyor? İşte ABD güdümündeki ülkenin Türkiye düşmanlığının arkasında yatan nedenler...

ZENGİN PETROL REZERVLERİ VAR

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), dünyanın petrol rezervi bakımından en zengin altıncı ülkesi. Arap Yarımadası’nın batısındaki ülke doğuda Umman, güneyde Suudi Arabistan’la komşu. Ülkenin batıda Katar’la kuzeyde ise İran’la deniz sınırı var.

YEDİ EMİRLİKTEN OLUŞAN FEDERASYON

1971’de İngilizlerin Basra Körfezi’nden çekilmesiyle ‘Birleşik Arap Emirlikleri’ adı altında yedi emirlikten oluşan bir federasyon oluşturuldu. Bu emirlikler Abu Dabi, Dubai, Acmen, Fuceyra, Re’sü El Hayme, Eş Şarika ve Ummu El Gayevin. Federe birimlerin her biri kendi emirleri tarafından yönetilirken, federasyon bu emirler arasından seçilen bir devlet başkanının idaresinde. Ülkenin başkenti ve Dubai’nin ardından en büyük ikinci emirliği ise Abu Dabi.

İLİŞKİLER 1979'DAN SONRA ARTTI

Türkiye’nin Birleşik Arap Emirlikleri’yle (BAE) ilişkileri, Abu Dabi Büyükelçiliğinin faaliyete geçtiği 1979 yılından itibaren hızlandı. 2002’den bu güne Türk müteahhitlik firmalarının üstlendikleri projelerin toplam bedeli 9,7 milyar ABD Doları’ civarında. BAE firmalarının da Türkiye’de çeşitli sektörlerde önemli yatırımları bulunuyor. BAE’de 14.000 civarında Türk vatandaşı yaşamakta.

İLİŞKİLER GERİLİYOR

Birkaç yıldır BAE ile Türkiye’nin ilişkilerinin rayında gittiği söylenemez. Biraz limoni. İşleri güçleri boylarına poslarına bakmadan Türkiye’nin başına çorap örmek. 31 Temmuz 2016’da The Guardian’ın eski editörü David Hearst’ın, genel yayın yönetmenliğini üstlendiği Middle East Eye haber sitesi, Birleşik Arap Emirlikleri’nin Gülen cemaatine darbe girişimi için para aktardığını öne sürmüştü.

SURİYE'DE ABD'YE DESTEK

Mısır ve BAE’nin Suriye’nin kuzeyinde ABD tarafından desteklenen PKK’nın Suriye kolu PYD’ye yardım ettikleri de istihbarat raporlarında yer alıyor. Ahmed Carba‘nın liderliğinde; Mısır, BAE ve ABD desteği ile kurulan Suriye’nin Geleceği Akımı adlı oluşum, Kuzey Irak ve Haseke’deki Arapları PKK saflarında savaştırmak için girişimlerde bulunmuştu. BAE bakanlarından muhtemelen Çerkez kökenli Enver Garkaş, 26 Aralık 2017’de Türkiye ve İran’a karşı Arap âleminin Suudi Arabistan-Mısır liderliğinde birleşmesi gerektiğini söylemişti.

SEVAKİN MEMNUNİYETSİZLİĞİ

Türkiye’nin Katar’da ve Somali’de kurduğu askeri üs ve Sudan yönetimi tarafından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Sudan ziyaretinde ikili anlaşma Türkiye’ye tahsis edilen, coğrafi konumu nedeniyle stratejik öneme sahip Sevakin adasında Türkiye’nin Kızıldeniz kıyısındaki bu liman kentini yeniden onarması, sivil ve askeri gemilerin bakımı için bir rıhtım inşa edecek olması bu İngiliz hempalarını rahatsız ediyor.

