Bakan Canikli'den bedelli askerlik açıklaması...

Milli Savunma Bakanı Nurettin Canikli bedelli askerlik ve S-400 konularında kritik açıklamalar yaptı.

Milli Savunma Bakanı Nurettin Canikli, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Milli Savunma Bakanlığı, Savunma Sanayii Müsteşarlığı ile Akaryakıt İkmal ve NATO Pol Tesisleri İşletmesi Başkanlığının 2018 yılı bütçeleri üzerindeki görüşmelerde, milletvekillerinin soru ve eleştirilerini yanıtladı.

Türkiye'nin karşı karışıya kaldığı problemin yalnızca terör saldırılarının defedilmesi gibi göründüğünü, esasen bunu vekalet savaşlarının bir parçası olarak görmek gerektiğini söyleyen Canikli, PKK, DEAŞ ve FETÖ'nün taşeron örgüt olarak kullanıldığının tartışmasız şekilde ortaya çıktığını dile getirdi.

"ŞARK DOSYASI YENİDEN AÇILDI"

Bazı terör organizasyonlarının hedef ve beklentileri ile küresel ölçekli projeleri gerçekleştirmek isteyenlerin amaçlarının kesiştiğini belirten Canikli, "Esasında şark dosyası yeniden açılmıştır. Belki hiç kapanmadı ama aktive edilmesi bu döneme denk geldi. Bu dönem derken içinde bulunduğumuz yılları kastetmiyorum. Esas itibarıyla düğmeye basılması 1990'lı yılların başında, özellikle Irak'a yapılan harekatla gerçekleşti." dedi.

Canikli, projenin temel hedefinin, bölgenin daha kolay yönetilebilir hale getirilmesini temin etmek amacıyla devletlerin, siyasi organizasyonların yeniden şekillendirilmesi olduğunu, bunun başında Türkiye'nin geldiğini ifade ederek, Türkiye'nin bu anlamda oyunu bozan ülke olduğunu vurguladı.

"SAVUNMAYA AYRILAN KAYNAKLARIN ARTIRILMASI KAÇINILMAZ"

Türkiye dahil bölgedeki diğer devletlerin kolay yönetilebilir hale getirilmesinin hedeflendiğini belirten Canikli, bu durumun, Türkiye'nin ciddi anlamda güvenlik riskiyle karşı karşıya kaldığını ortaya koyduğuna dikkat çekti. Canikli, savunmaya ayrılan kaynakların artırılmasının bu anlamda son derece önemli, kaçınılmaz ve yerinde olduğunun altını çizdi.

Türkiye'nin, yıllardır savunma ihtiyaçlarını karşılayacak ürünleri geliştirme noktasında bazı nedenlerle istekli davranmadığını söyleyen Canikli, şöyle konuştu:

"Özellikle içinde bulunduğumuz savunma ittifakı ve Batı bloğu tarafından ihtiyacımız olan savunma sistemleri çok ucuza, rahatlıkla uzun bir süre sorunsuz olarak verilebilmiştir Türkiye'ye. Bazen bağış, hibe, yardım şeklinde bazen de bedeli ödenerek ama ulaşımda, erişimde herhangi bir problem yaşanmamıştır. Bu şekilde bir savunma konseptiyle bu toprakların savunulmasının mümkün olup olmadığı konusu ayrı bir tartışma konusu. Bana göre değildir çünkü silah tamamen onların kontrolünde. Suriye kaynaklı hava saldırı tehdidine karşı koymak, onu nötralize etmek amacıyla NATO'dan talep ettiğimiz hava füze savunma sistemlerinin kontrolünün, atış yetkisinin tamamen o sistemlere sahip olan ülkelerde olduğu gerçeği dikkate alınırsa, aslında bunun ne kadar kırılgan bir yapı olduğu ve savunma ihtiyacımızı tam olarak karşılamaktan uzak olduğu görülür."

"S400'LERİN 'DOST-DÜŞMAN TANIMA SİSTEMİ' DEĞİŞTİRİLECEK"

Milli Savunma Bakanı Canikli, Rusya'dan alınan S-400 füze savunma sistemilerinin kontrolünün tamamen Türkiye'de olacağını vurgulayarak, "Ayrıca 'dost-düşman tanıma sistemi' de değiştirilecektir. Ona ilişkin yazılım değişiklikleri başlamıştır. Bütün tasarruf yetkisi, nerede konuşlanacağı ne zaman kullanılacağıyla ilgili tüm tasarruf yetkisi Türkiye'de olacaktır. NATO çerçevesinde aldığımız veya Türkiye'ye konuşlandırılan o sistemlerden en büyük farkı da budur." diye konuştu.

