Bolu’daki facia gözleri turistik bölgelere çevirdi! Bodrum otellerinde yangın riski için neler yapılıyor?
İhmaller zinciri ve para hırsı nedeniyle Bolu’da 78 canı kaybettik. Önlenebilir bu can kayıpları nedeniyle en ağır cezaların verilmesi ve bu tür trajedilerin bir daha yaşanmaması için devletin daha ciddi adımlar atması şart. Bunlar arasında en önemli ayak ise kamudan çok tarafsız denetim kurumlarının etkisinin artırılması. Yani sigortadan tur şirketlerine kadar tesisin güvenliği aynı zamanda kendi ticari riskleri olan kurumlar etkinleştirilmeli. İşte detaylar...
Yani şunu demek istiyoruz ki, bir otelin yangın riski tur şirketinin ticaretini ya da o tesisi sigortalayan şirketin zarar etmesine neden olacağı için hiçbir açık nokta kalmaz. İtfaiye, belediye ya da turizm bakanlığı personelinden daha çok bu kurumlar etkili olacaktır. Çünkü üstlendikleri ticari risklerle elleri taşın altında... Durum böyle olunca dünyanın en önemli turizm bölgelerinden olan Bodrum otellerinde yangın riski ve denetimin nasıl yapıldığı akıllara geliyor.
Bodrum’da turistik tesislerde üst düzey yöneticilik yapan halen Bodrum Otelciler Derneği’nin (BODER) danışmanı ve aynı zamanda büyük bir otelin kurumsal ilişkiler direktörü olan Ayça Öztürk, SuperHaber’e yaptığı açıklamada, Bodrum’da otellerin tamamında yangın riskine karşı üst düzey önlemler alındığını ve bunun Bodrum’a turist gönderen uluslararası tur şirketlerinin birinci şartı olduğunu söyledi.
Öztürk, “İletişimci olmama rağmen uzun yıllardır turizm alanında çok yoğun çalıştığımız için sektördeki pek çok sürece hakimim. Bir turizm işletmesi açılırken, ruhsat almak için mutlaka yangın önlem raporu alınması gerekir. Buradaki şartları yerine getirmeyen tesise de ruhsat verilmez. Bir otelin açılışında oda kapılarının yangına dayanaklı olmadığı için uygunsuzluk verildiğini ve yönetimin tüm oda kapılarını değiştirerek o raporu aldığını bizzat deneyimledim. Tabii ki her yönetici bu uygunsuz durumları ortadan kaldırmak için olması gerekeni yapmıyor. Bazıları da arkadan dolaşmayı tercih ediyor. O zaman da aynı bu olaydaki gibi ihmaller zinciri başlamış oluyor” dedi.
RUHSAT ALMAK YETMEZ
Öztürk, Bodrum bölgesinde işletmecilerin ruhsat aldıktan sonra olabilecek kazaları ve afetleri engellemek için sürekli bakım ve eğitim yaptığını belirterek, “Ekibinizi sürekli sadece yangın değil her türlü afet durumu için eğitiyor olmanız gerekli. Aslında sadece ekibinizi değil misafirlerinizi de eğitmeniz gerekiyor. Gereklilikleri yerine getiren pek çok otelin odalarında mutlaka acil eylem durum ve kaçış planı bulunur. Acaba kaçımız bir otele ya da tatile gittiğimizde bunu inceledik ya da yoksa “neden yok” diye sorduk? Kaçımız bu olay öncesinde rezervasyon yaparken “yangın merdiveni var mı” diye sorduk? Bir oteli ayakta tutan misafirleridir. Evet yasal olarak yapılması gerekenler, denetlemeler önemli. Ama otele gelen 100 talepten 90’ı yangın merdiveninden dolayı satışa dönmezse, o zaman o otele bu yatırımın yapılması da zorunlu hale gelir. Bu nedenle bizim de kendimizi çocuklarımızı bu konu hakkında eğitiyor olmamız o kadar önemli ki…
BODRUM’DA DURUM NE?
