Bahçeli: Öztrak şu amcana bir bak bakalım!
FETÖ'nün siyasi ayağının ortaya çıkarılmamasına yönelik sert eleştirilerini sürdüren MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, CHP'ye yüklendi. "Diyoruz ki bunu çıkartın, hangi partideyse çıkartın. Ama istismarından artık vazgeçin!" ifadelerini kullanan Bahçeli, "Şimdi siyasi ayağı sorup duruyorsun Faik Öztrak. Yahu şu amcana bir bak bakalım kimdir. Bu siyasi ayak mıdır yoksa başka bir ayak mıdır?" diye sordu.
Bahçeli, dün akşam kendisini izleyen gazetecilere akşam yemeğinde biraraya geldi. Çantasından çıkardığı 27 Mayıs, 12 Mart ve 12 Eylül hükümetlerinin kabinelerinden oluşan belgelerle, FETÖ’nün siyasi ayağının ortaya çıkarılmasına yönelik önemli çağrılarda bulunan Bahçeli, Kılıçdaroğlu’nun söylemleri üzerinde hazırladığı dosyayı da açıkladı.
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Bahçeli, özetle şunları söyledi:
TÜRKİYE BAŞARILI OLDU
“(Ortadoğu’da yaşananlar dünya savaşına neden olabilir mi?) Sorunu daha farklı bir noktada çözmenin, diplomatik yaklaşımlarla uzlaşma zemininde halletmenin yollarının bulması lazım. Yoksa ‘böyle devam etti bir üçüncü dünya savaşı gelsin’ temennisi Ortadoğu’yu daha karmaşık bir hale getirmekle kalmaz dünyayı da aynı hale getirir. Bunu telaffuz etmemek gerekir. Terörün uluslararası tanımını doğru yapmak lazım. Terörle mücadelenin nasıl yapılacağı konusunda da uluslararası bir anlayışa sahip olmak lazım. Terörün beslendiği kaynakların kurutulması lazım. Teröre destek veren ülkelerin bu destekten vazgeçmeleri lazım. Bu böyle gelişmediği taktirde yarın ne olacağını kestirmek çok zor olur. Bugün çok yetersiz gördükleri, dış politikada tecrübesi çok olmayan, uluslararası alanda fazla dikkat çekmeyen bir ülke olarak Türkiye, Ortadoğu’yu ayrıca büyük, gelişmiş ülkelerin Ortadoğu’ya müdahale şekillerini, amaç ve hedeflerini doğru okuyan bir siyaset takip etmiştir. Bu siyaset takibinde Türkiye’nin bugüne kadar edindiğimiz bilgiler ışığında başarılı olduğunu da ifade etmek isterim. Yol gösterici, itidal tavsiye eden ve zaman zaman da çözüm arayışına giren bir ülke konumunda olmuştur. Libya’nın üzerinde Türkiye’nin oluşturduğu zemini bozmak için darbeci bir generalin arkasına takılarak Türkiye’yi mahkum etmeye çalışmaktadırlar. Şu an için Moskova’dan kaçan ama Berlin’de yakalanan bir Hafter ile Türkiye zannediyorum Libya’daki ateşkesi de başaracaktır. Suriye’de de tanıdığım sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrılara uyarak Esad denilen cani ile oturup görüşeceğine ihtimal vermiyorum. İdlib meselesi çözülmelidir. Rusya rejimin yanındaki gücünü çekmelidir. Türkiye ile olan diyaloglarını olumlu geliştirmeye gayret göstermelidir. Esad ile bir yere varması mümkün değil.
İTTİFAKTAYIZ KOALİSYONDA DEĞİLİZ
(Cumhurbaşkanı ile görüşecek misiniz?) Her zaman görüşme ihtimalimiz söz konusu olabilir. Çünkü Cumhur İttifakının iki önemli kanadıyız. Yeri gelir görüşürüz, yeri gelir birbirimizi dinleriz, yeri gelir biraz sabırlı hareket ederiz. Ama her zaman görüşeceğiz diye bir kural yok. Görüşmenin sınırını ve kapsamını planlayarak görüşme de olmaz. O bakımdan bu başka türlü anlayışlara da sebebiyet verebilir. Biz ittifaktayız koalisyonda değiliz.