Geçmişte NATO üyeleri arasında bu konuda tartışmaların yaşandığını hatırlatan Canikli, "Çok açıkça söylemek gerekirse bizim karşı karşıya kaldığımız saldırı tehditlerini bertaraf etmekten kesinlikle uzaktı, halen de öyle. Yani NATO çerçevesinde Türkiye'ye yerleştirilen hava, füze savunma sistemleri için söylüyorum. Ayrıca S-400'leri biz bu çerçevede aldık, tamamen kontrolü bizde olacak. Ayrıca ikinci fazı, ikinci etabı teknoloji transferini içerecek şekilde birlikte geliştirmeyi de kapsıyor." ifadelerini kullandı.

PATRİOTLAR İÇİN GÖRÜŞMELER DEVAM EDİYOR

Canikli, Türkiye'nin hava ve füze savunma sistemleri tedariği konusunda şunları söyledi:

"Bir taraftan S-400'leri satın alıyoruz, bir taraftan EUROSAM ile yine aynı fonksiyona sahip sistemleri birlikte geliştirmek için çalışma başlattık. Yine aynı şekilde Patriotlarla ilgili teklifimiz var. Ayrıca Türkiye tamamen kendi milli imkanlarıyla geliştireceği bir platformun, hattın çalışmasını başlattı. Şu anda birlikte geliştirme, anlaşma aşamasına geldiğimiz EUROSAM var. Henüz hem S-400'ler hem de Patriotlar için görüşmeler devam ediyor, bu aşamaya geliş durumda değil. Gelebilir, önemli değil. Eğer gelirse de biz bütün bu çalışmaları ayrı ayrı birlikte yürüteceğiz. Kendilerine söyledik."

"HEPSİNE İHTİYACIMIZ VAR"

Canikli, EUROSAM'ın kendilerine yönelttiği, "Siz Rusya ile bir S400 alımı yaptınız ve eğer şartlar uygun olursa teknoloji transferini de içerecek şekilde geliştirme çalışmasını da düşünüyorsunuz. Aynı şekilde Patriotlara da bir teklif yapıldı. Hangisini yürüteceksiniz? Bizimle yaptığınız bu anlaşma ne kadar samimi ya da ne kadar ciddi?" sorusuna, gerekirse üç projenin birlikte götürüleceği karşılığını verdiklerini bildirdi.

Bir ülkeye veya firmaya bağımlı olmanın ortaya çıkaracağı riskleri ortadan kaldırmak amacıyla irade ortaya konulduğuna dikkati çeken Canikli, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu, kesinlikle doğru bir stratejidir. Tek ülkeyle yürüttüğünüz zaman belli bir aşamasında proje durabilir veya çok yüksek maliyetlere ulaşacak şekilde sonuçlanabilir. Eğer o projeyi başka ülke veya ülkelerle yürütme durumu söz konusuysa bir bağımlılık durumu ortadan kalkacağı için projenin sonuçlandırılması, başarılması daha kuvvetle ihtimal dahiline girmekte, ayrıca maliyetleri düşmektedir. Başlangıçta sanki aynı konunun, üç ayrı kanaldan veya iki kanaldan yürütülmesi maliyetleri artıracak gibi gözüküyor ama geçmiş tecrübelerden yola çıkarak söyleyebiliriz ki tam tersine bu yöntem hem ulaşmada daha kesin bir sonucu garanti etmekte hem de kesinlikle maliyetleri düşürmekte. Ayrıca hepsine ihtiyacımız var."

"İHTİYACIMIZ OLAN HER YERE KONUŞLANDIRACAĞIZ"

Canikli, S-400'lerin nereye konuşlandırılacağına ilişkin "İhtiyacımız olan her yere konuşlandıracağız. S-400'ler ihtiyacımızı da karşılamıyor. Yani hepsinin birlikte gelmesi halinde bile... Çünkü sınırları ve tehdit alanları çok geniş olan bir ülkeyiz. Getirilmesi halinde hepsinin kullanılması mümkün. Dolayısıyla bu anlamda bir itiraf söz konusu değil." dedi.

S400'lerin teknik olarak NATO sistemiyle uyumlaştırılamadığını, buna gerek de olmadığını dile getiren Canikli, şöyle devam etti:

"Çünkü birçok NATO ülkesinin NATO konsepti içine dahil etmediği, tamamen ulusal düzeyde sahip olduğu silah sistemleri var. Bunların bir kısmı NATO'ya uygun, bir kısmı uygun değil. Bu, Amerika için de İtalya için de diğerleri için de geçerli. Özellikle şu anda büyük oranda Sovyet silah sistemlerini kullanan Doğu Avrupa ülkeleri var. Bunlardan NATO üyesi olan var, olmaya aday olanlar da var. Herhangi bir sorun teşkil etmiyor. Onları kullanıyorlar. S-400'lerin NATO sistemine entegrasyonu mümkün değil ama risk olarak değerlendirilmesi de mümkün değil çünkü kullanılmaya başlanmadan önce dost-düşman tanıma sistemleri değiştirileceği için böyle bir risk durumu kesinlikle söz konusu olmayacaktır."

