'Bi mekan' ne demek? 'Bi mekan' kelimesinin Türkçe karşılığı nedir?
Türkçe, içerisinde yoğun olarak Arapça-Farsça ek ve kelime barındıran bir dil. Bu sebeple, metinlerde veya konuşmalarda geçen Arapça veya Farsça kelimelerin anlamları pek çok kişi tarafından araştırılıyor. Bunlardan biri de, 'bi mekan' kelimesi. Peki, 'bi mekan' ne demek? Türkçe karşılığı nedir? Detaylar haberimizde...
Türkçe ya da Türk dili, Güneydoğu Avrupa ve Batı Asya'da konuşulan, Türk dilleri dil ailesine ait sondan eklemeli bir dil. Türk dilleri ailesinin Oğuz dilleri grubundan bir Batı Oğuz dili olan Osmanlı Türkçesinin devamını oluşturur. Diğer taraftan Türkçe, içerisinde pek çok Arapça-Farsça ek ve kelime barındırmaktadır. Bu kelimelerden biri de, 'bi mekan'. 'Bi mekan' kelimesinin ne anlama geldiği merakla araştırılıyor. Ayrıntılar haberimizde...
'Bİ MEKAN' KELİMESİNİN ANLAMI NEDİR?
Bi mekan, "Yersiz, yurtsuz, evsiz" anlamlarını taşımaktadır.
TÜRK DİLİ HAKKINDA
Türkçe, Türkiye nüfusunun %90'ının anadilidir. Konuşulan diğer diller arasında çeşitli Kafkas ve Kürtçe diyalektler, Arapça, Rumca, Ladino ve Ermenice gibi 70 kadar dil ve diyalekt yer alır. Türkiye Türkçesi, Ural-Altay dil birliğinde yer alan Türk dil topluluğunun zamanla evrime uğramış güneybatı kolunu temsil etmektedir. Bu dilleri konuşan topluluklar Orta Asya'dan doğu ve kuzeydoğuya, özellikle de batıya doğru yayılmışlardır. Türkçe çok eski yıllardan beri Orta İranca'nın çok çeşitli dil ve lehçelerini etkilemiş, Kafkaslar ve Anadolu'dan da kimi Hint-Avrupa kökenli dilleri uzaklaştırmıştır. İslamiyetinkabulu ile Türk dili üzerinde bir yandan Arapça'nın bir yandan Farsça'nın etkileri belirginleşmiştir. 19. yüzyılın sonlarından itibaren ise Türk lehçelerine dayanan, Türkiye Türkçesi, Azerbaycan Türkçesi ve Kazak Türkçesi gibi çağdaş Türk yazı dilerinin oluşumu sözkonusudur. Türkçe bugün yeryüzünde konuşulan ortalama 4000 dil arasında, en fazla ve en yaygın konuşulan yedinci dildir ve ikiyüz milyonun üzerinde insan tarafından konuşulmaktadır.
Türkler 8. yüzyıldan bu yana birçok yazı dili kullanmakla birlikte en fazla Göktürk, Uygur, Arap ve Latin alfabelerini kullanmışlardır. Cumhuriyetin kurulup, milli birliğin sağlanmasından sonra, özellikle 1923-1928 yılları arasında Türkiye'de en çok alfabe sorunu üzerinde durulmuştur. Yeni Türkiye'yi çağdaş uygarlık düzeyine eriştirebilmek için Batı kültüründen de yararlanılması gerektiğine inanan cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, bu amaçla 1928 yılında Arap alfabesinin yerine, Türkçe'nin ses düzenine uygun olarak hazırlanan Latin harflerinin kabul edilmesini sağlar.