Bahçeli'den, Topbaş'ın FETÖ'den tutuklu damadının tahliyesine bir tepki daha!

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın 'FETÖ'den tutuklu damadı Ömer Faruk Kavurmacı'nın sağlık sorunları ile tahliye edilmesine bir kez daha tepki göstererek, "FETÖ artık tümden yok edilmeli, kaynağı kurutulmalıdır. Sırtını sağlama hatırlı isimlerin korunmasına hiç gerek yoktur.  Şunun damadı diye gözlerinin yaşına bakmamak lazım" dedi. 

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın 'FETÖ'den tutuklu damadı Ömer Faruk Kavurmacı'nın sağlık sorunları ile tahliye edilmesine bir kez daha tepki göstererek, "FETÖ artık tümden yok edilmeli, kaynağı kurutulmalıdır. Sırtını sağlama hatırlı isimlerin korunmasına hiç gerek yoktur. Şunun damadı diye gözlerinin yaşına bakmamak lazım" dedi.

"Çaycıyı çorbacıyı bırakın, yılana çıyana bakın. Zehire odaklanın" diyen Bahçeli, "Kapıcıyı, odacıyı, memuru, işçiyi değil, 15 Temmuz'un kurgusunu, saldırı planlamasını yapan sözde akıl ve akil hocalarını yakalayın. Kavurmacılar aklanıyor, baklavacılar adaletten kaçırılıyorsa kesinlikle çözülmesi gereken bir sorun vardır" ifadesini kullandı.

Bahçeli, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Bu ülke huzur ve refaha kavuşuncaya kadar OHAL kaldırılmayacak" sözlerine de destek vererek, "Olağan şartlara daha ulaşılmamışken, mücadeleyi sekteye uğratacak her adım Türkiye düşmanlarına hizmette bir ve aynı olacaktır" diye konuştu.

İşte o konuşmadan satır başları

"Potada Avrupa'nın en büyük kupasını kazanan basketbolcuları, teknik ekibi, yöneticileri, taraftarı tebrik ediyorum. Avrupa şampiyonluğunu bileğinin hakkıyla kazanan Fenerbahçe'yle iftihar ediyorum. Başarılarının devamını diliyorum.

HAİNLERİN KÖKÜ KAZINMADAN...

Hainlerin kökü kazınmadan, Türk düşmanları nefretlerinde boğulmadan aziz milletimiz huzur bulamayacaktır. FETÖ'yle mücadelede Türk devleti doğru bir çizgidedir. FETÖ tümden yok edilmeli, kaynağı kurutulmalıdır. FETÖ'yle mücadelede hatırlı isimlerin korunmasına hiç gerek yoktur. Yoksa milli vicdanlarda dipsiz kuyular açılacaktır. Bunların gözünün yaşına bakmamak şarttır.

FETÖ'CÜLERİ KORUMAYA ALMAK EN ADİ SUÇ

221 sanıklı çatı davanın, görülmesiyle çok şey açığa çıkacaktır. Jandarma komandolar eşliğinde çıkan hainlerin darbe girişiminin beyin takımı olduğu ifade edilmiştir. Ancak, medyada fotoğrafları gösterilen FETÖ'cülere lider kadrosu yorumu getirmek arkada kalmış isimleri perdelemek demektir. Bilerek kasten FETÖ'nün ileri gelenlerini, eylem ortaklarını siyasetten iş alemine bürokrasiye kadar olanları korumaya almak en adi suçtur.

Yurtta Sulh Konseyi üyeleri yargılanıyormuş! Aklımızın yatmadığı bazı şeylerin netliğe kavuşmaya ihtiyaç vardır. Ortada henüz FETÖ’nün siyasetçi ayağı yoktur. 15 Temmuz gerçekleşmiş olsaydı, bakan ve başbakan olması muhtemel hiç kimseden ses yoktur. Yer yarılmış FETÖ’nün siyasi ayağı yerin dibine girmiştir...

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'IN SÖZLERİ İSABETLİDİR

Cumhurbaşkanı Erdoğan, pazar günü AK Parti'ye yeniden genel başkan olduğunda, "İhanet içinde kim olursa gözünün yaşına bakmayacağız" görüşünü dile getirmiştir. Biz bu görüşü son derece isabetli değerlendiriyoruz. FETÖ ile mücadeleye herkesi çağırmasını olumlu ve doğru buluyoruz. Bu sözden sonra artık bahane tükenmiştir. Kripto damarının kesilip atılması, kılık değiştirmiş, üslup açısından kendini emniyete almış FETÖ'nün siyasi ayağının darmadağın edilmesi, seferberlik ruhu ile ele alınmalıdır.

