Daha bavulunu açmadan çıktığı ilk üç maçta aldığı yenilgilerden sonra Torrent takımla mücadelesine iki beraberlik ve iki hafta üst üste alınan iki galibiyetle devam ediyor.
Göztepe maçında, Türk oyuncularının yaptırdığı iki penaltıyla geriye düşen takım, son dakikalarda gelen mucizevi penaltılarla galibiyet elde etmişti.
Rizespor maçı da transferi yılan hikayesine dönüşen Gedson’un zor bir açıdan attığı sahalarda gerçekten ender görülen bir golle başladı.
Torrent’in bağlantılarını kullanarak bedavaya yakın bir maliyetle aldığı Barcelona B takımının kalecisi Pena, kariyerinde hep hatırlayacağı bir golü böylelikle yemiş oldu.
Ancak, Torrent, Rizespor’a karşı önceki maçlardan farklı bir taktik kurgulamış. Rakibin 1. bölgesinde Kerem, Mustafa, Emre ve orta alandan yardıma gelen Berkan’ın yaptığı baskılarla Rizespor’u uzun top oynamaya ve hataya zorladılar.
Rizespor’un oyun kurucusu ise Gedson’du, hemen tüm toplar ona atılmaya çalışıldı, fakat Galatasaray’ın üçlü orta sahası daha çok koşarak, daha sert oynayarak Gedson’u yıldırdı. Fizik güç ve motivasyon açısından şüphesiz bu sezonun en iyi oynayan Galatasaray’ını seyrettik.
Maçlar 90 dakika oynanıyor, Torrent, selefi Fatih Terim’in aksine, takımın enerjisini doğru kullanmayı amaçlıyor. Örneğin Galatasaray ilk devredeki Alanyaspor maçını 87’de yediği; Fenerbahçe maçını ise 90+4’te yenilen gollerle kaybetmişti. Galatasaray, Fatih Hoca döneminde, bir şekilde öne geçiyor ama takımın pili daha 60. dakikada bittiği için öne geçtiği maçları koruyamıyordu.
Torrent döneminde ise Kayserispor maçında dakikalar 85., Göztepe maçında 87 ve 90+ ve son Rizespor maçında yine 90+’yı gösterdiğinde goller bulunuyordu.
Bir hocanın "takıma dokunuşu" daha açık nasıl olabilir ki?