Beşiktaş'ın peluş oyuncakları... Nuran Yıldız: Gösteri gerçeği öldürür

SuperHaber yazarı Prof. Dr. Nuran Yıldız, Beşiktaş taraftarının depremzede çocuklar için sahaya peluş oyuncak fırlatmasın değerlendirdi. Peluş oyuncakların sahaya atılmasından çok rahatsız olduğunu belirten Yıldız, "“Gösteri” iyiliği yenmiş oldu. “Halkın takımı” zaten yardımların içindeydi, şovsuz olmaz mıydı? 'Gösteri'nin baştan çıkarıcılığı, oyuncak fırlatanların depremzedelere üstten bakışını ortaya koydu." dedi.

Beşiktaş-Antalyaspor karşılaşmasında dakikalar 04:17'yi gösterdiğinde siyah-beyazlı taraftarlar depremden etkilenen çocuklar için sahaya 'peluş oyuncaklar' attı.

SuperHaber yazarı Prof. Dr. Nuran Yıldız, bu haftaki köşesinde Türkiye'nin konuştuğu bu olayı değerlendirdi. 

Peluş oyuncakların sahaya atılmasından çok rahatsız olduğunu belirten Yıldız, "Beşiktaş gibi çok büyük bir kulübün deprem kurbanı çocuklar üzerinden PR’a gerek duymasına üzüldüm." ifadelerini kullandı.

İşte Nuran Yıldız'ın köşe yazısının ilgili bölümü: 

BEŞİKTAŞ’IN PELUŞ OYUNCAKLARI

İletişim söz konusu olunca ne futbol takımlarıyla ne de siyasi partilerle ilgilenirim. İşe bakarım.

Deprem bölgesine o, bu, şu kulübün taraftarları olarak koşmadı kimse, hep birlikte sadece iyiliğe koşan insanlardı.

Beşiktaş kulübünün lig maçında deprem bölgesindeki çocuklara gönderilmek üzere pelüş oyuncak getirilmesi fikri güzeldi.

Zaten iletişimde sorun hep, fikre aşık olup sonuçlarını düşünmemekten çıkar.

Peluş oyuncakların sahaya atılması güzel görüntü oluşturdu.

Pek sevildi. Ben ise çok rahatsız oldum, utandım.

Aklı başında bildiğim arkadaşlar ne hissetmiş diye paylaşım paylaşım dolandım. Hepsi de fikre bayılmıştı.

Hepsi o görsel şovda iyi kalpler, birlik, dayanışma görmüşlerdi.

Bauman, mahalleye gelen bir pedofile saldıran mahallelileri örnek verip der ki, “Saldırdıkları aslında o pedofil değildir.” Zira, bir araya gelme eylemi, hedefin önüne geçmiştir.

Konu zor geçeyim, beni utandıran durumları sıralayayım;

Bir, Beşiktaş gibi çok büyük bir kulübün deprem kurbanı çocuklar üzerinden PR’a gerek duymasına üzüldüm.

İki, bu teklifi getiren iletişim şirketine “harika” demek yerine “fırlatmasak da kutular yapsak içine konsa” demeyişlerine üzüldüm.

“Gösteri” iyiliği yenmiş oldu. “Halkın takımı” zaten yardımların içindeydi, şovsuz olmaz mıydı?

Üç, “gösteri”nin baştan çıkarıcılığı, oyuncak fırlatanların depremzedelere üstten bakışını ortaya koydu. Halbuki bu Beşiktaş’ın felsefesine ters.

Dört, oyuncakların önemli kısmını zaten kulübün aldığı bilgisi gizlenerek, insanların kandırılmasına gerek yoktu.

Beş, peluş oyuncakları tribünlere oturtarak çekilen fotoğrafların, drone’la çekilmiş kurgu filmlerin servis edilmesinde yardım değil de bir “gösteri” amaçlandığı ortadaydı.

Altı, oyuncak fırlatanların ve onları izleyenlerin alkış seslerinin vicdanları bastırmış olmasına hiç girmeyeyim.

Özetle, artık “gösteri” gerçeğin yerini almıştır. “Gösteri” ne kadar büyük ve zararsızsa gerçek o kadar küçülür.

Bu yazıyı okuyan 10 okurdan 5’i beni anlarsa kârda sayılırım.

NURAN YILDIZ'IN YAZISININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN

Hakim ve Savcı Atamaları Resmi Gazete'de! Atama kararları Resmi Gazete'de: 6 ilin emniyet müdürü değişti Fenerbahçe'ye Fred'den kötü haber: Athletico Bilbao maçında yok!
Sonraki Haber