Cahit Zarifoğlu kimdir? Cahit Zarifoğlu sözleri
47 yaşında hayata gözlerini yuman Cahit Zarifoğlu, ölüm yıl dönümünde unutulmadı. Yedi Güzel Adam, Yaşamak: günlük , Bir değirmendir bu dünya gibi kitaplarıyla tanınan Cahit Zarifoğlu, kendi sözleri ve şiirleriyle anılıyor. İşte Cahit Zarifoğlu’nun hayatına ilişkin bilgiler ve ince ince ruhumuza işleyen sözleri!
Cahit Zarifoğlu kimdir? Bugün Türk edebiyatının zarif adamı Cahit Zarifoğlu’nun ölüm yıl dönümü! Edebiyata, insanlığa ve Yaradan’a sevdasıyla gönüllerimizde taht kurmaya devam eden Cahit Zarifoğlu, ölümünün 31. yılında eserleri ve sözleriyle anılıyor. Peki Cahit Zarifoğlu kimdir? Cahit Zarifoğlu sözlerini sizler için derledik...
Cahit Zarifoğlu kimdir?
Aslen Kahramanmaraşlı olan Cahit Zarifoğlu, 1940 yılında Ankara´da dünyaya geldi. Babasının memuriyeti (hakim) dolayısıyla ilk ve orta öğrenimini Siverek, Ankara, Kızılcahamam ve Kahramanmaraş´ta tamamladı. Babasının annesinin üzerine bir başka kadınla evlenmesini bir türlü kabullenemeyen şair sadece 1,5 yaş büyük olan abisi Sait'i baba olarak bildi. O kadar ki Sait artık evde "Baba Sait" olarak anılmaya başlamıştı. Cahit Zarifoğlu, hayatının büyük çoğunluğunu yalnız ve insanlardan kaçarak geçirdi Bir bilge gibi sürekli sakin ve suskun olması bir süre sonra dostlarının onu “Aristo” olarak çağırmaya başlamasına neden olacaktır. Cahit artık “Aristo Cahit” olarak anılmaya başlamıştır. Lise yıllarında güreş sporuna da ilgi duyan Cahit Zarifoğlu, pilotluğa merak saldı hatta 3 ay kurs kurdu. Eğitim alıp uçak kullanabilir düzeye gelen Cahit Zarifoğlu, son bir sağlık kontrolüne girdi ve bu kontrol uçuş kariyerinin sonu oldu. Kontrolde gözünde ve kulağında rahatsızlık olduğu bu yüzden de uçak kullanma ehliyeti alamayacağı anlaşıldı. Lisenin bitimiyle birlikte de İstanbul’a gelerek, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Alman Dili ve Edebiyatı Bölümü’ne yazıldı. Öyle ki üniversiteyi tam on yılda bitirebildi ve on yıl sonra diplomasına kavuştu.
Edebiyata lise yıllarında şiir ve kompozisyonlar yazarak başlayan şair, Usta hikayeci Rasim Özdenören, Şair Erdem Bayazıt, Sair Alaaddin Özdenören ile aynı sıralarda okudular. Lise yıllarında okul dergisi olan “Hamle”de şiirlerini yayınladı. Maraş’ta öğretmenlik yapan Zarifoğlu, 1961 yılında İstanbul’a geldi. İstanbul’daki edebiyat dergilerinde şiirlerini yayınlamaya devam etti. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Alman Dili ve Edebiyat’ı bölümünde öğrenim görürken maddi imkansızlıktan dolayı muhtelif gazetelerde sayfa sekreterliği yaptı. Bu yüzden öğrenim hayatı aksaklılarla geçti.
Şiirlerini Papirüs, Yeni Dergi, Türk Dili ve Soyut gibi edebiyat dergilerinde yayımladı. Nihayet söz konusu edebiyat dergilerinde yayınlanmış olan şiirlerini kitaplaştırmak isted,. Borç dert, aç kalma pahasına şiirlerini “İşaret çocukları” adlı eserde kitaplaştırdı. İçinde sürekli yalnızlığı ve kimsesizliği taşıyan şair Necip Fazıl’ın müdahalesi ile bu yalnızlıktan koptu. Üstat ona münasip bir eş buldu. Bu eş üstadın hocası Abdülhakim Arvasi’nin soyundan Berat Hanım’dır. Necip Fazıl’la birlikte Van’a giden Cahit Zarifoğlu, Berat Hanım’la geri döndü.
