Bu bir; 'Şimdi kaldık başbaşa' analizidir
İbrahim Karagül Yeni Şafak'taki köşesinde Barış Pınarı Harekatı hakkında önemli değerlendirmelerde bulundu.
İbrahim Karagül, bölgede PKK/YPG terör örgütünün ABD askerleri arkasına saklanarak Türkiye'ye meydan okuyan teröristlere ve onların iplerini elinde tutan küresel güçlere "ABD ve İsrail bayrakları ile ayar verenler nerede?" diye seslendi.
Yeni Şafak yazarı ayrıca, "İran sınırından Akdeniz’e kadar, 'terör kuşağı'nı güvenlik kuşağına, 'barış kuşağı'na, 'Türkiye kuşağı'na çeviren adım dün atıldı." ifadelerini kullandı.
İşte o köşe yazısı;
* Bismillah! *Fırat’ın Doğu’sundaki o kuşatma yarılacak.. *Artık “terör kuşağı” yok, Türkiye kuşağı olacak. *ABD ve İsrail bayrakları ile ayar verenler nerede? * Erdoğan bir nasiptir. Zafer milletimizin..
Bismillah..Başladık..
Dün itibariyle Fırat’ın doğusunda bütün hesaplar sıfırlandı.
Masalar devrildi. Bütün harita planları çöp oldu.
O derin feraset, o akıl, jeopolitik bilinç, medeniyet ve kimlik bir kez daha harekete geçti. Bir kez daha bugüne geldi. Bir kez daha dünya siyasi tarihine müdahale etti.
TÜRKİYE’YE EFELENENLER, ABD-İSRAİL BAYRAĞIYLA ‘AYAR’ VERENLER NEREDE?
Türkiye’ye efelenenler, tehditler savuranlar, şantaj yapanlar şimdi nerede?
ABD bayrağı sallayarak, İsrail bayrağı sallayarak bu büyük millete 'ayar vermeye', 'had bildirmeye' kalkışanlar nerede?
Yüzyıllardır bütün coğrafyayı birleştiren, hep birlikte “Bir büyük milletiz” diyerek hareket eden, bu kadim topraklara yönelen bütün saldırıları göğüsleyen, Haçlıları Anadolu’ya gömen, 1. Dünya Savaşı’nda coğrafyanın her karış toprağında can veren, ağıtlar bırakan, hiçbir zaman ağlamayan, derdini söylemeyen, sadece mücadele eden bu milleti oyuncağa çevirmek isteyenler nerede?
İSLAM İÇİN, MİLLETİMİZ İÇİN, COĞRAFYAMIZ İÇİN..
Selçuklu’yu doğuran, Osmanlı’yı Avrupa içlerine taşıyan, İslam’ı bütün iklimlerde savunan, “Yanımda kim var” diye bakmadan öne atılan bu milleti ABD sopasıyla, Fransız sopasıyla, İsrail sopasıyla dövmeye kalkışanlar nerede?
Tarih boyunca İslam için, milletimiz için, coğrafyamız için mücadele ettiğimiz kim varsa, hepsiyle birlikte bizi köşeye sıkıştırmaya, diz çökmeye, teslim olmaya zorlayanlar nerede?
Irak’ı parçalayan, Suriye’yi parçalayan, Türkiye’yi de parçalayacağını sananlar, o ucuz hesabı yapanlar, Türkiye’yi “Suriyeleştirmek” isteyenler nerede?
BÜTÜN YÜKSELİŞLER ANADOLU’DA BAŞLAR! BÜTÜN HESAPLAR ANADOLU’DA SIFIRLANIR!
Bin yıldır bütün yükselişlerin Anadolu’dan başladığını, bütün hesapların bu topraklarda bozulduğunu unutanlar, Türkiye’nin yeni yükselişini kavrayamayanlar, bu ülkenin sabrını yanlış yorumlayanlar nerede?
Akdeniz’den, Ege’den, Suriye’nin kuzeyinden çevrelemek isteyenlerin hesapları da, ABD’nin 'terör koridoru' projesi de, İsrail’in 'ikinci İsrail' planı da, Türkiye’yi 'güneyden kuşatma' girişimleri de çöktü. Bu çöküş bugün Fırat’ın doğusunda. Yarın Akdeniz’e ve Ege’ye doğru genişleyecek.
ARTIK TERÖR KUŞAĞI OLMAYACAK.BARIŞ KUŞAĞI, TÜRKİYE KUŞAĞI..
İran sınırından Akdeniz’e kadar “Türkiye Cephesi” kuracak, sonra da burayı Türkiye ve bütün bölgeye saldırı için ana karargah olarak kullanacaklardı.
