"Ben kim hazreti peygamberi eleştirmek kim?"

"Diyanet, 'kadınlar emanettir' söylemini terk etmeli. Bu söylem, kadına yönelik şiddetin nedenlerinden biridir. " sözleri nedeniyle Yeni Şafak yazarı İsmail Kılıçarslan'ın eleştirilerine maruz kalan gazeteci İsmail Saymaz, o sözlerine açıklık getirdi.

Kırıkkale'de eşi tarafından canice katledilen Emine Bulut ile ilgili açıklamada bulunan Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş"Herkes bilmelidir ki, her ne sebeple olursa olsun bir kadının şiddete maruz bırakılması ve canına kıyılması, en büyük zulümdür. İslam’la ve insanlıkla asla bağdaşmayan büyük bir günahtır. Dinimizde kadının canı, onuru ve hakları dokunulmazdır ve emanettir." demişti.

İsmail Saymaz ise, bu sözleri sosyal medyada paylaşıp, "Diyanet, “kadınlar emanettir” söylemini terk etmeli. Bu söylem, kadına yönelik şiddetin nedenlerinden biridir. Kadına şiddet uygulayan erkekler “emaneti (namusunu) koruduğunu” düşünmektedir. Kadınlar hiç kimseye emanet değildir. Erkeklerle eşit haklara sahiptirler." ifadelerini kullandı.

"BENCE BU İŞİ İSMAİL SAYMAZ HALLEDER"

Bugünkü köşesinde Saymaz'a cevap veren Yeni Şafak yazarı İsmail Kılıçarslan, şunları söyledi:

"Bence bu işi İsmail Saymaz halleder. Yanına Berna Laçin, Ataol Behramoğlu, Bülent Emrah Parlak, taçsız kral Pele, Beckenbauer, Nadya Komanaçi falan gibi isimleri de alıp bir heyet kurarak dayansın Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kapısına.

Bu heyet, Diyanet İşleri Başkanımız Ali Erbaş Hoca’yla bir araya gelsin. Diyanet’in hangi konularda hutbe irad edeceğini belirlemekle başlasınlar işe. Nedir öyle kardeşim “Faiz haramdır” hutbesi mesela? Yahut “Kadınlarınız ve çocuklarınız size emanettir” ne demek? Yakışıyor mu seküler dünyanın değişken kaidelerine? Eşcinsellik karşıtı, nikâhsız bir arada yaşama karşıtı hutbe de nereden çıktı? Olabilir mi yani bu çağda böyle bir şey? Yok efendim alkol hayat söndürürmüş, kumar yuva dağıtırmış…

Velhasıl İsmail Saymaz başkanlığındaki bu kıymetli heyet, Allah’ın dininin nasıl değiştirileceği yönünde bir inisiyatif alarak öncelikle Diyanet’in hutbelerine bir ayar, bir çekidüzen versinler. Böyle olmaz.

İşe bu şekilde başlayan heyet, eli değmişken Diyanet İşleri Başkanımıza Allah’ın Kur’an’ındaki ayetler arasından sevmediklerini, kanlarının kaynamadıklarını, içlerinin ısınmadıklarını çıkarttırsınlar. Nedir öyle cihat ayetleri falan? Yakışıyor mu yani? “Yok, o kadar da olmaz” demesinler. Ayılıp bayıldıkları Edip Yüksel 2 ayeti gereksiz bulup çıkartmıştı mesela Kur’an’dan. Bu heyet niçin cesaret edemesin buna?

“Hah, hutbeler de, hadisler de, Kur’an da istediğimiz gibi oldu. Bizim seküler inançlarımıza zarar vermeyecek, onları zedelemeyecek hale geldi” dedikleri noktada bu heyete düşen bir görev daha var. Bir “din baş denetçisi” ihdas edip kurumun başına koymak. Öyle kurban kesen, faize haram diyen, “nikâhsız yaşanmaz” diyen olursa bu baş denetçi derhal vazifesini yapıp bu adamları “tehlikeli, çağdışı, yobaz, terörist” falan ilan etsin. Akıl vermek gibi olmasın ama bu baş denetçilik pozisyonu için uygun isim İhsan Eliaçık olabilir gibi geliyor bana.

Niçin gülüyorsunuz? Anlattığım bizim hikâyemizdir yahu.

Kimdir Saymaz, Laçin ya da Parlak? Çoğul hakikatler çağının yörüngesiz peygamberleridir! Bugünün “geçerli hakikati” ne ise ona iman etmiş ve bu geçerli hakikatle her şeyi düzenlemeye kalkan “sembolik” isimlerdir. Her meseleye “bu çağda” diye başlayan olağanüstü kısır zihinleriyle akıllarına sığdıramadıkları, çoğul hakikatleriyle (daha doğrusu hakikatsiz oluşlarıyla) bağdaştıramadıkları her şeye “olur mu canım öyle şey?” diyerek yaklaşan gösteri peygamberleridir her biri"

"BEN KİM, HAZRETİ PEYGAMBERİ ELEŞTİRMEK KİM?"

 Bu köşe yazısının ardından sosyal medya bir açıklama yapan İsmail Saymaz, "Yenişafak'tan İsmail Küçükaslan'ın bugün beni de eleştiren yazısı üzerine açıklama ihtiyacı hissediyorum. Önceki gün Diyanet İşleri Başkanının "kadınların emanet olduğu" yönündeki sözünü eleştirirken, hazreti peygamberin veda hutbesini kastetmiş değilim. Ne haddime?" diyerek, sözlerine şöyle açıklık getirdi:

"Ben "emanet" ifadesinin anlamının, aradan geçen 1500 yılda değişmiş olduğunu, bugün itibariyle erkeklere "kadınlar üzerinde mülkiyet ve hak iddiası" sunduğunu ifade ediyorum. Kavramı bu nedenle terk etmek gerektiğini düşünüyorum. Yoksa ben kim, hazreti peygamberi eleştirmek kim?"

ABD'nin ardından İngiltere de karar aldı! E-Ticaret Stopaj Vergisi 2025 Trabzonspor Adana Demirspor canlı izle beIN Sports 1 şifresiz canlı
Sonraki Haber