'BU ARTIK BAĞIMSIZLIK SEMBOLÜ'

İki usta isim, SuperHaber yorumcusu-Güvenlik Uzmanı Mete Yarar ve Hürriyet yazarı - SuperHaber yorumcusu Nedim Şener ile "Memleket Aşkına"nın yeni bölümü SuperHaber Youtube kanalında...

"Memleket Aşkına"nın yeni bölümünde Mete Yarar ve Nedim Şener, uzun süredir tartışılan Ayasofya'nın ibadete açılması ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Nedim Şener, Ayasofya'nın ibadete açılması tartışmalarıyla ilgili "Ayasofya, bu milletin kalbi oldu. Öyle bir sembolik hale geldi ki sadece Fetih sembolü olmaktan çıkıp Türkiye’nin bugün uluslararası anlamda bağımsız karar alabileceği en önemli konulardan biri sembolü haline geldi. ABD Dışişleri Bakanlığı’nın dün yaptığı açıklamadan sonra; ‘Ayasofya’nın müze olarak kalmasını istiyor ve bu konuda görüşmeler yapıyoruz’ diyor. Bakıyorsunuz bir dini azınlık mensubu etkili, Rum çevrelerinde. O çıkıp ‘Ayasofya ibadete açılırsa Hristiyan camiası İslamiyete sırtını döner’ diyor. Avrupa Birliği’nden benzer sesler geliyor. Yunanistan sözcüsü yine açıklama yaptı; ibadete açılmamalı diyor. Öyle bir noktadayız ki artık danıştayın kararı ya da bir tartışmanın konusu olmaktan çıktı. Türkiye’nin bir anlamda bağımsızlık sembolü haline dönüştü bu anlamda verilecek karar. Türkiye Amerika’nın,Yunanistan’ın, Vatikan’ın ya da bir başkasının sözüyle mi hareket edilecek yoksa bu milletin düşüncesiyle mi hareket edecek? Göreceğiz. Danıştay’ın kararı bu anlamda hukuki zemin oluşturma bakımından çok önem arz ediyor. Bir kararın oluştuğu, kararın ne olduğu hakkında 15 günü bulmayan bir süreç içinde açıklanabileceğini öğrendim. Amerikan, Rum veya Yunanların sözü kadar bu toplumun sözü yok mu Ayasofya hakkında bunu göreceğiz. Biz hukukun neyin yanında yer aldığını göreceğiz. Öyle olmasa dahi ben ihtimal vermiyorum danıştay kararın olumsuz çıkacağı konusunda, açılması yönünde. Ayasofya, 1934’te müze ilan edilmiş. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bugün bu kararı kaldırıp ibadete açıyor. 500 yıla yakın ibadethane olarak kullanılmış, hangi dine mani olmuş? Hristiyan dünyasının o süre içinde İslamiyete bakışı mı farklıymış bugün değişecekmiş? Ben böyle bir şeyi kabul etmiyorum. Özellikle Rum Patriği’nin sözünden sonra Fatih’in İslanbul’un Fethi’nden sonra Ayasofya konusundaki tasarrufunu dönüp tekrar okudum. O tarihte Rum Patrikhanesi’nin patriği yok. Fatih, patrik seçtiriyor. Onlara bir ferman veriyor, her türlü hakkını tanıyan. Ondan önce Bizans döneminde patriklerin böyle bir hakkı yok. İstanbul fethedildiği zaman Ayasofya’nın yapısının durumuna bakılarak yıkılma tehlikesi var, bıraksan depremde yıkılacak dendikten sonra Mimar Sinan’ın çalışması, 3. Selim zamanındaki yapılan inşaat o binayı güçlendirdi. Ayasofya bugünlere geliyorsa sadece Bizans’ın inşaatıyla gelmiyor. Mimar Sinan’ın ciddi katkıları var. Minareler oluşturulurken destek yapıları var, kubbenin çökmesini onlar önlüyor. Şu yapılabilirdi; ‘Biz burayı fethettik, dolayısıyla onların bütün izini siliyoruz, en büyük mabedlerini de yok ediyoruz, onun yerine bir cami inşa ediyoruz’ diyebilirlerdi. Biz Ayasofya’nın yerine yıkılıp yeniden yapılan bir cami görebilirdik. Ancak Fatih Sultan Mehmet öyle birisi değil. Orayı fethettiği zaman orada yaşayan insanların haklarını da gözetmiş bir insan, öyle evrensel bir düşünceye sahip. O anlayışla da Fatih Sultan Mehmet, bunu o şekilde vakfetmiş. O günden 1934’e kadar da gelmiş. Arada 70-80 yıllık bir geçiş dönemi olmuş. Şimdi Amerikalılıar, Yunanlılar, Rumlar ayağa kalkıyor.Ne alakanı var sizin? Ayasofya, 1934’ten beri Türklere aittir." ifadelerini kullandı.

Mete Yarar ise, "Danıştay devletin ve hükümetin aldığı kararlarla ilgili kişilerin devlete karşı dava açılabileceği yerdir. Orada bir sıkıntı varsa devlet iptal eder. O dönemdeki Bakanlar Kurulu'nun almış olduğu kararın iptal edilmesi olacağını sanmıyorum. 'Burada bir kamu yararı yoktur' diyip iptal edeceklerini sanmıyorum. Şöyle bir karar çıkabilir diye değerlendiriyorum; bir vakıf malı olursa eğer vakfın karar vermesiyle ilgili bir karar olabilir. Ya da ikinci bir karar olarakta; bu karar iptal edilemez ama bu kararın değiştirilmesi ile ilgili Cumhurbaşkanı ve bakanların kararıyla bu karar değiştirilebilir diye bir madde çıkarılabilir. Onun dışında ben o dönemin Bakanlar Kurulu kararının iptal edileceğini sanmıyorum. Türkiye Cumhuriyeti Devleti büyük bir devlet ve kendi kararlarını bağımsız olarak alabilir. Bu bağımsız kararı hayata geçirdiğinde eğer muvaffak olabilirse bunun sonucunda belki kısa sürede kaybettiklerini bir süre sonra geri alır. Bunların her birini teker teker göreceğiz. Mesele sizin kendi içinizde ne kadar tutarlı ve ne kadar vatansever olduğunuz. Bu ülke Ayasofya ile ilgili kararını verecekse hukuki olarak verecek. Yoksa birilerinin korkusuyla ya da endişesiyle vermeyecek. Bu ülke, mahkemede ne karar verirse versin başımızın üstünde yeri var. Asla korktu da bu kararı verdi demeyeceğim. Eğer korksaydı daha önce korkacağı onlarca olay vardı. Bu ülkede hiç kimse geri adım atmadı, bu ülke geri adım atmadığı için bu kadar onurlu bir yerde duruyor. Ayasofya konusu bu ülkenin tercihi ve herkes saygı gösterecek." ifadelerini kullandı.

"Memleket Aşkına" yeni bölümüyle SuperHaber Youtube kanalında yanında...

YOUTUBE KANALIMIZA ABONE OLMAYI UNUTMAYIN!

Kerkük'te PKK'dan taşıma nüfus oyunu! F-35 programından çıkarılmamız şans mı? Sırrı Süreyya Önder'in sözünü duyan Soylu kahkaha attı Birbirlerine girdiler! Fulya Öztürk zor ayırdı... CHP'li vekiller İçişleri Bakanı Yerlikaya'ya saldırdı! Adaylığı kabul edilmedi!