Bakan Nebati: Enflasyonla mücadele en önemli politika önceliklerimizden!

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, yatırımlara, üretime ve ihracata odaklanan Türkiye Ekonomi Modeli ile yüksek istihdam sağlayarak katma değerli büyüme performansı göstereceklerini belirterek, "Enflasyonla mücadelenin en önemli politika önceliklerimizden olduğunun özellikle altını çizmek istiyorum. " dedi.

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati son dönem ekonomideki gelişmeleri, Türkiye Ekonomi Modeli'nde atılan yeni adımları, Rusya-Ukrayna Savaşı'nı ve Türkiye ekonomisine olası etkilerini değerlendirdi.

Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını döneminde en hızlı toparlanan ülkelerden olan Türkiye'nin bu performansını 2021 yılında da sürdürdüğüne dikkati çeken Nebati, yılın son çeyreğindeki yüzde 9,1 oranındaki GSYH büyümesi ile yıl genelinde yüzde 11 seviyesinde büyüme performansı sergilediklerini ifade etti.

Nebati, bu büyümede salgın önlemlerinin gevşetilmesiyle toparlanma eğilimi gösteren iç ve dış turizmin de katkısıyla hizmetler sektörünün öne çıktığına işaret ederek, bunun yanı sıra ihracat performansındaki olumlu görünümün desteklediği sanayi üretimindeki kuvvetli seyrin dikkati çektiğini vurguladı.

2021 yılı büyümesine toplam yurt içi talebin 6,1 puanlık katkı verdiğini, net dış talebin katkısının da 4,9 puan olduğunu ifade eden Nebati, bu dönemde yatırım alt kalemlerinden makine-teçhizat yatırımlarının yüzde 20,5 arttığını ve GSYH büyümesine 2,2 puanlık katkı verdiğini söyledi.

Nebati, şunları kaydetti:

"Makine-teçhizat yatırımlarındaki kuvvetli seyrin 2021 yılında da sürmesi, üretim ve ihracat potansiyelimizin güçlendiğine işaret etmektedir. 2021 yılını yüksek ve dengeli büyüme performansının yanı sıra görece düşük bir cari açık ve önemli ölçüde düşen bir işsizlik oranıyla tamamladık. Yatırımlara, üretime ve ihracata odaklanan Türkiye Ekonomi Modeli ile yüksek istihdam sağlayarak katma değerli büyüme performansı göstereceğiz. Bu kapsamda 2022 yılının ilk çeyreğine ilişkin göstergeler, büyümede olumlu görünümün süreceğine işaret ediyor."

"SAVAŞIN EN KISA SÜREDE BİTMESİ TEMENNİMİZ"

Nebati, Rusya-Ukrayna Savaşı'nın Türkiye ekonomisine olası etkilerini de değerlendirerek, "Türkiye ekonomisi tarihsel bir perspektiften incelendiğinde özellikle bölgemizde yaşanan jeopolitik gelişmelerin diğer ülkeler gibi Türkiye ekonomisini de etkilediği görülmektedir. İki ülke ile olan ticari ve turizm ilişkilerimiz ile müteahhitlik hizmetlerimizin boyutu dikkate alındığında bu gelişmenin ülkemize etkisi daha da önem kazanmaktadır." diye konuştu.

Geçen yılın verileri incelendiğinde Rusya'nın en fazla ihracat yapılan 10'uncu, en fazla ithalat yapılan 2'nci ülke olduğunu, Ukrayna'nın ihracatta 20'nci, ithalatta ise 13'üncü sırada yer aldığını belirten Nebati, şu ifadeleri kullandı:

