Beklenen deprem orada olacak!

Marmara Depremi'nin 20. yılı nedeniyle düzenlenen sempozyumda konuşan İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Jeoloji Mühendisliği Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Gülsen Uçarkuş, "Şu an Adalar'ın güneyi, Silivri aktivitesinin olduğu Kumburgaz fay kolu, üzerinde bir süredir aktivite olmadığı için kırılmasını beklediğimiz fay parçasıdır. Bu kısımlar üzerine dikkatle eğiliyoruz ve beklediğimiz deprem bu kollar üzerinde olacak." ifadelerini kullandı.

İstanbul Teknik Üniversitesi'nce (İTÜ) 17 Ağustos 1999'da meydana gelen Marmara Depremi'nin 20. yılında düzenlenen uluslararası deprem sempozyumu başladı.

Sempozyuma ilişkin basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Uçarkuş, amaçlarının Marmara Denizi'nde çalışan yerli ve yabancı bilim insanlarının 20 yıldaki bu çalışmalardan elde edilenleri ortaya koymak olduğunu söyledi.

Uçarkuş, 26 Eylül'de Silivri açıklarında meydana gelen 5,8 büyüklüğündeki depremin ardından yine tüm dikkatlerin Marmara Denizi'ne yöneldiğini ifade ederek, 20 yıllık süreçte yerli ve yabancı bilim insanlarıyla gayretlerini birleştirdiklerini ve bu konuda araştırmalar yürüttüklerini anlattı.

Uçarkuş, "Şu an Adalar'ın güneyi, Silivri aktivitesinin olduğu Kumburgaz fay kolu, üzerinde bir süredir aktivite olmadığı için kırılmasını beklediğimiz fay parçasıdır. Bu kısımlar üzerine dikkatle eğiliyoruz ve beklediğimiz deprem bu kollar üzerinde olacak." diye konuştu.

Dünyanın hiçbir yerinde depreme ilişkin tarih verilemeyeceğini dile getiren Uçarkuş, "Kuzey Anadolu Fayı'nda 1939'dan beri 3 ay ile 30 yıl arasında bir yer kırılıyor, sonra öbür yeri kırıyor. Bizim 8 depremimiz var böyle doğudan batıya göç eden. Bu göçün son depremi 99 depremleri. 3 ay ile 30 yıl arasında yine Marmara Denizi'nin içinde diğer kısmının kırılmasını bekliyoruz. Ama bu yüzde 65'lik bir yüzdeyle verilmişti o zaman. Şimdi 20 yılı geride bıraktık, bu 20 yılın sonunda uzun zamandır deprem olmamış, bir 5,8'lik bir aktivite oldu Kumburgaz fay kol üzerinde. Dolayısıyla buna dikkat çektik. Bunların hepsini bu bilimsel çalıştayda değerlendireceğiz." ifadelerini kullandı.

"TÜRKİYE OLARAK TEKNOLOJİMİZİ DE ARTIRDIK"

Gülsen Uçarkuş, Türkiye'nin bu konudaki teknolojik alt yapısına da değinerek, "Biz şu an Türkiye olarak teknolojimizi de artırdık. Ulaşamayacağımız bir şey olduğunu zannetmiyorum." dedi.

Bir gazetecinin sorusu üzerine, küçük büyüklükteki depremlerin, oluşacak depremde enerji düşürüp düşürmediğine yönelik tartışmalara da değinen Uçarkuş, "5,8'in enerjisiyle 7,2'nin arasında 20-25 fark var oluyor. Dolayısıyla. 5,8'lik bir deprem kendi çapında bir enerji boşaltsa da fayın uzunluğu belli ve o fay kırıldığı zaman çıkacağı büyüklük de belli olduğu için onu boşaltmış olarak algılanmıyor bizim için. 5,8'lik depremle ilgili çalışmalar devam ediyor. Bununla kesin bir sonuç söyleyemeyiz. Ama bu kırılmasını ve uzun zamandır da sessiz olan bu fayın üzerinde olduğu için şimdi dikkatimizi bu alana verdik." değerlendirmesinde bulundu.