Canikli, uluslararası ilişkilerde mutlak düşmanlıkların olmadığını belirterek, ülkenin menfaati çerçevesinde yapılanma, ittifak ve organizasyonların yeniden oluşabileceği, dağılabileceği veya güçlenebileceğini söyledi. Canikli, bu anlamda bakıldığında riskin her yerden gelebileceğine dikkati çekti.

"NATO İÇİNDE ETKİLİ BİR ÜYEYİZ"

Geçmişe bakıldığında Türkiye'nin, bugün ittifak içinde olduğu birçok ülkeyle mücadele ettiğine işaret eden Canikli, "Biz NATO içerisinde etkili bir üyeyiz. NATO ittifakına da elbette bağlıyız, kalacağız. Biz NATO ittifakının üyesiyiz ve o şekilde kalmaya devam edeceğiz. Bugüne kadar yerine getirdiğimiz bütün taahhütleri bundan sonra da yerine getirmeye devam edeceğiz." açıklamasında bulundu.

Saldırı ihtimaline karşı ülkenin savunma potansiyelinin artırılması gerektiğini vurgulayan Canikli, "savunmaya ayrılan kaynakların gereksiz olduğu" iddialarının doğru olmadığını kaydetti.

"İKİ SİSTEM S400'Ü 2,5 MİLYAR DOLARA SATIN ALIYORUZ"

Nurettin Canikli, iki sistem S-400'ün 2,5 milyar dolara satın alınacağını belirterek, "Bu sistem için daha önce gündeme gelen fiyat daha farklı bir fiyattı. Söylemeyeceğim, speküle edilmesin. Rekabet yok. İşi gereği monopol bir yapı söz konusu" dedi.

Her ülkenin silah sisteminin kendine özgü olduğunu anlatan Canikli, "ABD'nin Patriotları var, EUROSAM'ın SAMP-T'leri var. Çin'in başka bir sistemi var. Her birinin özellikleri farklı. Bu açıdan bakıldığında S-400 en etkililerden bir tanesi. Karşılama mesafesi 360 kilometre. Diğerlerine göre en yüksek olan bu. Yani 360 kilometre kala balistik füzeyi karşılama ve imha etme kapasitesine sahip. Bunlar saldırı füzesi değil, savunma füzesi. İsabet oranı da çok yüksek." ifadelerini kullandı.

Askeri hastanelerin Sağlık Bakanlığına devrinin ardından bazı sorunların yaşandığına yönelik iddialar hatırlatılarak yeni bir düzenlemenin olup olmayacağı sorusu üzerine Bakan Canikli, geçiş sürecinde birtakım sıkıntıların yaşandığını belirtti.

"Şu an itibarıyla Silahlı Kuvvetlerimizin bütün alanlardaki sağlık ihtiyacını karşılayacak hizmet verilebiliyor." diyen Canikli, Sağlık Bakanlığına bağlı Şırnak, Hakkari, Van ve Diyarbakır'daki dört hastanenin Türk Silahlı Kuvvetleri'nin kullanımına bırakıldığını aktardı.

Canikli, kuvvet komutanlıklarının talebi çerçevesinde çeşitli yerlerdeki 10 hastanenin güvenlik açısından izole edilen bölümlerinin güvenlik güçlerinin kullanımına ayrıldığını ifade etti.

En ufak eksikliğe müsamaha göstermediklerini vurgulayan Canikli, "Şu an itibarıyla hiçbir sıkıntımız yok." dedi.

BEDELLİ ASKERLİK

Bir milletvekilinin vicdani ret ile ilgili çalışma olup olmadığına yönelik sorusuna Canikli, "Vicdani ret ile ilgili herhangi bir çalışmamız söz konusu değil." karşılığını verdi.

Bedelli askerlikle ilgili soru üzerine de Bakan Canikli, şunları söyledi:

"Şu anda hükümetimizin gündeminde bedelli askerlik söz konusu değil, gündemimizde yok. Dolayısıyla biz buradan bir kez daha çağrı yapıyoruz, vakti gelen kardeşlerimiz, yükümlülük çerçevesinde bu görevlerini ifa etsinler. Özellikle içinde bulunduğumuz böyle bir dönemde bu mücadeleye büyük zarar verebilecek bir düzenleme yapılması söz konusu değil, doğru da değil zaten. Çünkü öyle bir durumda doğal olarak bu hizmeti yapan kardeşlerimiz açısından birtakım ciddi soru işaretleri gündeme gelebiliyor. O ve başka nedenlerle şu anda gündemimizde bedelli askerlik söz konusu değil."