BAKAN'DAN SKANDAL PAYLAŞIM

Suudi Arabistan’ın başlattığı Katar krizinde Türkiye’nin Katar’a desteğinden memnuniyetsizliklerini açıkça belli ettiler. Geçtiğimiz günlerde; 2010’da taht uğruna kardeşinin ölüm emrini verecek kadar gözü dönmüş bir katil olan Birleşik Arap Emirlikleri Dışişleri Bakanı Abdullah bin Zayed, Medine Müdafaası kahramanı olarak bilinen Osmanlı Paşası Fahreddin Türkkan’ı ‘hırsız’ olarak nitelemiş, “İşte Erdoğan’ın dedelerinin Müslüman Araplarla ilişkisi buydu” ifadeleriyle diplomatik skandala yol açmıştı. Kılavuzu karga olanın diye başlayan atasözünü hatırlayın. O hesap şimdi bunlar kalkmış, Suudi Arabistan’ın akıl vermesiyle CIA güdümünde istihbarat örgütlerini yeniden dizayn ediyorlar. Bu amaçla Suudi Arabistan İçişleri Bakanı Prens Abdulaziz bin Suud bin Nayef bin Abdulaziz, Abu Dabi’de Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Başbakan Yardımcısı Mansur bin Zayed Al Nehyan ile görüştü.

BAE’de federasyonun kuruluşundan itibaren, Devlet Başkanının Abu Dabi Emiri, Başbakanın ise Dubai Emiri olması yönünde yazılı olmayan bir mutabakat mevcut. Dış politika, güvenlik, ordu ve askeri konular ağırlıklı olarak Abu Dabi Emirliği’nin kontrolünde.

İSTİHBARATIN BAŞINDAKİ KRİTİK ABD'Lİ İSİM

BAE istihbaratı da; federasyonun önemli emirlerinden Abu Dabi Emirliği’ne bağlı. Ayarı onlar veriyor. Bu iş için görevlendirdikleri isimlerden birisi, Abu Dabi Veliaht Prensi Şeyh Muhammed bin Zayid Al Nahyan’ın danışmanı, 11 Eylül 2001’de süreklilik programını başlatan Beyaz Saray’ın eski terörle mücadele Çarı Richard Clarke. Richard Clarke “Good Harbor Security Risk Management” isimli şirketin CEO’su sıfatıyla bu sürece müdahil. Bush yönetimine terörle mücadele koordinatörü olarak hizmet veren Richard Clarke’ın Against All Enemies (Bütün Düşmanlara Karşı) adlı kitabı bulunuyor. Ayrıca siber güvenlik konusunda bir uzman ve bu alanda yazdığı ‘Siber Savaş’ kitabı da var. Türk ve Müslüman düşmanı. BAE hariç olmalı. Demek ki onları Müslüman görmüyor! Richard Clarke “Irak savaşı yüzünden Türkler ve diğer Müslümanların ABD’den nefret ettiğini” de katıldığı tv programlarında alenen söylemiş birisi. “Irak savaşının terörle mücadeleye zarar verdiği” görüşünde. Clarke, “11 Eylül’den sonra Müslüman ülkelerde radikal dincilere karşı bir tepki oluştuğunu, ancak ABD’nin Irak’taki tutumu yüzünden bu şansı kaçırdığını” düşünenlerden. “Irak savaşı yüzünden radikal dincilerin ideolojisini güçlendirdik, Usame Bin Ladin ve diğerlerinin elini güçlendirdik. Yakınlarda yapılan bir ankette Türkiye, Fas, Ürdün, Mısır gibi Müslüman ülkelerde insanların yüzde 90’a varan bölümünün bizden nefret ettiği ortaya çıktı. Yüzde 90’a yakın çoğunluğun nefretini topladığımız zaman işimiz çok zorlaşıyor. Yakaladığımız ve öldürdüklerimizden daha fazla sayıda ideolojik radikal ortaya çıkıyor.” demişti.

GİZLİ SERVİSİN BAŞINDA YİNE ABD'Lİ İSİM VAR

‘Arap Baharları’nın başında Birleşik Arap Emirlikleri, eski bir CİA gizli servis sorumlusu Larry Sanchez’e gizli servislerini eğitme ve yeniden örgütleme sorumluluğunu vermişti. Sanchez CAGN Global yönetim kurulu başkanı sıfatıyla müdahil oluyor. CIA’in en gizli servislerinde görev alan Sanchez, CIA ile New York Polis Teşkilatı arasında Müslüman şüphelileri ‘terör’ eyleminde bulunmadan yakalamaya yönelik çok tartışmalı bir program başlatmasıyla tanınıyor. Program kapsamında New York’taki Müslümanlar camide, kitapçıda, hemen her yerde çok sıkı takibe alınmıştı. Sanchez, son 6 yıldır New York’ta programı başlattığı sırada yakın dostluk kurduğu Abu Dabi Veliaht Prensi Muhammed bin Zayed el Nahyan için çalışıyor. Sanchez tek başına çalışmıyor, aralarında başka Batılı profesyonel güvenlikçiler de var. Abu Dabi Veliaht Prensi için yabancı güvenlikçilerden oluşan bir ordu kurduktan sonra faaliyetlerine devam eden özel güvenlik şirketi Blackwater’ın kurucusu Eric Prince de bu isimlerden biri. Söz konusu yeniden yapılandırmada aralarında LUAA ve DarkMatter’in de bulunduğu başka şirketler de görev alıyor.

