Hepinizin bildiği gibi SuperHaber yazarıyım.
Bu sitenin yazarı olmaktan öte sahibi olan Cengiz Er ile de çok iyi bir dostluğum var.
Ülkenin son yedi yılında onunla farklı medya gruplarında beraber çalışma fırsatı buldum.
Onun hayata bakışını ve gazetecilik anlayışını da yakından takip ettim.
Gazeteci olmaktan asla vazgeçmeyen ve muhabir gibi haber kovalayan bir ruhu vardır.
Ayrıca Rizeli olmasından dolayı bazı karakter özelliklerini de içinde barındırır.
Çabuk sinirlenir, bazen de ani kararlar verir. Ama asla içinde bir kötülük barındırmaz.
Zaten bu özellikleri yüzünden de yıllardan beri aynı mecralarda onunla omuz omuza çalışıyorum.
Bir SuperHaber yazarı hem de bir dost olarak dün yapılan haber ile ilgili olarak bir eleştiri yapmanın gerekli olduğunu düşünüyorum. Çünkü bu eleştiriyi biz yapmazsak başkalarına da söz söyleme hakkımız olamaz.
Dün sitede Samsun Valisi ile ilgili olarak bir özel haber yayınlandı. Haberin doğruluğu veya yanlışlığı ile ilgili olarak bir fikir beyan etmeyeceğim.
Benim en önemli itirazım haberin içeriğinde kullanılan üslup. İddianın ötesine geçerek kesinlik ifade eden üslupların kullanılması, suçun şahsiliği ifadesinden uzaklaşılarak toplu yoruma girilmesi belki en önemli olan konu ise yazıyı yazmadan önce karşı tarafın görüşünün alınmaması.
15 Temmuz'la ilgili Ceyhun Bozkurt'la birlikte "darbenin kayıp saatleri" isminde bir kitap yazdık.
Giriş kısmında ne hakimin, ne savcının ne de polisin yerine geçmediğimizi belirttik.
İçeride belgesi olmayan veya basına yansımayan bir konuya değinmedik. Yazılanların üzerine basa basa "iddia" olduğunu yazdık. Bunu yaparken de yargı süreci tamamlanıncaya kadar insanların "sanık" olduğunu "suçlu" olmadığı kuralına uyduk.
Maalesef dün yapılan haberin içinde onlarca dikkat edilmesi gereken kural çiğnenmiştir.
Ben "kol kırılır yen içinde kalır" felsefesinin kimseye yararı olmadığını düşünüyorum.
Bu nedenle de başka hataları engellemek adına çuvaldızı batırmakla yetinmeyip hepinizin önünde bu haber verme anlayışını yine site içinde eleştiriyorum.
Bu yazım yayınlandığına göre Cengiz Er'e de eleştiriye açık olduğu için teşekkür ediyorum.
Farklı olduğunu söylemek bazen yetmez, farklı yaşamak da gerekir.