Bir milletvekilinin "kışla intiharları"na ilişkin sorusu üzerine Canikli, "En son intihar hadisesi dün veya önceki gün yaşandı. Onunla ilgili olarak idari açıdan çok kapsamlı bir inceleme başlattık. Üç müfettiş arkadaşımızı görevlendirdim, ben de takip ediyorum. Yargının yürüttüğü bir çalışma da söz konusu. Biz bunu, gerekirse bu inceleme heyetine başka uzman arkadaşları da alarak, akademisyen, psikolog gibi, eski olan hadiseleri de kaplayacak şekilde kapsamlı bir çalışmaya dönüştürüyoruz. Onu başlattık. Olan biteni ayrıntılı bir şekilde ortaya çıkaracağız." ifadelerini kullandı.

"BYLOCK'UN DIŞINDA BİR BAŞKA HABERLEŞME ARACI KULLANILDIĞINI BİLİYORUZ"

Canikli, FETÖ ile mücadelenin önemini vurgulayarak, "FETÖ'nün bilinen, iz bırakan tüm bölümleri, boyutları ortadan kaldırıldı, pasivize edildi ama bilinmeyen çok ciddi bölümünün olduğunu da tahmin ediyoruz." diye konuştu.

Daha önce iz bırakmayan birçok FETÖ mensubunun, sayıları son zamanlarda artan etkin pişmanlıktan faydalanan kişilerin verdiği bilgilerle tespit edildiğini belirten Canikli, şunları kaydetti:

"İnanılmaz sayıda isimler var. Ayrıca Bylock'un dışında bir başka haberleşme aracı kullanıldığını biliyoruz, özellikle bu kontörlü telefonlar üzerinden. Ama orada çok daha ince çalışma yapılması gerekiyor. Örgütün kripto haberleşmede kullandığı yöntemlerden bir tanesi de bu. Şimdi ona ilişkin de çok yoğun tespitler var. Orada hata yapmamak için, yüzde 100 isabetle çalışmak için ayrıntılı çalışma yapılıyor. Onlardan sonra bu operasyona devam edeceğiz. Bu mücadele bitmedi, çalışma devam ediyor. Her gün yeni ihraçlar, açığa alınmalar söz konusu. Sadece Türk Silahlı Kuvvetlerinde, Milli Savunma Bakanlığında değil, diğer bütün şeyler için de geçerli."

UZMAN ERBAŞLARA ZATİ SİLAH EDİNME İMKANI

FETÖ'nün kumpas davaları mağduru askerlerden hayatını kaybedenlerin şehit sayılmasına yönelik çalışmanın olup olmadığı sorulan Canikli, şehitlik tanımının ve kriterlerinin belli olduğunu belirtti.

Bu tanımın değiştirilmesinin söz konusu olmadığını anlatan Canikli, mağdur olma, mağduriyetin giderilmesi konularının farklı olduğunu söyledi.

"15 Temmuz şehit ve gazileriyle diğer şehit ve gaziler arasında fark olduğu" iddialarına ilişkin Bakan Canikli, şu yanıtı verdi:

"15 Temmuz gazileri ile diğer gaziler arasında şu anda hiçbir fark yok. Sadece 15 Temmuz gazilerine bir defaya mahsus verilen bir tazminat söz konusu, geçici. O uygulandı, bitti. Onun dışındaki farklılıkların hepsini giderdik. Bir fark sadece şehitlerin çocuklarının askerlik hizmetlerinden muaf olmasıyla ilgili konuda var. O da yükümlü olan şehitlerimizin birinci derece yakınlarına askerlik muafiyeti var ama görev olarak bu işi yapanların yani muvazzaf subay, astsubay, polis olarak yapanların şehit olmaları halinde onların birinci derece yakınlarına askerlikten muafiyet imkanı verilmiyor. Şimdi onu sağlıyoruz. KHK ile o düzenleme yapılacak. Tek fark şehit olan muvazzaf subay, astsubay, polislerin çocuklarının askerlikten muaf olmamalarına ilişkin kuralı değiştiriyoruz, onlara da o muafiyet sağlanıyor. Onunla ilgili KHK düzenlemesi önerildi."

Akaryakıt fiyatlarında son durum! İşte 26 Kasım güncel fiyatlar Kaslarıyla gündeme gelen Demet Akalın gerçeği açıkladı! Bugün hangi maçlar var? 26 Kasım 2024 maçları
Sonraki Haber