SAVCILIK MI YAPACAĞIZ
(FETÖ’nün siyasi ayağı nasıl ortaya çıkarılmalı?) Araştırma komisyonunda ısrar etmek ve herkesi oraya da davet etmekte eğer çok kuşku verici davranışlarının üzerini örtmek gibi bir çabaları yoksa zaten bir anlamı olmaz. Meclis’te ne yapacağız hepimiz; savcılık mı yapacağız? Böyle şey olmaz. Bir de bunu çok saptırıyorlar. İşte zaten bizi düşündüren, CHP’ye olan güvenimizi sarsan nokta burasıdır. 15 Temmuz’un arkasında bir Yurtta Sulh Konseyi var. Bunların içerisinde darbeyi yapan askerler olduğu gibi darbecilerle hareket eden siviller, bürokratlar olabilir. Darbe başarılı hale gelirse de ülkeyi yönetecek bir yönetim kadrosunun bulunması lazım. Şimdi böyle bir durumu biz araştırıyoruz.
BİR BÖLÜMÜ AP’Lİ BİR BÖLÜMÜ CHP’Lİ
Birkaç örnek vermek istiyorum. Türkiye’de yapılan ilk ihtilal 27 Mayıs darbesidir. İşte 27 Mayıs ihtilalcilerinin oluşturduğu hükümet. Bunların içerisinde öyle isimler var ki, büyük bir çoğunluğu bürokrat ve siyasetçi. Eğer başarısız olsalardı 30’ı aşkın Milli Birlik Komitesi üyesinden hesap sorarken bu siviller ne olacaktı? 12 Mart’tan sonra oluşan yapı üzerinde değerlendirmelerde bulunmak istiyorum. Buna CHP ve diğer partiler de cevap versin. 26 Mart 1971 ile 11 Aralık 1971 tarihleri arasında 33. Hükümet kurulmuş. Başbakan Nihat Erim. CHP’den istifa ettirilerek başbakan yapılan kişidir. Eğer 12 Mart’ta netice alamamış olsalardı, bunların içinde siyasi uzantı kimlerdir diye sorduğunuzda o zaman Nihat Erim başta gelir. Doğan Kitaplı, AP’li; Sezai Ergun, AP’li; Adalet Bakanı İsmail Hakkı Arar CHP, Mukadder Öztekin CHP… Yani siyasi katılımla ülkeyi yönetmeye talip olmuş, muhtıracılarla uzlaşmış bir siyasi kadro var. Bu siyasi kadro kimdir diye sorduğumuzda eğer bunlar bakan olmasaydı bilemezdik kim olduğunu. Ama şimdi biliyoruz. Bir bölümü AP’li bir bölümü bağımsız bir bölümü CHP’li.
HANGİ PARTİDEYSE ÇIKARTIN
Silivri ve Sincan Cezaevinde bulunanlar başarılı olsaydı ne olurdu? Hükümeti kimle kuracaklardı, Cumhurbaşkanları kim olacaktı, Başbakanları kim olacaktı? Yurtta Sulh Konseyinin unsurları kimler olacaktı? ‘Bunlar hangi partide varsa ortaya çıkartın’ diyoruz. Diyoruz ki, kim bunlar kardeşim? CHP’nin içinde varsa çıkartın, MHP’nin içinde varsa çıkartın, bürokraside varsa çıkartın, sağdan soldan görevlendirilmişler varsa çıkartın. Bazılarını ABD görevlendirmiş adı bağımsız… Biz bunu soruyoruz. Yoksa CHP’nin kuracağı komisyonun üç üyesiyle bu iş olmaz. Ama bu 15 Temmuz’un ruhuna inmiş, onlarla geçmişte münasebetleri olan insanlar, Yurtta Sulh Konseyi’ni benden çok daha fazla tanıyor olsa gerektir. Biz de diyoruz ki bunu çıkartın, hangi partideyse çıkartın. Ama istismarından artık vazgeçin! Çorbacıyla tatlıcıyla artık uğraşmayın. Bunlarla uğraşın. Bunların hepsini geçmişteki olaylara bakarak söylüyoruz.
