Batı ile kopma noktasında! Çin’den ABD’ye ince ayar

Yıllardır dünyanın fabrikası olarak tanımlanan yılda 100 milyar dolarlara ulaşan doğrudan yabancı yatırım çeken Çin, elini güçlendirdi. Bu hızlı büyüme (uzun yıllar ortalaması yüzde 7-8) Batı ile gerginliği artırıyor. Çünkü bir zamanlar Batılı ülkelerin tedarikçisi olan Çin, şimdi dünyanın liderliğine oynuyor. İşte detaylar...

Yıllardır dünyanın fabrikası olarak tanımlanan yılda 100 milyar dolarlara ulaşan doğrudan yabancı yatırım çeken Çin, elini güçlendirdi. Bu hızlı büyüme (uzun yıllar ortalaması yüzde 7-8) Batı ile gerginliği artırıyor. Çünkü bir zamanlar Batılı ülkelerin tedarikçisi olan Çin, şimdi dünyanın liderliğine oynuyor. Bu nedenle de geçtiğimiz günlerde Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Wang Wenbin, ABD’nin uluslararası ekonomik ve ticari normlara ve piyasa ekonomisi kuralına saygı göstererek ikili iş birliğine uygun koşullar sağlaması gerektiğini söyleyerek ince ayarını verdi.

ABD Ticaret Bakanlığı, Amerikan firmalarının Çin teknolojisine olan bağlılığını takip etmek için, Çin’den satın alınan geleneksel yarı iletken ürünleri hakkında bilgi toplayamaya karar verdi.
Sözcü Wang, küresel üretim zinciri ve tedarik zincirinin oluşumu ve gelişiminin, piyasa normları ve firmaların ortak etkisinin sonucu olduğunu belirtti.

İnsan müdahalesinin, ekonomik ve ticari sorunları araçsallaştırdığına ve hatta ekonomik bir silaha dönüştürdüğüne dikkat çeken sözcü, bunun piyasa ekonomisi ve adil rekabet ilkelerine aykırı olduğu gibi küresel üretim ve tedarik zincirlerinin güvenlik riskini artırdığını ve sonunda ABD dâhil olmak üzere bütün dünyanın çıkarına zarar vereceğini belirterek, ‘ayağınızı denk alın’ mesajını verdi.

Zaten uzun süredir Çin ile ABD arasındaki "ayrışma (de-coupling)" ya da "risk azaltma (de-risking)" süreci Avrupa'nın da katılımıyla genişleme eğilimine girmişti. Batı'nın bu yaklaşımı hız kazanmışa benziyor. Bunun ilk işaretleri 7 Aralık'ta Pekin'de yapılan Çin-AB Zirvesi’nde kendini belli etmişti.

Avrupa Konseyi Başkanı Charles Michel ve Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Xi Jinping ve Başbakan Li Qiang ile yaptıkları görüşmelerin ardından sert mesajlar verdiler.
AB'nin Çin ile arasındaki 432 milyar dolarlık dış ticaret açığı haliyle görüşmelerin ana konusuydu. Çin'in bir yandan sübvansiyonlarla kendi şirketlerine dış ticarette haksız fiyat avantajı yaratarak diğer yandan da Avrupalı şirketlere Çin pazarında adil rekabet imkanı vermeyerek bu açığa sebep olduğunu söyleyen von der Leyen "Avrupalı liderlerin ülkelerindeki sanayi yapısının bu şekildeki haksız bir rekabetle altının oyulmasına izin vermeyeceklerini" söyledi.

Bir diğer önemli gündem maddesi de Çin şirketlerinin Rusya'ya Avrupa yapımı, silah yapımında da kullanılabilecek ürünler ihraç etmesinin engellenmesiydi.

Zirvenin hemen öncesinde Kuşak Yol İnisiyatifi (KYİ)'nin tek G7 ülkesi olan İtalya pakttan ayrılacağını açıkladı. Büyük beklentilerle 2019'da KYİ'ne katılan İtalya'nın Çin ile ticareti açığı 3 yılda yaklaşık yüzde 140 artarak yaklaşık 21.5 milyardan 51.8 milyar dolara ulaştı.

Batı'da yakın zamana kadar tartışılmaz bir gerçeklik olarak görülen Çin'le karşılıklı ekonomik bağımlılığın vazgeçilemez olduğu tezi de sorgulanmaya başlanmış gözüküyor.

Geçen haziran ayında yayımlanan "Alman Hükümetinin Çin Stratejisi adlı doküman Alman ekonomisinin Çin'e olan bağımlılığını azaltılma yolunda ciddi bir niyet ifadesiydi.
Çin, Almanya'nın dış ticaretinde en büyük paya sahip ülke durumunda. Toplam 300 milyar dolara ulaşan bir hacim söz konusu.

Kiel Enstitüsü'nün geçenlerde yayımlanan çalışması bu büyüklüğe rağmen olası boşanma sonuçlarının hiç de vahim olmayacağını iddia etmesi açısından ilginçti.

Bu çalışmaya göre Almanya Çin'le olan tüm ticari ilişkilerini bir anda tümüyle bıçak gibi keserse dahi Alman ekonomisi sadece yüzde 5 oranında küçülecek. Ancak birkaç yıl içinde alternatif pazarlar ve tedarikçilerin devreye girmeye başlamasıyla ekonomideki bu şok küçülme 4-5 yıl içinde yüzde1.5 düzeyine gerileyecek.

Eğer tedrici bir şekilde risk azaltma yoluna gidilirse ekonomideki küçülme sadece binde 5'lerde kalacak.

Çin'le ayrışma ve risk azaltma senaryolarında Alman Ekonomisi ne kadar küçülecek? 

Avrupa boşanma yolunda zihni egzersizlerine girişmişken ABD de el yükseltmeye devam ediyor. Ay başında ABD Ticaret bakanı Gina Raimondo katıldığı bir toplantıda Çin'e yarı iletkenler satışındaki kısıtlamaların titizlikle uygulanmasının önemini vurguladı ve Çin'i "şimdiye kadar karşılaştığımız en büyük tehdit" diye niteledi.

Yabancı yatırımların azalması Batı ile Çin arasındaki ayrışma sürecinin bir başka belirtisi olarak kendini gösteriyor. Çin'e gelen doğrudan yabancı yatırımlar 1998 yılından beri ilk kez bu yılın üçüncü çeyreğinde eksiye döndü. Çin Devlet Döviz İdaresi'nin verilerine göre 25 yıl boyunca yabancı sermayenin sürekli aktığı Çin'den bu kez 11.8 milyar dolarlık çıkış oldu.
Çin'de doğrudan yabancı yatırımların gelişimi

Bu verilerin açıklanmasından kısa bir süre önce de Moody's, hem Çin'in A1 olan notunun, hem de 8 büyük Çin bankasının 'görünümünü' "durağan"dan "negatif"e değiştirmişti.

Gazze'de İslami Cihad ve Kassam Tugayları öldürüldü! 2. el otomobil piyasasında talep arttı, fiyatlar düşmeye devam ediyor Dünyanın en sinirli ülkeleri hangisi? 2024 Dünyanın en sinirli ülkesi
Sonraki Haber