MİLLET KAVRULMUŞ, 'KAVURMACILAR' AKLANIYORSA SORUN VAR

Olağan şartlara daha ulaşılmamışken, mücadeleyi sekteye uğratacak her adım Türkiye düşmanlarına hizmette bir ve aynı olacaktır. Çaycıyı çorbacıyı bırakın, yılana çıyana bakın. Zehire odaklanın. Kapıcıyı, odacıyı, memuru, işçiyi değil, 15 Temmuz'un kurgusunu, saldırı planlamasını yapan sözde akıl ve akil hocalarını yakalayın. Kavurmacılar aklanıyor, baklavacılar adaletten kaçırılıyorsa kesinlikle çözülmesi gereken bir sorun vardır. Himmet dediler, terör örgütüne para topladılar. Hidayet dediler, FETÖ'ye kan verdiler. Can aşıladılar, neden oldular.

HAİNE MERHAMET, MAZLUMA İHANETTİR

Devletin her kademesine sızıp, iç savaş ve parçalanmanın şartlarını aşıladır. Bunlar iffetsizliğe kucak atan, vaiz geçinip vandallara bile taş çıkartan aklını ve ruhunu kaybetmiş FETÖ terör örgütünün uşaklarıdır. Bunların hakkından hukuken gelmek vaciptir. Hatırlıymış, tanınıyormuş, arkası kaviymiş, sırtı pekmiş... Bırakınız bu safsataları, geçiniz bu bayat taktikleri. Haine merhamet, mazluma ihanettir. Caniye hoşgörü, masumiyete karşı işlenmiş cinayettir. Türkiye düşmanlarına acınırsa, çok geçmez, fazla sürmez acınacak hale aziz Türk milleti düşer. Pensilvanyalı barbarın kirli oyuncuları varmış, kaç yazar? Destekçileri arasında pek çok ülke varmış, ne çıkar? ABD yediriyor, içeriyor, Almanya FETÖ'cülerin iltica taleplerini kabul ediyormuş, ne fark eder? Kahraman Türk neslinin ateşe kök söktüren kuvvetli nefesi, bunları yerle bir etmeye yeterlidir.

ABD'NİN PKK/YPG'Yİ SİLAHLANDIRMASI İYİ NİYET İHLALİDİR

Muhterem arkadaşlarım, hatırlarsanız ABD yönetimi terör örgütü PKK'nın Suriye kolu olan YPG'ye yönelik ağır silah yardımını 9 Mayıs'ta yayınlanan kararname ile resmileştirmişti. Bu karara dayanak olarak Rakka'ya yapılması planlanan askeri operasyon gösterilmiştir. ABD, ülkemizin çağrılarına kulak asmamış ve bir terör örgütü ile yol yürümeye karar vermiştir. PKK/YPG'nin silahlandırılması, iyi niyet ihlalidir. Obama döneminden miras kalan IŞİD bahanesi ile PKK, YPG'yi güçlendirmek akla uygun değildir. Terörün iyisi veya kötüsünün olmadığı söyleyegeldiğimiz bir hakikattir. Bir terör örgütünün bir başka terör örgütü ile ortadan kaldırma çabaları sorunları büyütecektir. Hangi terör örgütü olursa olsun, bunlara verilen destek ve yardımların bir süre sonra daha ciddi sorunlara yol açacağı unutulmamalıdır. Afganistan örneğinin ne anlama geldiğini en iyi bilmesi gereken ülke ABD'dir. Burada silahlandırılan grupların ABD'yi nasıl hedef aldığını 11 Eylül dolayısı ile hepimiz biliyoruz. Bugün Afganistan merkezli terör oluşumlarından bahsediyorsak ABD yönetiminin hata ve yanlışlarını gözden uzak tutmamalıyız. Ağır silahların YPG'ye verilmesi, sorumlu devlet anlayışı ile izah edilecek yanı yoktur. ABD, Türkiye gibi önemli bir müttefikine karşı büyük bir saygısızlık ve husumet örneği göstermiştir. ABD'nin bu tercihinin Türkiye nazarında sorgulanması gayet tabidir. ABD yönetiminin PKK/YPG'yi silahlandırma kararı alması sürpriz değildir. Suriye krizi başladığı günden beri bu terör örgütünü silahlandıran da, göz yuman da Washington yönetimidir. Bu konuda bir diğer suç ortağı da Moskova yönetimidir. Bunların hepsini şimdiye kadar yaşadık ve gördük. Anlaşılan gerçek odur ki, PKK ile iş tutan ve sözde Kürdistan hayali kuran karanlık lobiler, düşman çevreler boş durmamaktadır.