ÖZTRAK ŞU AMCANA BİR BAK BAKALIM
12 Eylül darbesi. Beş komutanın dışında eski komutanlardan biri Bülent Ulusu başbakan olmuş. Devlet Bakanı Başbakan Yardımcısı Turgut Özal, hangi siyasi eğilimdedir? Şimdi çok çok konuşan Faik Öztrak. Soruyorum İlhan Öztrak neyin olur acaba? 12 Eylül’de Devlet Bakanı İlhan Öztrak değil miydi? Bir tanesi var Mehmet Özgüneş, hem 27 Mayıs’ta var hem 12 Eylül’de var. Adam joker. 12 Eylül başarılı olunca bunlar hükümet oldu. Başarısız olsalardı bunun da siyasi ayağını araştırıp duracaktık. Şimdi siyasi ayağı sorup duruyorsun Faik Öztrak. Yahu şu amcana bir bak bakalım kimdir. Bu siyasi ayak mıdır yoksa başka bir ayak mıdır?
İŞİMİZE YARAR DİYE YANINIZA ALACAKSINIZ
Sincan’da yatan 40’ın üzerinde general var. Bu insanlara neden sormuyorsunuz? Yurtta Sulh Konseyinin sivil bölümü nerede? Çankaya’da mıdır, Bahçelievler’de midir, İstanbul’da mıdır… Neredeyse bulun diyoruz. Siz darbe yapacaksınız adını konsey koyacaksınız, konseyin elemanlarından dört paşayı içeri alacaksınız, diğerleri? Şimdi bunlar kendilerini kurtardılar, sessiz kaldılar belki ilerde işimize yarar diye yanınıza alacaksınız, bu nasıl bir iştir?
BYLOK’ÇULARI VERMEZSEN SUÇ DUYURUSUNDA BULUNACAĞIZ
Şu gördüğünüz dosyada CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhuriyet Başsavcılarına suç duyurusu olabilecek konular üzerindeki ifadeleri bulunuyor. Tiyatroya hanımları gönderiyorsunuz da sizler niye gitmiyorsunuz? Kemal Kılıçdaroğlu, Ekrem İmamoğlu, Selahattin Demirtaş. Demirtaş cezaevinde bari tiyatroya gittiğinizde değerli bir artistle yan yana otursaydınız da hanımlar evde sizi seyretseydi. Kılıçdaroğlu, ‘ByLock’çu vekiller açıklansın. AKP’de 120, 180 arasında ByLock kullanan var’ diyor. Şimdi Sayın Kılıçdaroğlu, 120 ile 180 arasındaki ByLock’çuları İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na götür ver. Eğer vermiyorsan biz sana suç duyurusunda bulunacağız, gel tıpış tıpış ayaklarınla bunların isimlerini ver diyeceğiz.
SAVCILAR KOMUTANLARA SORACAK
Artık ille de Adil Öksüz bulunsun demeye gerek yok. Savcılar gidecek cezaevindeki komutanlara, ‘Bize sivilleri anlatın kimler bunlar’ denilmelidir. Bunu niye sormuyorsunuz? TRT spikerine o metni okutanın kim olduğunu niye sormuyorsunuz? Yoksa Meclis’te bulunan herkes iki ayaklı. Ama 15 Temmuz’un siyasi ayağı her halde iki ayaktan fazladır. Bizim komisyonla ne işimiz var. Bunlar savcıların işi. Suç duyurusunda bulunacağız, bunlar doğru mu savcılar ona bakacak. Bizim işimiz yol göstermek.