Pek çok televizyon programında “peki ya Bodrum otelleri ya da Antalya otelleri ne durumda” diye konuşuluyor. Özellikle yazlık bölgelerde ya da yoğun şekilde yabancı misafir ağırlayan tesislerde başka bir durum söz konusu. Bizim kendi yasal zorunluluklarımız dışında, bir otel yabancı bir tur operatörü ya da acente ile anlaşma yapmak isterse, mutlaka bu kuruluşlar tarafından çok ciddi bir denetimden geçiyor. Güvenlik önlemleri tam olarak alınmamış hiçbir tesisle çalışmıyorlar. Yangın, deprem gibi önemli afetler için alınmış önlemlerin yanında balkondaki korkuluğun yüksekliğine, asansörler içindeki uyarı yazılarından temizliğe kadar her konu didik didik denetliyor. Ve bu konularda uygunsuzluk olması durumunda bu kurumlar sizin tesisiniz ile çalışmıyor. Dolayısı ile yoğun yabancı turist trafiği olan bölgelerdeki tesisler, sürekli pek çok kurum ve kuruluş tarafından her konuda denetleniyor. İş sağlığı güvenliği, eğitim zorunlulukları da konunun önemli noktaları. Turizm Bakanlığı bu konuda çok eleştirildi ve hatta bazı noktalarda sorumlu tutuldu ve tutuluyor. Bu konu özelinde ne kadar, hangi aşamalarında sorumlu olduğu tabii ki soruşturmalar sonrasında netleşecek ancak, bir konu var ki oraya bir parantez açmamız gerekiyor. Bakanlığın başlattığı sürdürülebilir turizm belgesi süreci var ve tüm tesisler için zorunlu hale gelmiş. Bu süreci yakından takip eden, bu belgeleri almak için çalışan yönetici ve tesisler ikiye ayrılıyor. Bu belgelendirme sürecini, gerekliliklerini gerçekten özümseyerek yerine getirmeye çalışanlar ve sadece belgeyi almak için görüntüde yapması gerekenleri yapanlar. Şartları gerçekten yerine getiren tesisler zaten bütün güvenlik önlemlerini almış olan tesisler” diye konuştu.
İŞYERİ SİGORTALARI ZORUNLU OLSUN
Bolu’daki facia sonrası Özgür Sigortacılar Platformu Başkanı Neşe Demirağ, SuperHaber’e sigorta alanındaki aksaklıkları anlattı. Demirağ, “Soma’daki maden kazası faciasından sonra bu teklifi kamuoyuna sunmuştuk. İşyeri sigortaları zorunlu olsun diye… Amacımız ne daha çok poliçe satmak ne de Sigorta şirketlerini korumaktı. Tek amacımız vardı o da vatandaşlarımızın bir çok konuda mağdur olmamasını sağlamaktı. Doğru sigorta, Doğru acente ağı can ve mal kayıbının en aza indirgenmesidir. Ne demek doğru acente? Acente Sigorta Şirketi ile Sigortalı arasında kurulmuş bir köprüdür. Eğer bu köprü doğru analiz edimeyip inşa edilirse Sigorta ülkemizde topal ördek gibi olur” dedi.
Sigorta acenteliğinde, sermayenin kayırdığı cebinde parası olanların sektöre girdiği bir yapıya dönüşmeye başladığını bunun da bu tür facialara zemin hazırladığını anlatan Demirağ, “Ne yazık ki günümüzde bu sistemin uygulanması bizleri üzmektedir. Doğru acente, Eğitimli bilgi birikimli ve devletçe desteklenen kişilerin meslek olarak yapacağı iş olmalı….
Yangın Sigortası genel şartları 1 Ocak 1993 yılında yayınlandı. Bu şartlar tekrar masa yatırılıp Yangın sigortalarını zorunlu yapılması artık kaçınılmaz olmuştur. Bir işyeri önce sigorta tarafından expertiz işlemleri ile şart ve koşullara uyup uymadığı analiz edilmeli ve sigortalanmalıdır. Daha sonra kamunun denetimi ile çifte denetim yapılacak ve sigortası olmayan hiçbir işyerine ruhsat verilmeyerek oto kontrol sistemi ile can ve mal kayıpları en aza indirilebilir’ dedi.