İran sınırından Akdeniz’e kadar, 'terör kuşağı'nı güvenlik kuşağına, 'barış kuşağı'na, 'Türkiye kuşağı'na çeviren adım dün atıldı.
Türkiye; Suriye’nin bütünlüğü için, coğrafyanın bütünlüğü için, Türkiye’nin geleceği için yapılması gerekeni yaptı. En büyük ve en yakın tehdide açık meydan okudu. ABD ve müttefiklerinin, bir terör örgütüyle Türkiye’yi köşeye sıkıştıramayacağını bir kez daha dünyaya ilan etti.
Bu müdahaleyle, Suriye savaşını başlatma gerekçesi tamamen ortadan kalktı. Ülkenin üçte birini işgal edenler, bu savaşı Türkiye için çıkarmıştı. Çünkü Suriye savaşı Türkiye cephesini açmak için planlanmıştı.
ONLAR HARİTA İLE GELMİŞLERDİ. İŞTE BU DA BİZİM HARİTAMIZ!
Rejim, muhalefet, Suriye halkının talepleri ABD ve müttefiklerinin umurunda bile değildi. Onlar ülkenin kuzeyi için bir harita hazırlamışlar, bu haritaya göre hareket etmişlerdi. Şimdi biz, başka bir harita ile yola çıkıyoruz.
15 Temmuz başarılı olsaydı haritanın Türkiye ayağı başlatılacaktı. Dün başlayan müdahale, 15 Temmuz direnişinin de devamıdır.
Onlar her türlü oyunu kurarken, gözümüzün önünde hazırlıklar yaparken, Türkiye’nin ağırbaşlılığını çok yanlış yorumladılar. Koca ülkeyi PKK/YPG’nin elinde oyuncağa dönüştürmeye çalıştılar. “Türkiye ABD ve NATO’ya bağlı, kendi başına hareket edemez” dediler.
SAYGINLIĞIMIZI ZAYIFLIĞIMIZ SANDILAR. BİN YILDIR HER GÜN BEDEL ÖDÜYORUZ. UNUTTUKLARINI HATIRLATACAĞIZ ŞİMDİ...
En büyük hesap hatasını burada yaptılar. Uluslararası sistemle saygın ilişkilerimizi bir zaaf zannettiler. Saygınlığımızı zayıflığımız zannettiler.
ABD’nin; hiçbir zaman uymadığı sözlerine hep inanacağımızı, oynadıkları tiyatronun ömrünün uzun olacağını zannettiler. İçeride kurdukları cephe ile ülkemizi felç ettiklerine inandılar.
Bu coğrafyada bin yıldır tarih inşa ettiğimizi, coğrafya biçimlendirdiğimizi, yükselişlerimizin de çöküşlerimizin de bütün coğrafyayı sarstığını unuttular.
Bu milletin, en zor kararları hiç kimsenin yardım ve desteğine güvenmeden aldığını, hiçbir zaman yalvararak tarih yapmadığını, hiçbir zaman başkasının merhametiyle ayakta kalmadığını, bin yıldır bu topraklarda her gün bedel ödediğini unuttular.
Unuttuklarını hatırlatıyoruz. Bu ülkenin tehdit edilemeyeceğini bir kez daha anlatıyoruz. Yüzyıllara dayanan o siyasi aklın hafife alınamayacağını bir kez daha söylüyoruz.
COĞRAFYAYI, ŞEHİRLERİMİZİ, KUTSALLARIMIZI SAVUNUYORUZ
Çanakkale’de neysek Fırat’ın doğusunda oyuz. Yemen’de, Kanal’da, Sarıkamış’ta, Kut-ul Amare’de neysek Fırat’ın doğusunda oyuz. Hepsinde karşımızda aynı güçler, aynı düşmanlar var.
Ve biz hepsinde aynı şeyi savunuyoruz: Ülkeyi, coğrafyayı, tarihi, ortak kimliği, medeniyeti, şehirlerimizi, kutsallarımızı savunuyoruz.
Hiçbir zaman ve hiçbir şekilde coğrafya dışından gelen güçlerin, onların içerideki ve bölgedeki ortaklarının işgal ve talanına razı gelmedik. Hiçbirini hazmetmedik. Etmeyeceğiz.. Bunu bugün bir kez daha dünyaya ilan ettik.
İki yıl önce “İntihar anlamına gelse bile bu müdahale yapılmalı” derken aynı akılla hareket ediyorduk. Meselenin terörden çok daha büyük olduğunu, büyük coğrafya işgallerinin parçası olduğunu, otuz yıldır “İslam’la, Müslümanlarla Savaş”ın bir aşaması olduğunu söylüyorduk.
