Belçim Bilgin evliliğe tövbe etti!
Oyuncu Belçim Bilgim, Ahmet Mümtaz Taylan’ın sunuculuğunu üstlendiği 'Empati' programında evlilik ile ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu. Bir daha evlenmeyi düşünmediğini söyleyen ünlü isim ''Evlilikle ilgili çok olumsuz fikirlerim var.'' dedi.
Yılmaz Erdoğan ile bir süre evli kalan oyuncu Belçim Bilgim, Ahmet Mümtaz Taylan’ın sunuculuğunu üstlendiği, BBO Yapım imzalı “Empati” programına konuk oldu. Geçirdiği trafik kazasında ikinci kez belinin kırıldığını söyleyen ve oğlu Rodin’in eğitimi için Kanada’ya giden Bilgim, "Geçen sene Nisan ayında trafik kazası geçirdim. Geçti ama kırıntıları var. İkinci kazam oldu bu, aynı şekilde daha önce de belim kırılmıştı; aynı yerde olduğu için 6 ayım acı içinde geçti, çok acılıydı, telefonu bile yerinden kaldıramıyordum" dedi.
Bilgin sözlerine, "Biraz da inat ettim ağrı kesicilere karşı durmaya çalıştım. Kanada’ya gittim, psikolojik olarak tedavi amaçlı ve Rodin’e yepyeni yeni bir ülke, yeni bir deneyim kazandırmak istedim. Çalışırken bunu yapma fırsatım olmuyordu. Çok güzel denk geldi, tedavi halen devam ediyor" diyerek devam etti.
'BÖYLE BİR ŞEYE VESİLE OLMAK ÇOK GÜZELDİ'
Gazeteci Birsen Altuntaş'ın haberine göre, Ahmet Mümtaz Taylan’ın "Senin için de şiir yazıldığını duydum. ‘En çok suya benzeyen’i Yılmaz yazmış sana" yorumu üzerine Belçim Bilgin, şu ifadeleri kullandı:
“Film setindeydim, Aşk Tesadüfleri Sever’i çekerken evlilik yıldönümümüzde gelmişti. Çok etkilenmiştim, defalarca kere okuyup, bütün kelimelerin ağırlığı, hafifliği, güzelliği içinde uçuşarak sete devam etmiştim. Aşka sevgiye dair daha güçlü hissederek… Çok güzeldi, böyle bir şeye vesile olmuş olmak, birkaç tane şiirim şarkım var…"
'EVLİLİĞE YÜKLENEN YÜKLERİN AŞKA AĞIRLIK GETİRDİĞİNE İNANIYORUM'
Ahmet Mümtaz Taylan’ın “Bir daha evlenmeyi düşünüyor musun?” sorusunda ise Bilgin şu yanıtı verdi:
"Evlilikle ilgili çok olumsuz fikirlerim var. Evlilik kurumunun hantallığı ve özellikle de bu dijital çağda her şeyin hoyratça tüketildiği bir zamanda evliliğe yüklenen yüklerin aşka büyük bir ağırlık getirdiğine inanıyorum. Bir aşkın bir sevginin bir dostluğun ispatı için evlilik gibi bir kurumun damgası, mührü olmasına gerek yok. Onun getirdiği kurumsal zorunluluklar, beklentiler, aile, dış çember her şey, yola çıktığınız o hikayeyi örseleyip kirletebiliyor. Bir kalıpla mühürlenmemiş her ilişki daha özgür ve daha aşık kalır gibi hissediyorum.”