ABD'DEN UZUN SÜREDİR İSTİHBARAT DESTEĞİ ALIYOR

ABD’nin BAE’ye sunduğu istihbarat desteği yeni değil! ABD hükümetinin 2010 ve 2011 yıllarında İranlıların oluşturduğu siber saldırı kapasitesine karşı kendi resmi yetkililerini BEA’ya gönderdiği ve yasadışı dinlemeleriyle meşhur ABD’deki Ulusal Güvenlik Kurumu’nun (NSA) bir benzerinin BAE’de kurulmasına yardım ettiği biliniyor. Her şeyini ABD’nin belirlediği BAE’deki versiyonun adı önce Ulusal Elektronik Güvenlik Otoritesi, sonra da Sinyal İstihbarat Kurumu oldu. Birleşik Arap Emirlikleri; güvenlik-istihbarat kurumlarını CIA gibi oluşturmaya çalışırken, ABD ordusu ve istihbaratında uzun yıllar görev yapılarak elde edilmiş becerileri de satın alıyor. ABD’li casusları maaşa bağlayan BAE hükümetine bağlı şirket, FBI soruşturması altında. ABD Uluslararası Silah Ticareti Düzenlemeleri, bu tür eğitimleri ‘ihracat’ sayıyor. ABD’nin vatandaşlarının askeri ve istihbarat eğitimi vermesine kısıtlamalar getiren, bu tür eğitimleri ‘ihracat’ olarak saydığı bazı düzenlemeleri var. Düzenlemeleri ihlal edenlere dava açılabiliyor. Ancak Sanchez’in CAGN Global şirketi, ABD Dışişleri’nden ‘ihracat ruhsatı’ almayı başaran şirketler arasında.

KENDİ CIA'İNİ KURMAYA ÇALIŞIYOR

BAE; CIA’in yardımıyla kendi CIA’ini kurmayı amaçlıyor. Bu amaçla BAE; batı tipi profesyonel istihbaratçı kadroları yetiştirmek için büyük paralar karşılığı CIA’in ve ABD hükümetlerinin eski yetkililerini tuttu. Hedef hem İran hem de İran ya da İhvan bağlantısıyla suçlanan muhalifler. Suudi Arabistan’ın en sıkı müttefiki BAE, Körfez’de bir casus imparatorluğu kurmak için ABD’nin eski istihbarat, askeri ve hükümet yetkililerine büyük meblağlar ödüyor. Abu Dabi’nin Zayed Limanı yakınında yüzme havuzlu bir villada BEA’lilere istihbarat eğitimi veriliyor, Abu Dabi’ye 30 dakika mesafedeki ‘Akademi’ isimli merkezde de BEA’lilerin CIA’in ‘Çiftlik’ lakaplı Paery Kampı’nda çatışma eğitiminden geçiriliyor. İstihbarat eğitimi operasyonun gerisindeki kilit isim eski istihbaratçı Larry Sanchez. Irak ve Afganistan’da sivil katliamlarına imza atan ve hakkında savaş suçu ithamları bulunan özel güvenlik şirketi Blackwater’ın kurucusu Eric Prince, Abu Dabi Veliaht Prensi için yabancı güvenlikçilerden oluşan bir ordu kurdu.

Ne yapsalar boş, neden mi? Çünkü korkunun ecele faydası yok da ondan. Hasımlarına inat Ziya Gökalp’in dediği gibi “Düşmanın ülkesi viran olacak, Türkiye büyüyüp “Turan” olacak.”

Son 24 saatte 3 şüpheli paket alarmı: O ülke alarma geçti! Bakan Kacır'ın konvoyunda kaza: Ölü ve çok sayıda yaralılar var! Erzurum'da korkunç kaza: Takla atan araçta 1 ölü, 3 yaralı...
Sonraki Haber