Besleme medyanın deşifre olan kalemi, o raporu savundu
Besleme medyanın deşifre olan kalemlerinden Yalçın Doğan, köşesinde, yurt dışından fonlandıklarını belirten raporu savundu.
ABD’nin ünlü düşünce kuruluşu Center for American Progress, “Türkiye’nin Değişen Medya Ortamı” adındaki raporunda yurtdışı kaynaklar tarafından finanse edildiği iddia edilen T24'ün yazarı Yalçın Doğan, köşe yazısında söz konusu raporu savundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı eleştrmek üzerine kurgulanan yazı şu şekilde;
Tayyip Erdoğan’a kötü bir haberim var!..
"Türkiye'de medyanın özgür olup olmadığına ilişkin araştırma şaşırtıcı bir sonuç veriyor. AKP'lilerin yüzde 31'i, MHP'lilerin yüzde 53'ü 'Türkiye'de medya özgür değil' görüşünde."
Bir buçuk yıl önce Abu Dabi... İslamın temel referans ülkelerinden Birleşik Arap Emirlikleri başkenti...
Abu Dabi'de bir katolik kilisesi açılıyor. Bu bir ilk!..
Açılışa, İslam'ın yine temel referans yapılarından, Mısır'daki El Ezher Camii'nin baş imamı da katılıyor.
Açılışa başka kim katılıyor?..
Birleşik Arap Emirlikleri'nden iki veliaht prens...
Açılışa başka kim katılıyor?..
Katolik Kilisesinin ruhani lideri Papa da, Abu Dabi'deki açılış töreninde hazır bulunuyor.
Türkiye ters köşede
Türkiye'nin haline bakar mısınız?..
Burada malum medya "Ayasofya camii olarak ibadete açıldı" diye avazı çıktığı kadar bağırırken...
Bu kararıyla Tayyip Erdoğan öncelikle Ortodokslarla, daha geniş çerçevede Hıristiyanlarla köprüleri atarken, yönetimlerin temel olarak İslama dayandığı Arap ülkeleri kapılarını Hıristiyanlara açıyor.
İslamın temel referans olduğu bir ülkede, Abu Dabi'de, müthiş bir törenle Katolik kilisesi açılıyor, buna başka Arap ülkeleri de katılıyor, Erdoğan ise, üstesinden gelemediği ekonomik kriz ve dış politika açmazı eşliğinde "iç politika velvelesi ve ağır oy kaygılarıyla" Ayasofya'ya sığınıyor.
Sığınmak... "Batı'dan iyice kopmak" anlamında...
Sığınmak... "Tarihi tersine akıtmaya çabalamak" anlamında....
Sığınmak... "Dünyada ne olup bittiğini kavrayamamak, olanı biteni okuyamamak" anlamında...
Dördüncü bir "sığınmak" daha var, o da Ayasofya'da "nafile namazı" kılmaktan farksız.
Her üç AKP'liden, her iki MHP'liden biri
Tayyip Erdoğan'a kötü bir haberim var.
Gazeteleri ve televizyon kanallarıyla yaklaşık on gündür medya "Ayasofya davulu" çalıyor ya... Erdoğan da, bu davul seslerini duydukça, "bunlar oy sesleri" diyerek, keyfinden dört köşe oluyor ya...
Amerika'da "Center for American Progress" isimli saygın ve güvenilir bir düşünce kuruluşu var. Bu kuruluş kısa süre önce Türkiye'deki medya yapısı ve devamı ile ilgili taze yaptığı bir araştırmayı yayımlıyor. Oradaki veriler "Erdoğan'ın ciddi ciddi canını sıkacak" türde. Örneğin:
"Türkiye'de medyanın özgür olup olmadığına ilişkin araştırma şaşırtıcı bir sonuç veriyor.
AKP'lilerin yüzde 31'i, MHP'lilerin yüzde 53'ü 'Türkiye'de medya özgür değil' görüşünde."
Yani, her üç AKP'liden biri, her iki MHP'liden biri "özgür olmayan medyaya inanmıyor"!..
Yüzde 55'i TV haberlerine inanmıyor, yüzde 48'i "TV'lerde haberler birbirinin aynısı" görüşünde.
Yani...
Denetim altına aldığı o medya istediği kadar "Ayasofya davulu" çalsın, Erdoğan da, buna sığınsın, nafile!..
Özgür olmayan medyaya kim inanır?..
Gazete tirajları ve sosyal medya
Aynı araştırmaya göre...
- Son beş yılda gazete tirajları yüzde 44 oranında düşüyor, neredeyse yarı yarıya.
- 2020 Mart - Mayıs ayları arasında tirajlarda yüzde 22 ile yüzde 60 tiraj kaybı yaşanıyor.
- Aynı süre içinde sosyal medyaya güven yüzde 2 ile yüzde 10 arasında yükseliyor.
Yani...
Erdoğan'ın denetim altına aldığı ve sığındığı medya ciddi bir güven ve tiraj kaybı içinde.
Bu arada...
- 18 - 34 yaş aralığındaki genç nüfusta sosyal medyaya güven yüzde 11 artıyor.
-55 yaş üstü nüfusta sosyal medyaya güven yüzde 4 artıyor.
Internet sitelerinin neden bu ölçüde revaçta olduğu araştırmada açıkça ortaya çıkıyor.
Güvensizlik ve kaygı
Araştırmanın sonuç bölümünde bir cümle dikkatimi çekiyor:
"Güvensizlik, bölünme ve kasıtlı yanlış haber verme özelliği manzarasındaki Türk medyası, bu haliyle kendisini zor toplar. Ancak, bu sadece Türk halkını, Türkiye'nin müttefiklerini değil, hatta aynı zamanda Erdoğan'ın kendisini de kaygıya sürüklemektedir."
Neden Erdoğan'ı da?..
Çünkü, denetlediği medyaya güveniyor ama, halkın o medyaya güveni her geçen gün azalıyor. Kendi seçmeninde bile, güvensizlik görünüyor.
Erdoğan davul çalan medyaya boşuna sığınıyor!.. Onlardan boşuna umut bekliyor!..