"Söz konusu iki ülkenin ihracatımızda payı yüzde 3,9 iken, ithalatımızdaki payı yüzde 12,4'tür. Turizm açısından değerlendirildiğinde ise Rusya ve Ukrayna'dan ülkemize gelen ziyaretçilerin sayısının toplam yabancı ziyaretçi içindeki payı salgın öncesinde yaklaşık yüzde 19 iken geçtiğimiz yıl yüzde 27’yi aşmıştır. Enerji ithalatçısı olan ülkemiz için petrol ve doğal gaz başta olmak üzere enerji fiyatlarının yükselmesi ve diğer emtia fiyatlarındaki artışın cari işlemler dengesi ve enflasyon üzerinde olumsuz etkileri olmaktadır. 2021 verilerine göre Türk müteahhitlik firmalarınca yurt dışında üstlenilen projelerin ülkelere göre dağılımında Rusya yüzde 36,4’lük oran ile birinci sırada, Ukrayna ise yüzde 5,2 pay ile dördüncü sırada yer almıştır."

Nebati, son 20 yılda Türkiye ekonomisinin büyük bir dönüşüm geçirdiğini dile getirerek, şu değerlendirmelerde bulundu:

"En büyük kazanımlarımızdan biri de uluslararası mal ve hizmet ticaretinde pek çok alanda pazar ve ürün çeşitliliği sağlamış olmamızdır. Bu sayede küresel ekonomik kriz ve küresel salgın dahil olmak üzere bugüne kadar birçok şoku bertaraf etme kabiliyetini gösterdik. Bu yönüyle de gelişmiş ekonomiler dahil olmak üzere ekonomimiz pek çok ülkeden olumlu yönde ayrışmıştır. Elbette arzu etmediğimiz bu jeopolitik gerginliğin ekonomimiz üzerindeki etkisinde savaşın süresi ve boyutu önem taşımaktadır. Bu savaşın en kısa zamanda sona ermesi en büyük dileğimiz. Sadece ülkemiz açısından değil, yaşadığımız bölgede refahın artması için en önemli şey barış ve huzur ikliminin hakim olmasıdır. Bu, hepimizin faydasınadır."

"ENFLASYONLA MÜCADELE EN ÖNEMLİ POLİTİKA ÖNCELİKLERİMİZDEN"

Bakan Nebati, salgın sonrası dönemde küresel ekonomik aktivitedeki toparlanma neticesinde enflasyonun gelişmiş ve gelişmekte olan tüm ülkelerde etkili olduğunu belirterek, bu süreçte Türkiye'de de gerek tüketici gerek üretici fiyatları yüksek bir seyir arz ederken özellikle enerji ve diğer emtia fiyatları kaynaklı baskıların etkili olduğunu vurguladı.

Bakan Nebati, şöyle devam etti:

"Bu noktada enflasyonla mücadelenin en önemli politika önceliklerimizden olduğunun özellikle altını çizmek istiyorum. Bu konudaki kararlılığımızı sonuna kadar koruyoruz. Bu çerçevede geçtiğimiz sene attığımız adımları ve devreye aldığımız önlemleri bu sene de sürdürüyoruz. Enflasyonla kararlı bir şekilde mücadele ettiğimizi yakın zamanda gerçekleştirdiğimiz temel gıda ürünlerinde ve elektrikte yapılan KDV indirimleriyle gösterdik. Attığımız bu adımları tamamlayacak şekilde enflasyonla mücadeleyi önceleyen bütüncül bakış açımızı önümüzdeki dönemde de korumaya ve sürdürmeye kararlıyız."

Enflasyonla mücadele kapsamında düzenli aralıklarla Fiyat İstikrarı Komitesinin toplandığına dikkati çeken Nebati, gerek kısa gerek orta ve uzun vadeli bakış açısına sahip politika adımlarını titizlikle hazırladıklarını kaydetti.

Nebati, Komitenin 1 Mart'ta gerçekleşen 3. toplantısında Rusya ile Ukrayna arasında yaşanan gelişmelerin olası yansımalarını etkin şekilde yönetebilmek ve gıda ile ham madde arz güvenliğinin sürdürülebilirliğini sağlamak amacıyla üretim-satış, tüm ticari aşamalarda gerekli tedbirlerin vatandaşların lehine uygulanmasına karar verdiklerini söyledi.