(Ne zaman suç duyurusunda bulunacaksınız?) Soğukların geçmesini bekliyoruz (gülüyor)
ARKAMDA DOLAŞMANIZA MÜSAADE ETMEM
CHP aklını başına alıp da Yurtta Sulh Konseyi’nin araştırılması için önerge veriyoruz demiş olsa çok daha anlamlı olur. Ama, ‘siyasi ayağı kimdir bunu Sayın Bahçeli imzalasın biz de arkasından gidelim’. Sizin benim arkamdan gelme şansınız yok. Sizin arkamda dolaşmanıza ben zaten müsaade etmem. Böyle bir önerge ile kalkıp işin üstünü örtüyorlar.
(Siyasi ayağının daha çok CHP içinde olduğunu mu ima ettiniz?) Yurtta sulh Cihanda Sulh. Söyleyen kim Mustafa Kemal Atatürk. Üstünü örtüyorlar. Yağmurluk gibi onu geçirmişler. Araştırılması gereken konulardır. Ben diyorum ki, siyasi ayak kim ise çıkarılsın. Bizdekileri biliyordum hadi güle güle dedim. Bunları bulun diyoruz. Bulamıyorlarsa bize yetki versinler biz buluruz bunları.
(3 yıl boyunca bulunamama nedenleri ne olabilir?) Siyasi ayağın zekasındandır. Askeri sürüyorlar arkalarında kalıyorlar. Sütre gerisindeler. Komutanlar başarılı olursa gidip bravo komutanım, sen bir tanesin diye alkışlıyorlar. Şimdi Kenan Evren’i seven mi var. Siyasi kadro darbelerin sivil kanadını oluşturan insanların zekasıdır.
HÜKÜMET YARGIÇLARIN ARKASINDA DURACAK
Bu milletvekili işi değil. Yargıya başvuracaksınız, savcılar harekete geçecek. Bugünkü hükümetin yapacağı tek şey bundan böyle, ‘terörle mücadelenin her iki boyutunda tam yetkilisiniz ve sonuna kadar da gidiniz. Gittiğiniz yerde millet iradesi olarak ben varım’ diyecek. Yani hükümet olarak milli iradeyi temsilen o yargıçların arkasında duracak: Size tam yetki veriyorum, elden gelen tüm çabayı gösteriniz. Siyasi irade olarak da arkanızda duruyoruz demeli. 500 küsur gün oldu. Bu ayak çözülmeden Türkiye’de terörle mücadelede de netice almakta zorlanıyorsunuz. İster yerde ister gökte ara. Zaten yarısı çıkmış. 15 Temmuz’da Ankara’da olanlar 16 Temmuz’da uçmuşlar.
(Dönemin EDOK komutanını serbest bırakan istinafın üyelerinin yer değiştirilmesi başka yanlışın önünü açmak değil midir?) Mümkündür. Çünkü o mahkemeden alınan kararların doğru olmadığı anlaşılmıştır. HSK bu yanlışı görerek görevden almıştır. Bunun anlamı bunlar artık benim göz hapsimde demektir. Devlet yönetimlerinde bunlar olur. Göz hapsine alırsın ilişkileri belli olur, kiminle ne konuşuyor, haksızlığa uğradım diyorsa telafisi için hangi siyasilerin peşinden koşuyor iktidarla mı, muhalefetle mi görüşüyor. Yurtta Sulh Konseyinin askeri kanadı Sincan ve Silivri’de, Bahçeli diyor ki, sivil hayatı nerede? Ankara’da mı, İzmir’de mi, Türkiye’nin neresindeyse bulun getirin kardeşim.
NASIL BAŞBAKAN OLACAKSIN
(Yurtta Sulh Konseyini dile getiren siyasiler de olmuştu) Yurtta Sulh Konseyi tartışıldığı dönemde bunu söyleyip sonra ben başbakan olacağım diyeceksiniz. Nasıl olacaksın? 15 Temmuz günü darbe yapılmış seni kim başbakan yapacak. Bu suali savcının sorması lazım. Bu kavramın arkasında ne var bunu soracak. Neden sormuyor? Seni başbakan yapacak unsurları bir say bakalım. İçinde asker mi var sivil mi? Bu numaraları biz biliyoruz. Beyni bulun. Beyni kim?