DEPREM UZMANLARI İSTANBUL'DA BİR ARAYA GELDİ

İstanbul Teknik Üniversitesince, (İTÜ) 17 Ağustos 1999'da meydana gelen Marmara Depremi'nin 20. yılında düzenlenen uluslararası deprem sempozyumu başladı.

İTÜ Ayazağa Kampüsü Süleyman Demirel Kültür Merkezinde düzenlenen sempozyum, üniversite senatosu kararıyla dünyada ve Türkiye'de yer bilimleri alanında bilim ve teknolojinin gelişmesine sağladıkları katkılar nedeniyle Prof. Dr. John F. Dewey, Prof. Dr. Dan McKenzie ve Prof. Dr. Xavier Le Pichon'a fahri doktora beratları takdim edilmesiyle başladı.

Sempozyumun açılışında konuşan İTÜ Rektörü Karaca, bu sene Düzce ve İzmit depreminin 20. yıl dönümü olduğunu hatırlatarak, "Depremde kaybettiğimiz bütün insanları anıyoruz. Deprem olmaya hala devam ediyor, son olan depremi biliyorsunuzdur. Depremin birçok boyutu olduğu gibi bir de finansal boyutu var. Depremin Türkiye'ye maliyeti yaklaşık 17 milyon dolar olmuştu. Bu rakam, Türkiye'nin o zamanki Gayri Safi Yurtiçi Hasılası'nın (GSYH) yüzde 50'si demek oluyor. Türkiye acı verici depremlerle karşılaştı. Şimdi de beklenen büyük İstanbul depremi var. Türkiye ekonomisi gelişti ancak depremle ilgili yapılması gereken birçok iş var." diye konuştu.

Açılış öncesi basın mensuplarına sempozyuma ilişkin bilgi veren İTÜ Jeoloji Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ziyadin Çakır da 3 gün boyunca çok yönlü bir çalışma yürütüleceğini söyledi.

Çakır, "Burada özellikle Marmara Denizi'ndeki depremlerden bu yana çalışmış Fransa, Almanya, Amerika, İtalya, Japonya gibi ülkelerden bilim insanlarını davet ettik. Onlar da 20 yıldır neler bulduklarını, nasıl araştırma yaptıklarını anlatacaklar. Gelenlerin tamamı, Türkiye'de çalışma yapmış bilim insanlarından oluşuyor. Bunun yanı sıra Yunanistan'dan, Suudi Arabistan'dan bilim insanları da geliyor." ifadelerini kullandı.

Bilim insanlarının 3 gün sürecek oturumlarda depreme ilişkin 20 yıllık çalışmalarını anlatacaklarını kaydeden Çakır, "5,8'lik Silivri depremi ile ilgili yeni çalışmalar ve bilgiler de anlatılacak. O deprem çok kritik bir yerde meydana geldi. Nerede meydana geldiği, mekanizması, büyük depremi tetikleyip tetiklemeyeceği gibi bir takım sorulara ışık tutabilir." değerlendirmesini yaptı.

Deprem konusunda uzman yerli ve yabancı birçok önemli ismi bir araya getiren sempozyumda, Marmara Denizi'nde son 20 yılda gerçekleştirilen araştırmaların bulguları da paylaşılacak.

Ayrıca beklenen İstanbul depreminin de masaya yatırılacağı sempozyum, yapılacak bilimsel oturum ve panellerin ardından 18 Ekim'de sona erecek.

"Yürüyen zatürre" alarmı: Okul çağındaki çocuklar risk altında! Kızılcık Şerbeti Pembe'ye büyük tuzak! Kent uzlaşısı aslında neden yapıldı? CHP o tuzağa düştü mü?
Sonraki Haber