Ayrıca ilgili bakanlıklarla koordinasyon içinde piyasa gerçekleriyle uyuşmayan haksız fiyat belirleyen işletmelere cezai müeyyideler uygulayacaklarını ifade eden Nebati, "Rekabeti ve başta enerji olmak üzere kaynak kullanımında verimliliği artırıcı politikaların hayata geçirilmesiyle enflasyonun düşürüleceğine inancımız tamdır. Bu noktada Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde tüm bakanlıklarımızla kararlı duruşumuzu sürdüreceğimizi ve gereken tüm adımları alacağımızı tekrar ifade etmek istiyorum." diye konuştu.

 KUR KORUMALI TL HESAPLARI 535 MİLYAR LİRAYA ULAŞTI

Bakan Nebati, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde 24 Aralık 2021'de "Kur Korumalı Türk Lirası Vadeli Mevduat ve Katılma Hesapları" enstrümanını hayata geçirdiklerini hatırlatarak, şu bilgileri verdi:

"Vatandaşlarımızın büyük ilgi gösterdiği bu ürün, döviz kurlarında sağlanan istikrarda önemli bir katkı sağlamıştır. 3 Mart itibarıyla 843 bini gerçek ve 27 bini tüzel kişi olmak üzere KKM hesaplarına dahil olanların sayısı toplamda 870 bine, KKM hesaplarındaki toplam tutar da 535 milyar liraya ulaşmıştır. Bu tutarın yüzde 58'i yani 308 milyar lirası TCMB kapsamında dönüşümlerden, yüzde 42'si yani 227 milyar lirası Hazine kapsamındaki dönüşümlerden oluşmaktadır. TCMB kapsamında tüzel kişilerin payı 229 milyar lira ile yüzde 74, gerçek kişilerin payı da 79 milyar lira ile yüzde 26 seviyesindedir."

"ALTIN TASARRUF EKOSİSTEMİNE TÜM VATANDAŞLARIMIZIN DAHİL OLMASINI TEMENNÜ EDİYORUM"

Bakan Nebati, yastıkaltı olarak tabir edilen finansal sistem dışında bulunan fiziki altınların ekonomiye kazandırılması için de birtakım çalışmalar yürüttüklerine dikkati çekerek, bu kapsamda altın tasarruf ekosistemine ilişkin çalışmalarını tamamlayarak 1 Mart itibarıyla devreye aldıklarını, vatandaşların fiziki altınlarını anlaşmalı kuyumcular ve bankalara getirerek sisteme dahil olabildiklerini bildirdi.

Nebati, rafineriler, bankalar ve kuyumcuların aktif olduğu bu sistemle yatırımcıların erişim alanını genişleterek hem Türkiye hem de vatandaşlar için faydalı bir sistem oluşturduklarını belirterek, bu sistemle hem yastıkaltında bulunan fiziki altınların çalınma ve kaybolma riskinin ortadan kalktığını hem de vatandaşların istedikleri altın ürününe tasarruflarını aktararak birikimlerini koruyabildiklerini anlattı.

Diğer taraftan yatırımcıların tercih ettikleri altın ürününe bağlı olarak getiri ve kar payı imkanına da sahip olabileceklerini ifade eden Nebati, "Vatandaşlarımız finansal sisteme dahil ettikleri fiziki altınlarını istedikleri zaman fiziki olarak tekrar geri alabileceklerdir. Dünya ekonomileri içerisinde önemli bir konuma sahip olan ülkemizin tasarruf miktarını artırabilmek için büyük katkı sağlayacağını düşündüğümüz bu sisteme tüm vatandaşlarımızın dahil olmasını temenni ediyorum." dedi.

Adalet Bakanı Tunç: Sivil bir anayasayla Türkiye Yüzyılı'na başlayalım İsrail Beyrut’un güneyini vurdu: Ölü ve yaralılar var Muci'nin Kasımpaşa golünü izle
Sonraki Haber