ABD'NİN YENİ DIŞİŞLERİ BAKANININ HADDİ DEĞİLDİR

Sayın Cumhurbaşkanı'nın ABD ziyareti esnasında Türk güvenlik görevlilerine saygısız muameleler, hiçbir vatan evladının gözünden kaçmamıştır. ABD makamının alması gereken tedbirleri her seviyede ihmal etmesi sonucunda güvenlik zafiyetleri ortaya çıkmıştır. Türkiye'nin Washington büyükelçiliği önünde gösteri yapmaya kalkan terör yandaşları ile Türk görevliler arasında yaşanan tartışma titizlikle incelenmelidir. ABD'lilerin, "Türk şiddetinden" bahsetmesi, diplomatik nezaketi hiçe sayan yanlı ve maksatlı çürük bir iddiadır. Türk ve şiddeti aynı cümle içerisinde kullanmak, ABD'nin yeni dışişleri bakanının haddi değildir. Şiddet görmek isteyen bakan kafasını kaldırıp Irak'a bakarsa, ülkesinin geçmişine bakarsa şiddeti net olarak görecektir. ABD'li bakan bölücülerin, terör yandaşlarının ve yandan çarklı bir avuç kendini bilmezin yaptıklarını görmüyor, yaşananlardan dehşete düştüklerini söylüyor. Dehşete düşmesi gereken ABD Dışişleri Bakanı değil, küresel güçler tarafından zincire vurulan koskoca İslam alemidir.

TÜRK ŞİDDET DEĞİL, TARİHE NAM BIRAKMIŞ BİR ŞUURDUR

ABD Başkanı'nın göreve gelmesinin ardından yaptığı ilk yurt dışı ziyaretinin Suudi Arabistan'a yapması ilk bakışta iyimserlikle karşılansa da, inandırıcılığı zayıftır. "İslami aşırılara karşı" ortaklık teklifte bulunması da samimi değildir. İslam aşırı değildir. Washington'dan İslam'a baktığında terör ve şiddet görenler, ya bakan kör ya da bakmayan kötürümdür. İslam barış dinidir, şüphesiz ki Allah nezdinde din İslamdır. İslam ile terörü ilişkilendirmek art niyet değilse, su katılmamış cesarettir. ABD'li bakan şiddetin ne demek olduğunu ya girdiği kan banyosunda unutmuş, ya da Türk kime denir, unutmuştur. Türk şiddet değil, tarihe nam bırakmış bir şuurdur. Bizim geçmişimizde Vahşi Batı değil, herkesi kucaklayan merhamet ve adalet vardır. Bizim geçmişimizde posta arabasının önünü kesenler, at hırsızları, posta kutusu soyanlar, Kızılderililerin kanına giren acımasızlık değil, asalet ve soylu bir millet ruhu vardır.

ABD'YE VERİLEN NOTA DOĞRUDUR

Washington Büyükelçiliği önünde Türk düşmanlarının provokasyonlarını sümenaltı edip Türkiye'yi suçlamak, utanç duyulacak bir savunma hâlidir. ABD'deki PKK damarı birden kabarmış, Türk heyetinin resmi ziyareti ile azgınlaşmış, savaş baltalarını ortaya çıkarmıştır. Türkiye'nin ABD'ye vermiş olduğu nota doğrudur, yerindedir. Azı vardır ama çoğu yoktur. Bu müzik notası değil, Türk milletinin onur müdafaasıdır. MHP olarak ABD'nin her fırsatta kötü niyetini gözler önüne seren iki yüzlü, hezeyan dolu politik tavrını kınıyor, yazıklar olsun diyoruz.

Beandri Booysen aşırı yaşlanma nedeniyle hayatını kaybetti Iğdırspor Yeni Malatyaspor canlı maç izle beIN Sports 1 Hayatını kaybettiği söylenen milli judocuyla ilgili açıklama
Sonraki Haber