Bir Garip Linç Kültürü: Bu sefer Mazhar Alanson!

Mazhar Alanson'un hafta sonu Sabah gazetesine verdği röportaj büyük ses getirdi. Neşem Yaşar o röportajın yankılarını yorumladı

28 Temmuz 2018’de Sabah Gazetesinin Günaydın ekinde Göksan Göktaş’ın Mazhar Alanson ile yaptığı bir röportaj yayınlandı. Röportajı okudum. Döndüm döndüm bir daha okudum. İçinde abesle iştigal bir şeyler aradım. Çünkü röportajın ardından Mazhar Alanson sosyal medyada çok ciddi bir saldırıya uğradı.Mazhar Alanson’un ne yandaşlığı kaldı ne de yalakalığı.
Haber organlarından bir tanesinin ifadesini aynen yazıyorum.

“Yandaş Sabah gazetesine açıklamalarda bulunan Mazhar Alanson, ilginç ifadeler kullandı.”

"Türkiye'nin bugünkü durumu, yeni dönemi ve geleceği hakkında neler düşünüyorsunuz?" sorusuna yanıt veren Alanson, şöyle konuştu:

- Son dönemlerde kutuplaştık biraz tabii. Bunu çözmeliyiz. Türk insanını çok seviyorum. Başka bir örneğimiz yok dünyada. Dünya da bizim farklılığımızı anladı. Vesayet istemediğimizin farkına vardı. Üzerimizde bugüne kadar hep askerin baskısı vardı. Bu kalktı artık çok şükür. Hükümet bir şey yapardı. Askerin işine gelmez baskı yapardı. Ülke sağcı mı solcu mu belli değildi. Sol kalkarsa sol indirilir, sağ kalkarsa sağ indirilirdi. Seçimlerden sonra da, bu yeni dönemde de artık iyice ortaya çıktı ki, bu ülkenin çoğunluğu Müslüman ve Müslüman hayatı yaşıyor.

Olayımız bu. Karşı tarafın kızmasının, dövünmenin alemi yok. Bu topraklarda o söyledikleri gibi ' laiklik de elden gitmez', gitmedi de. Kimse korkmasın. Ülkemizin gerçeklerini kabul edersek hepimiz daha mutlu olacağız. Ben mesela, okullarda Atatürk sevgisini otomatikman pek çok çocuk gibi aldım bünyeye. Ama Peygamberime de aşığım, ne var bunda!

Her dem ülkede ifade özgürlüğü yok diyenkesime sorarım. “Sanatçı için ifade özgürlüğü olmalı.” söylemi acaba hangi sanatçıları kapsıyor? Sanatçı eleştirir, gördüğü eksikleri söyler, haksızlıklara karşı çıkar, sorunları ifade biçimi farklıdır eyvallah. Hatta sayar, söver, aşağılar; bunu da sanatçı kişiliğine veririz, hoş görürüzçoğu zaman. Hadi ona da eyvallah…Ama vay ki muhalif söylem içinde olmayan sanatçının haline…Sanatçı tabi ki yönetimi eleştirebilir. Herkes eleştirebilir. Fakat her sanatçı muhalif olma şartı taşımak zorunda mı? O zaman aranıza almıyor musunuz? O zaman iyi bir sanatçı olma mertebesine eremiyor mu o kişi?
Mazhar Alanson’un söyledikleri bizim gibi sade yaşayan ve sıradan insanlar için çok anlaşılabilir bir durum. Evet, hepimize okullarda Atatürk sevgisi aşılandı. Ayrıca ister şartlarını yerine getirelim, ister getirmeyelim kulağımıza okunan ezan ile Müslüman olduk. Ülkenin yüzde doksanı da Müslüman ve Mazhar Alanson’un dediği gibi Müslüman hayatı yaşıyor.

Mazhar Alanson darbelerin ülkenin zararına olduğunu ifade etmiş. E bu da doğru. Var mı itirazı olan bu konuya? Adam “Kutuplaştık, bunu çözmeliyiz.” demiş, Türk İnsanını sevdiğini de belirtmiş. Pardon da neden rahatsız oldunuz? Bu açıklamaların nesi size “ilginç” geldi? Mazhar Alanson’un söyleminde sizi irrite eden ne oldu? Laiklik elden gitmeyecek demesi mi?

Mazhar Alanson röportajında özgür iradesi ile görüşlerini paylaşmış. Kimseye küfretmemiş, kimsenin yaşam tarzını ya da dinini, inanç şeklini aşağılamamış. Kimseyi hor görmemiş. Röportajında kimseyi rencide etmemiş. Sosyal medya adreslerine baktım. Orada da aynı. Ne farklı düşünen insanlara hakaret, ne küçümseme, ne aşağılama ne de sansasyon yaratma ihtiyacı ile garip öfke gösterileri… Hiçbir şey yok… Bir röportaj yapmış ve kendi düşüncelerini paylaşmış. Bu rahatsızlık neden? Neden her seferinde sanatçıları zoraki politik tartışma zeminine çekmeye çalışıyorsunuz?

İnsanlar Mazhar Alanson’u sevmeye devam edecekler. Sarı Laleler şarkısını mırıldanmaya, Her şey Güzel Olacak filmindeki muhteşem oyunculuğuna yine hayran olmaya devam edecekler. Onu da her sanatçı gibi farklılıklarıyla sevecekler.Yani bütün yaygaranıza rağmen bu röportaj ona hiçbir şey kaybettirmedi. Şahsen Mazhar Alanson’u “sanat camiasından” gelecek tepkileri göze alarak bu açıklamaları yaptığı için oldukça cesur buldum.
Ne dersiniz? Her sanatçı gibi O da yıllar sonra anlaşılır mı ki?

Türkiye'den Kırgızistan'a jest: 62,3 milyon dolarlık borç silindi Emine Erdoğan, Bişkek'teki Türkiye Maarif Vakfı'nı ziyaret etti TL'nin reel değeri 2021 Mart ayından bu yana en yüksek seviyeyi gördü
Sonraki Haber