‘TÜRKİYE’NİN DURDURMA’ PLANI: İŞTE ŞİMDİ O KUŞATMA YARILIYOR
15 Temmuz’dan bu yana, küresel ölçekte en büyük hesaplardan biri “Türkiye’nin durdurulması” planıydı. Yüzyıl önceki gibi bir kez daha tarih dışına itme hesabıydı. İçeriden durduramadılar, dışarıdan kuşatıp durduracaklardı!
İşte o kuşatma yarılıyor. Bu sadece bir terör meselesi değil, yüzyılların meselesidir. Biz de yüzyılların meselesine göre hareket edecektik ve ediyoruz da.
Türkiye’nin Fırat’ın doğusuna müdahalesinde hiçbir meşruiyet sorunu yok! Tereddüt bile yok. Bu bir vatan savunması, Anadolu savunması, milli mücadeledir. Savaşı Anadolu içlerine taşımayı planlayanların kendi mevzilerinde avlanmasıdır.
HER TÜRLÜ KÖTÜLÜĞÜ TOPRAKLARIMIZA TAŞIDILAR
Hiçbir ülke, sınırının sıfır noktasında, doğrudan kendini hedef alan ve hızla büyüyen bir tehdide bu kadar sabırlı davranmazdı, davranamazdı. Türkiye hiçbir devletin gösteremeyeceği sabrı gösterdi.
Afganistan’da El Kaide, Taliban var diye bir ülkeyi işgal edip korkunç katliamlar yaptılar. Irak’ta "Kimyasal var" yalanıyla bir ülkeyi işgal edip yüzbinlerce insanı öldürdüler. Yalandan tehditler üreterek binlerce kilometre ötedeki ülkelere saldırdılar.
Bunları yaparken NATO müttefiki Türkiye’nin sınırlarının sıfır noktasına terör örgütleri beslediler. Dünyadaki örgütleri buraya taşıdılar. FETÖ gibi bir örgütü besleyip Türkiye’de iç savaş çıkarmaya çalıştılar. PKK ve DEAŞ’la Türkiye’de ağır terör saldırıları yaptılar. Her türlü kötülüğü topraklarımıza, sınırlarımıza taşıdılar.
TÜRKİYE’YE SÖYLEYECEK TEK CÜMLELERİ OLAMAZ!
Ne yapacaktık?
Onlar binlerce kilometre ötelere müdahale ederken bizim sınırlarımızı koruma çabamıza söyleyecek tek cümleleri yok, asla olamaz.
Gözünüzde büyüttüğünüz her tehdit, kararlı olduğunuzda küçülür. Türkiye bu bölgeleri tamamen temizleyecek. Herkes yaptığı gürültüyle kalacak. Zor oyunu bozar dönemindeyiz. Elini uzattığın yer kadarsın.
Onlar harita planlarıyla geldilerse biz de haritalarımızda sahaya indik. Onlar sömürge planlarıyla geldilerse biz de yüzyılların iddialarıyla sahaya indik.
ABD dahil, hiçbir ülke, Türkiye’nin terör kuşağına yönelik müdahalesine açıktan kaşı duramayacak, duramaz da. Bugünkü gürültüler, öfkeli açıklamalar, tehditler, şantajlar kimseyi endişelendirmesin. Bunlar sakinleşir, sessizleşir geçer gider. Ama Türkiye’nin attığı bu adımın etkisi kalıcıdır. 21. Yüzyıl boyunca devam eder.
ERDOĞAN BİR NASİPTİR. ZAFER MİLLETİMİZİN OLSUN!
Cumhurbaşkanımız Erdoğan, tarih yapıcı bir öncüdür.
Siyasi tarihimizin, kimliğimizin, medeniyetimizin, hafızamızın, coğrafya bilincimizin sesidir. Bu karar kolay alınamazdı. O bu ülke için milletimiz için, coğrafyamız için bir nasiptir!
Yüzyıllardan süzülüp gelen o sözlerden sonra, yüzyılların idrakiyle adım büyük bir adım atmıştır.
Fatih’ten Yavuz’a, Kanuni’ye, Atatürk’e, Erdoğan’a uzanan bir siyasi genetik harekete geçmiştir. Bu bir hamaset değil, tarihi gerçektir. Geçmiş de böyle yazıldı, gelecek de böyle yazılacaktır.
Zafer milletimizin olsun.
Bu harekatta emeği geçen herkes övgüye mazhardır. Çünkü hepsi büyük bir tarihin yeni sayfaları olacaktır.