Cahit Zarifoğlu, Sezai Karakoç’un kurduğu Diriliş Dergisi’nde şiirlerini yayınladı. Zarifoğlu, Sezai Karakoç için “Ağabeyin sohbetlerinden ve yazdıklarından çok şeyler öğrendik. Her anlamda bizim hocamızdı. Yetişmemizde çok büyük faydası oldu” dedi. Nuri Pakdil ve arkadaşlarının yayın yaptığı edebiyat dergisinde yazmaya başladı. 1976’dan itibaren, Mavera dergisinde şiirleri, hikayeleri, senaryoları ve günlükleri yayınlandı. Zarifoğlu daha sonra Savaş Ritimleri ve çocuk edebiyatı dalında da kitaplar yazdı. Şair, pankreas kanseri nedeniyle, 7 Haziran 1987'de 47 yaşında İstanbul'da vefat etti.
MEZARI BAŞINDA ANILDI
Şair Cahit Zarifoğlu, vefatının 31. yılında Küplüce Mezarlığı'ndaki kabri başında anıldı.
Şairin ailesi ve Çocuk Vakfı tarafından düzenlenen anma töreninde, Zarifoğlu için çocuklar tarafından Kur'an-ı Kerim okunarak, dualar edildi.
Çocuk Vakfı Başkanı Mustafa Ruhi Şirin, törende yaptığı konuşmada, Zarifoğlu'nu çok sıcak bir günde defnettiklerini ve 31 yıldır kabri başında anmaya devam ettiklerini söyledi.
Vefat ettiği gün de sonraki anma etkinliklerinde de dostlarının Zarifoğlu'nu yalnız bırakmadığını vurgulayan Şirin, "O zaman çok gençtik. Şimdi saçlarımız ağardı ama içimizdeki çocuk yaşıyor. Cahit Zarifoğlu da buydu işte. Zarifoğlu bugün yaşasaydı hiç şüphesiz Uygur Türkleri için bir çığlık olurdu. Onun için şairlere seslenmek gerekiyor. Neredesiniz? İşte o gelenek İstiklal Şairi rahmetli Mehmet Akif'le başladı, Cahit Zarifoğlu ile sürüp gitti ama ondan sonra bir kırılma yaşandı. O nedenle mazlumların yanında olan şairleri seviyoruz." dedi.
Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen de Cahit Zarifoğlu'nun hayatını öğrenmeden önce onun 80-100 yaşlarında olduğunu tahmin ettiğini söyledi.
Türkmen, Zarifoğlu'nun çok büyük izler bıraktığını belirterek, şunları kaydetti:
"Hiç 40-45 yaşlarına sığacak bir iz değil bu. Böyle bir başarı ve kalıcı hoş bir seda bırakmak çok önemli. Kısa denecek bir ömür yaşamış. Cenabı Allah'ın takdiri böyleymiş ama o, eserleriyle, çizgisiyle, bıraktıklarıyla çocuklarımızla birlikte inşallah ebediyete kadar yaşayacaktır. Keşke onun anlattıkları, eserleri söylemde değil de icraatta, bizimle beraber olsa da tüm dünyadaki darda kalmışlara nefes olabilecek işler yapabilsek."
CAHİT ZARİFOĞLU SÖZLERİ
... ama uzaktan zahmetsiz ve hiç kimseye değil gibi konuşan ağızlardan ne bilge sözler dinledik
Büyük şehir, insanı manevi ihtiyaçlardan habersiz hale getiriyor.
Özlemek , ne derin bir duygu böyle, özlemek ne uzun bir mesafe ...
Biz, sakalları şiirle karışık, yüreği Allah'la barışık adamları sevdik.
Der misin ki bir gün; "İnşallah çok bekletmedim seni"...
Yine de biri çıksa, nasılsın dese alışkanlıkla iyiyim diyeceğim.
Burası Dünya! Ne çok kıymetlendirdik... Oysa bir tarla idi; Ekip biçip gidecektik.
Evimizde her türlü müsibete ve hastalığa karşı bir tek doktor ve ilaç vardı; dua ve aspirin. Daima şifa bulduk.
Ve gördük ki; mekan değildir, zamandır önemli olan. Ve lakin o da değildir, eylemdir önemli olan.
Sevgisizliğin dayatıldığı coğrafyalarda aşk şiiri yazmak bile başlı başına baş kaldırmaktır..
Çıktığım her yerin kapısını sert kapatmamla tanınırken,senin kapın çarpmasın diye arasına elimi koydum..
Bir değirmendir bu dünya, öğütür bir gün bizi.
...ah şu yalnızlık kemik gibi ne yana dönsen batar
Çekip ağlasam mı odaya Acaba. Acaba mıyım yoksa ben
Gökyüzüne bakmayanların kalbi, daha çabuk kirlenir...
İnsan, gittikce daralan dünyasında neden mutsuz. Herkes artık gereğinden fazla büyüyor da onun için mi? On yedi yaşlarındaki delikanlıların bile iki kat yaşlıların ki kadar yürekleri dolu.
Bize sözlerimizden çok, yüreğimizden anlayan gerek..
çiçek tozu üstümüz başımız.. bak, sen geldin..