"Bizi sahillerimize hapsetme girişimine rıza göstermeyeceğiz"
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde bugün kabine toplantısı vardı. Saat 15.30'da başlayan ve yaklaşık 4 saat süren toplantının ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başta Doğu Akdeniz ve Türkiye ekonomisi olmak üzere önemli açıklamalarda bulundu. Yunanistan ve destekçilerine, "birkaç kilometrekarelik adalar üzerinden bizi sahillerimize hapsetme girişimine elbette rıza göstermeyeceğiz" diyen Erdoğan, Akdeniz ülkelerine çağrıda bulunarak, "Herkesin hakkını koruyan bir formül bulalım" dedi...
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
Türkiye gibi 780 bin kilometrekarelik dev bir toprak parçasını görmezden gelip birkaç kilometrekarelik adalar üzerinden bizi sahillerimize hapsetme girişimine elbette rıza göstermeyeceğiz.
Akdeniz'deki tüm ülkeler olarak bir araya gelelim. Herkes için kabul edilebilir, herkesin hakkını koruyan bir formül bulalım.
Anlaşmazlıkların diyalog yoluyla ve hakkaniyet temelinde çözümü için biz her zaman varız ve hazırız.
Bu konuda sağduyu hakim olana kadar Türkiye olarak sahada ve diplomasi alanında kendi planlarımızı uygulamaya devam edeceğiz.
"DÖVİZ REZERVİ 90 MİLYAR DOLARIN ÜZERİNE ÇIKTI"
Ekonomide olduğu gibi enerjide de ülkemizin bağımsızlığı için mücadele etmeye devam edeceğiz.
Kişi başına gelirde dünya ortalamasında üst gelir ortalamasına yükselttik. 2019 yılında insani gelişmişlik sırasına göre Türkiye 6 basamak yükseldi. Bu sayede dünya bankası tarafından hazırlanan iş yapma kolaylığı endeksinde geçtiğimiz yıl 10 basamak birden yükselerek 33. sıraya yükseldik. Bütün bunlar ülkemizdeki refah düzeyini ifade etmesi bakımında söylüyorum. Bunlar aynı zamanda benim vatandaşımın alım gücünün nereden nereye yükseldiğini göstermesi bakımından arz ediliyor. İş açma geçen sene 30 bin 842 iken bu sene 85 bin 263'ü buldu. Almanya Rusya bugün itibariyle kapılarını açmış durumdalar. Yine yükselmeye başladığımızı hep birlikte göreceğiz. Salgın sebebiyle turizmde yaşadığımız tüm sorunları gidermeye çalışıyoruz.
Merkez Bankası döviz rezervimiz 28 milyar dolardan 90 milyar doların üzerine çıktı.
"AVUCUNU OVUŞTURUYOR ANA MUHALEFET PARTİSİ"
Birileri avucunu ovuşturuyor, ana muhalefet partisi... IMF'ye gidecekmişiz, bir şeyler isteyecekmişiz. Boşuna avucunuzu ovuşturmayın, biz o kapıları kapattık
IMF olan borcumuz biz göreve geldiğimiz de 23.5 milyar dolardı ve biz bunu 2013 mayısında sıfırladık. Türkiye'nin şu an IMF borcu yok. IMF bizden 5 milyar dolar borç istedi.
Türkiye'nin bugün geleceğine güvenle bakmasının aktif pozisyon almasının gerisinde işte bu güçlü altyapı vardır.
Girdiğimiz her mücadeleden başarıyla çıktık. Türkiye'nin bölgesel ve küresel bir güç olarak yükselen yıldızından rahatsız olanlar üzerimize geldiler. Başka hiçbir ülkeden talep edilmeyen şartlar bizden istendi.
2019 yılı ülkemiz için yeniden dengelenme sürecinin yaşandığı bir yıl oldu. Maruz kaldığımız çok yönlü saldırılara rağmen ekonomimiz attığımız kararlı adımlarla 2019'un son çeyreğinde yeniden güçlü büyüme politikasına döndü. 2019 yılının son çeyreğinde ekonomimiz yüzde 6 oranında kayda değer bir büyüme kaydetti.
"FAİZLER DAHA DA DÜŞECEK"
Faizler daha da düşecek çünkü yatırımcı yatırımlarını rahatlıkla yapabilsin istiyoruz.
Ekonomik yükseliş 2020 yılının ilk aylarında da devam etti. Yılın ilk çeyreğinde ülkemiz yüzde 4.5 gibi yüksek bir büyüme performansı sergiledi. Küresel finans sisteminin bize dayadığı yüksek faiz yaklaşımını asla kabul etmedik.
Türkiye ekonomide bu suni rüzgarlarla eğilip bükülebilecek bir ülke değildir. Yaşadığımız her sıkıntı da ülkemizin gücü bir kez daha sınanıyor. Hamdolsun bu sınamaların hepsinden alnımızın akıyla çıkıyoruz.
Salgın sadece insan sağlığını ve hayatını tehdit etmiyor. Aynı zamanda çok ciddi ekonomik sonuçlar da doğuruyor. Salgın nedeniyle küresel tedarik zincirleri aksamış birçok tesiste üretim durmuş ya da yavaşlamıştır. İşsizlik oranlarında yükseliş ve tüketim alışkanlıklarında değişikler ortaya çıkmıştır. IMF 2020 yılı için daralma beklentisini yükseltmiştir.
Aldığımız tedbirler, şoklara karşı tecrübemiz sayesinde ekonomimizi hızla toparladık. Salgının kontrol altına alınmasıyla dünya ile paralel şekilde normalleşme adımları attık.