CUMHURBAŞKANLIĞI MAKAMI İLE ÖZDEŞLEŞTİRİYORLAR
(Eşlerin tiyatro oyunun izlemesi, terör propagandasının perdelemesi mi?) Çok net bunlar. Kimi eş kimisi ittifak eşi. Bu hanımefendiler evde otururken siz zaten bu tiyatroyu oynuyorsunuz, bu defa Kadir İnanır ile beraber sahnede oynasanız ne olur. O üç masum hanımın ne günahı var.
(Kanal İstanbul tartışması, Kaboğlu’nun önerisi) Kurulan tezgah şu: Mevcut İstanbul Belediye Başkanını birileri Cumhurbaşkanlığı makamı ile özdeşleştirerek belli bir dönem için yarışa hazırlıyorlar. Onun adını koymaya çalışıyorlar. Ona sen muhtemelen Cumhurbaşkanı adayımız olacaksın diyecek. Bir profesöre yakışmayacak üsluplar. Peki Fırat. Dicle, Kızılırmak, Sakarya… Bunların hepsine bakarsanız her nehrin derenin aktığı yerde Türkiye’yi böleceksek bize bir evlik yer kalmaz.
TERBİYESİZ YAKLAŞIMINDAN DOLAYI MHP LİSTESİNDEN DÜŞTÜ
(MHP’nin belediye transferi gayreti var mı?) Bu konuyla ilgili bizim ihracımız var. Kaynaşlı Belediye Başkanı. Türkiye’yi olimpiyatlarda temsil edecek hanımefendilere terbiyesizce yaklaşımından dolayı MHP’nin listesinden düştü. Demek ki MHP ille de filan belediye başkanını yanımıza alacağız diye bir çabanın içinde olmamak durumunda. MHP’ye HDP’den CHP’den belediye başkanı her gün geleyim dese dahi kabul etmem mümkün değil. AKP’den de geleceğe de Cumhur ittifakı var ayıp olur. Erken seçime bizim dışımızda, AKP’nin dışında çok ciddi hazırlık yapanlar var. Haziran ayından sonraki her pazar günü erken seçim yapılır diyerek birbirlerine destek verenler var. Yeni kurulacak partileri aralarına alanlar var. Biz kaya gibi Cumhur İttifakı olarak yolumuza devam ediyoruz.
EN BÜYÜK ELEĞİ ALDIK
(Ceza infazı geriye almıştınız) Gelişmeleri takip ediyoruz. Çekmedik beklemeye aldık. Beklemek demek gelişmeleri takip ederek uygunsa devreye sokarsınız değilse yerinde kalır.
(Engin Alan’a kapınız açık mı?) Değerli bir komutandır. Herkesi çağırıyoruz. İp’i davet ederken İp’le alakası olmayan bir şahsın gelmesi.. Arzularsa partimiz açık. Biz herkesi kucaklamak istiyoruz. Ama artık eskisi gibi gel git, gel git olmayacak. Yani bizim Samanpazarı’nda elekler var. En büyük eleği aldık MHP olarak. O elek sosyal eleğimiz oldu. Üstüne atıyoruz, sallıyoruz. Alta düşenle alakamız yok. Üste düşenlerle her şeyi yapabiliriz. Hayat bizi o en büyük eleği aldırmaya mecbur bıraktı. Tecrübeler bizi öyle düşünmeye mecbur bıraktı. Bundan sonra sosyal elek çalışacak. Üstünde kalanların başımızın üstünde yeri var. Alta düşenleri ise Karadeniz tabiri ile tanumazuk (gülüyor)
(Araba koleksiyonu) Koleksiyon yenileniyor. Yeni bir jip var. Bizimki eski model. BJK plakaları yayıyorum her tarafa.”