Bakan Akar: İdlib'e ikmal faaliyetlerimize engelleme olursa gereğini yaparız
Milli Savunma Bakanı Akar, İdlib'deki gözlem noktalarının elbette mutabakat çerçevesinde kalacağını belirterek, "Bu kapsamda ikmal faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Yetkili arkadaşlarımız Rus muhataplarıyla görüşerek koordine ediyorlar. Buna rağmen bir engelleme olursa çok açık ifade ediyoruz, gereğini yaparız" diye konuştu.
Hürriyet gazetesinden Fatih Çekirge'ye konuşan Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar İdlib'de askerlerin Suriye ordusunun açtığı ateşte hayatını kaybetmesi ve Suriye'deki durumla ilgili açıklamalarda bulundu:
"Kararlılığımız şudur: Türkiye Cumhuriyeti’nin güvenliği, egemenliği ve bağımsızlığı ile asil milletimizin huzur ve refahı söz konusudur. Bunlara yönelebilecek her türlü tehdit ve tehlikeye karşı mücadelemizi ‘Ölürsek şehit, kalırsak gazi’ anlayışıyla sürdürüyoruz, sürdürmekte kararlıyız. Bunu muhataplarımıza böyle söyledik. Söylüyoruz.
Özellikle son yıllarda Türkiye, Cumhurbaşkanımızın liderliğinde uluslararası bir özne olmuştur. Yedi iklim, üç kıtaya barış, huzur ve adaleti götüren atalarımızdan aldığımız ilhamla dün olduğu gibi bugünde Suriye’den Libya’ya, Katar’dan Kosova’ya, Afganistan’dan Somali’ye kadar pek çok yerde asil milletimizin hak ve hukukunu korurken diğer taraftan da dünya ve bölge barışına katkı sağlamaktayız.
- Muhataplarımıza açık açık söylüyoruz. Bizim burada bulunma nedenimiz belli:
1. Sınırlarımızın, halkımızın ve Suriyeli kardeşlerimizin güvenliği,
2. Suriye’nin toprak bütünlüğü,
3. Bölgenin teröristlerden arındırılması,
4. Yeni anayasanın ve seçimin yapılması, meşru hükümetin kurulması."
Bizim temel amacımız göçü ve insanlık dramını önlemek. Bunun için de bir an önce ateşkesi sağlamaya ve akan kanı durdurmaya çalışıyoruz. Biz de şöyle söylüyoruz. Gelin bu mutabakata uyun. Orada bizim kontrol noktalarımız var. Adana Mutabakatı var. Ve Rusya ile yaptığımız bir Soçi Mutabakatı var. Biz diyoruz ki bu böyle gitmez. Biz uluslararası hukuka, yapılan mutabakatlara uygun; meşru taleplerimizi kararlılıkla dile getiriyoruz. Zerre kadar hakkımızı yedirmeyeceğimizi söylüyoruz. Ama mutabakat ihlal edilmeye devam ederse, bizim de B ve C planlarımız var. Her fırsatta ‘Bizi zorlamayın. Yoksa B ve C planlarımız hazır’ diyoruz.
- Bakın geçmişte biz stratejik ortaklarımıza, ‘Gelin sınırlarımızdaki bölgeyi terörden arındırmak için birlikte harekât yapalım’ dedik. Bunu defalarca söyledik. ‘Yoksa bizim B ve C planlarımız hazır’ dedik. Baktık ki olmuyor. Fırat Kalkanı harekâtını yaptık. Hem de o harekâtı hain darbe girişiminden 1 ay sonra yaptık. Keza Zeytin Dalı ve Barış Pınarı harekâtı. Bu da bizim kararlılık göstergemizdir. Nitekim Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan süreyi veriyor: “Rejim güçleri şubat ayı sonuna kadar çekilmezse biz gereğini yapacağız." Türkiye’nin Adana, Soçi ve İdlib mutabakatları nedeniyle orada bulunduğu gerçeği hatırlanırsa...B ve C planları örneğinin bir tehdit değil, barışçı bir çözümün son noktası olduğu daha net anlaşılır.
- Bakın rejim oraya yaşlı, kadın, çocuk demeden o masum insanların üzerine 2 bin 563 varil bombası, 10 bin 399 uçak bombası atmış. İnsanlar kaçıyor. Son bir yılda 1 milyon civarında insan Türkiye sınırlarına doğru göç etmek durumunda kaldı. Bizim oradaki gözlem noktalarımız elbette mutabakat çerçevesinde kalacaktır. Bu kapsamda ikmal faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. İkmal konusunda oradaki yetkili arkadaşlarımız Rus muhataplarıyla görüşerek koordine ediyorlar. Buna rağmen bir engelleme olursa çok açık ifade ediyoruz, gereğini yaparız."