Burak Yılmaz alkol muayenesinden kaçtı mı?
Cumartesiyi pazara bağlayan gece Emirgan'da lüks arabasıyla kazan yapan Burak Yılmaz hakkında flaş bir iddia ortaya atıldı. Sabah Gazetesi yazarı Hıncal Uluç, yıldız forvetin alkol muayenesinden kaçırıldığını ve Milli Takım yetkililerinin bu olaya mutlaka el atması gerektiğini belirtti.
Süper Lig'de 15. hafta maçları sona ererken, haftasonuna adeta Trabzonspor'un yıldız forveti Burak Yılmaz'ın yaptığı trafik kazası damga vurdu. Emirgan'da Ferrari'siyle hız yapan Burak'ın olay yerinden ayrılması ve karakola gitmemesi birçok kesimden tepki çekerken, Sabah Gazetesi yazarı Hıncal Uluç ise konuyla ilgili sert bir yazı yazdı ve Burak'ın alkol muayenesinden kaçırldığını belirtti.
İşte Hıncal Uluç'un bugünkü yazısında yer alan konuyla ilgili o bölüm:
Burak Yılmaz, ölümcül bir kaza yapmış.. Altındaki üç milyonluk Ferrari hurda olmuş ama, Burak şanslı.. Öyle kurtulmuş ki, bu hafta oynayabilecek.
Güzel değil mi?
Değil.. Olayın arkasına inin, Türk futbolundaki çöküş sebebini görürsünüz.
Olay Emirgan'da.. Saat, sabahın dördü.. Burak, Kasımpaşa maçının ardından, Emirgan'daki "Gizli Kalsın" adlı fevkalade popüler, o ölçüde de netameli mekânda sabaha kadar eğlenip, kim bilir kafası nasıl halde, Fatih Hocamın damadı (Gene o), Volkan Bahçekapılı'nın galerisine ait (Plakası var mı acaba) Ferrari'ye atlamış.. Arabayı paramparça eden kazayı yapmış. Hemen orada, yakın arkadaşı, ayrılmaz kankası Selçuk İnan peydahlanmış (O da mı ayni yerde eğleniyordu acaba) almış Burak'ı gitmiş.. Ya da alkol muayenesinden kaçırmış da diyebilirsiniz.
Türk Futbolunda devrim yapan ve 2000 yılında Galatasaray'ın o zaman Real Madrid müzesinde bile olmayan Süper Kupayı almasının ve Türkiye'nin 2002'de Dünya Üçüncüsü olmasının yolunu açan Jupp Derwall Hoca, futbolcularının maçlarını oynadıkları gecenin çok önemli olduğunu söyler ve o gece "Mutlak dinlenme" isterdi. Bunu sağlamak için takımı, maçtan sonra kampa aldığını bilirim.
Derwall "Maçtan çıkan futbolcunun kasları çok yorgundur. Hele bacak kasları aldıkları darbeler yüzünden üstelik hırpalanmıştır. Bu kaslar o gece tam dinlenmeye alınmazsa, hafta başı antrenmanlarına hazır olmaz. Yorgun kaslar zorlandı mı, sakatlıklar gelir" derdi.
Bugün, maç gecesi sabahlara kadar eğlenmeyen futbolcu nerdeyse yok.
Onları izleyen idari ve teknik yönetim de yok..
Sabahlara dek içki, çoğu zaman da kadını ekleyin.. Kafa koparıcı denen ve cebi dolu futbolcu kollayan kadınları..
O kaslarda hayır kalır mı? O adam ertesi hafta yüzde kaçla top oynayabilir?
Türk futbolunun perişan halinin, futbolcunun bir hafta oynadığı topla ertesi haftaki oyununun siyah ve beyaz kadar farklı olmasının sebebi işte tam da bu..
..ve de çok sık gelen ve geldi mi de haftalar, hatta aylarca uzayan sakatlıkların sebebi de bu.. Maç gecesi sabaha dek süren eğlenceler yani..
Burak olayı iyi, hem de çok iyi analiz edilmez ve önlemler alınmazsa, bu rezillik, bu perişanlık, kulüplerde sürer, Milli Takım'a da yansır.
Yansıdı ve yansıyor da nitekim!