Son günlerde İHA ve SİHA‘lara yönelik açıklamalar arttı.
Savunma sanayiinde sağlanan her başarının ülkemizin huzur ve güveni için büyük bir garanti olduğu gerçeği açıktır.
Hatırlanırsa bir dönem İsrail’den Heron İnsansız hava araçları almıştık, terörle mücadele için. Bunların bakım ve onarımları iki ülke arasındaki diplomatik sorunlara takılmıştı. Parasıyla aldığımız bu araçları uzun süre kullanamamıştık.
Çareyi kendi araçlarımızı üretmekte bulduk. Bağımlılığı ortadan kaldırdık. Dünyanın en itibar edilen, başarılı insansız hava araçlarını ürettik. Sahada inanılmaz başarılar sağladık. Ülke içinde terörle mücadelede, ülke dışında Suriye, Libya, Karabağ, Somali, Ukrayna gibi pek çok sahada yüksek performansına şahit olduk.
Dünyanın pek çok ülkesi istiyor. Dünyada savaş konsepti değişti. Savunma sanayii kendini yeniden belirliyor. Bu durum elbette ki, bu vatana, millete, ülkeye kendini bağlı ve ait hisseden herkes için gurur vermesi gereken bir husus…
Ancak bu başarıların rahatsız ettiği vatandaşlarımızı görmek üzücü. Üstelik bunların sıfatlarının milletvekili, eski bakan, başbakan yardımcısı, diplomat vs. olması ise daha da üzücü…
Sıradan isimler değiller. Siyasal karşıtlıkların gözlerini bu kadar kör etmesi ise makul değil. Bu başarı topyekün aziz milletimizin. Ortak başarımız ile kıvanç duymak gerekirken kalkıp bu denli yanlış yorumlar ve itirazlar yükseltmek, var olan başarıyı gözden düşürmeye çalışmak nasıl bir mantık ile izah edilebilir ki?
Büyük Atatürk’ün partisi CHP’de siyaset yapan, o partinin genel başkan yardımcısı sıfatını taşıyan Sezgin Tanrıkulu’nun bu başarılara neden itiraz ettiğini anlamak mümkün. Zaten CHP’ye ilk HDP aşısını yapan isimlerden birisi.
Ancak Dışişleri Bakanlığı, Başbakan Yardımcılığı yapmış Ali Babacan’ın “Düğün değil, bayram değil, eniştem beni niye öptü?” kabilinden yaptığı eleştirilerin sebebi nedir?
Hiç yakışık alıyor mu?
Üstelik de gerçek dışı bilgilerle…
Yardımcısının ortaya çıkan bilgi ve belgelere rağmen aynı iddiaları sürdürmesinin keza neye dayandığını anlamak mümkün müdür?
PKK’nın siyasi uzantısı HDP ile açık ve aleni görüşmelerinin, ittifak hazırlıkları içinde olmalarının etkisi midir yoksa okyanus ötesinin burada sözcülüğünü üstlenmek çabası mıdır bir türlü anlayamadım…
Eski Pentagon yetkilisi Michael Rubin'den Beyaz Saray'a: "Türkiye'nin İHA İhracatı Bir Tehdittir. Türklerin, SİHA'larını inşa etme olasılığını ortadan kaldırın. Türkler kaos yaratır ve sonra kâr eder. Türkiye'ye yönelik yaptırımlar, İHA imalat sanayini de kapsamalı." açıklaması yapınca, “Acaba aralarında bir bağ var mıdır?” sorusu da akıllara gelmiyor değil…
Rubin’i anladık. Türkiye’yi sevmez. Türkleri sevmez. Sevmesi için de bir neden yok. Dolayısıyla bize gurur veren, bizim için önemli olanın onda aynı duyguları yaratmasını beklememiz gerekmez. Peki ama, bu İHA ve SİHA’lar size ne yaptı?