Cem Küçük neden Ekrem Dumanlı'nın peşinden koştu?

Odatv yazarı Asiye Güldoğan, Cem Küçük'e yönelik çarpıcı iddialar ortaya attı. Güldoğan, Cem Küçük'ün kapatılan eski Zaman gazetesinin firari genel yayın yönetmeni FETÖ'cü Ekrem Dumanlı'nın peşinden koştuğunu yazdı.

"Cem Küçük, gönüllü cellatlık mesleğini Fetö’cülerden öğrendi. Mesleğindeki basamakları Fetö’cülerle el ele kol kola olduğu dönemlerde aştı" diyen Asiye Güldoğan, "Ekrem Dumanlı, Mehmet Baransu, Rasih Yılmaz, Emre Uslu, Tuncay Opçin gibi isimlerle “kankalığı” döneminde tetikçiliği karakter edindi. “En hızlı Fetö’cü ve Graham Fullerci” isimlerden biri oldu. Rasih Yılmaz’dan çok şey öğrendi, Ekrem Dumanlı’nın peşinden “Zaman yazarı olabilmek için” çok koştu." iddiasında bulundu.

İşte Güldoğan'ın yazısının ilgili bölümü:

Cem Küçük, gönüllü cellatlık mesleğini Fetö’cülerden öğrendi. Mesleğindeki basamakları Fetö’cülerle el ele kol kola olduğu dönemlerde aştı. Ekrem Dumanlı, Mehmet Baransu, Rasih Yılmaz, Emre Uslu, Tuncay Opçin gibi isimlerle “kankalığı” döneminde tetikçiliği karakter edindi. “En hızlı Fetö’cü ve Graham Fullerci” isimlerden biri oldu. Rasih Yılmaz’dan çok şey öğrendi, Ekrem Dumanlı’nın peşinden “Zaman yazarı olabilmek için” çok koştu.

“Türkiye’yi değiştiren ve dönüştüren cemaattir” diye bir zamanlar takdir ettiği cemaat, nasıl “değiştirdiği, dönüştürdüğü, abdestli namazlı altın nesil’i”, sonradan “arkadan vuran nesil” haline getirdiyse, bazıları Fetö’den ayrılsalar da “arkadan vuran nesil” olmaya devam etti.

Cem Küçük’ü, geçmişte cemaate yaptığı övgüler nedeniyle “sen geçmişte Fetö’cüydün” diye suçlamak, gömmeye çalışmak bana göre değil, ancak “Fetö’cülüğün asıl meziyetlerini” devam ettirdiğini söylemek sonuna kadar gerçek. Ona, “sonradan çimlenmiş saçları” diye imalarda bulunmayı yersiz, kendisine verilen “Rögar kapağı” ünvanını da ağır buluyorum ama “arkadan vuran gönüllü tetikçiliği” doğrusu lağım kapağı olmaktan daha ağır.

Bu tarz insanlar sadece düşman gördüklerine değil, “dost” gördüklerine de “o iğrenç mesleği” icra ederler. Nitekim bu satırları yazdığım saatlerde Cem Küçük, bir televizyon kanalında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Ak Parti'nin başına geri döndükten sonra "radikal İslamcılarla" ve "Mavi Marmara'daki manyak tiplerle" yolunu ayırması gerektiğini söyledi. Bu sözler Ak Parti cephesinde büyük bir tepki gördü. Zaten Cem Küçük’ün yaptıklarından ve “ona sessiz kalınmasından rahatsız olan” Ak Partililer bir anda öfkelerini boca ettiler.

Küçük’ün "Mavi Marmara'daki manyak tiplerle", "Kafadan İsrail düşmanı, kafadan Batı düşmanı" gibi sözleri, sadece Ak Parti’nin değil, muhafazakar kesimin genelinde “tahammül edilemeyecek, kaldırılamayacak” sözlerdir. Baltayı taşa vurduğunu anladı, tevil getirerek özür diledi ama “zaten sevmeyenlerin öfkesi” onu bitirdi.

Sonra özür dilemeyi de kendine yedirememiş olmalı ki, özürün ardından “Davutoğlu ve çevresini eleştiren” tweetler atarak “hedef saptırmaya” yöneldi. Ardından “Erdoğan da İsrail ile dostluktan yana, Erdoğan İsrail ile dostluk kuracaksa devletimin yanında olurum, zaten Erdoğan da Mavi Marmaracıları eleştirmişti” sözleriyle Erdoğan’ın arkasına sığınmaya yöneldi. Aslında “kıvrım kıvrım” kıvrandı. Erdoğan’ı “kendine kalkan yapma” kurnazlığı güttü ama “Cem Küçük’ü uçağına almayan” Erdoğan’ın eleştirdiği nokta farklıydı.

CEM KÜÇÜK’Ü MANYAK DEDİĞİ ÇEVRELER BİTİRDİ

Ama bu “stratejik hamlelerin” ona bir faydası yok artık. Ak Parti çevresi, İslami kesim, arkasına sığınmaya çalıştığı Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık “üstünü çizdi”. Onu “manyak dediği çevreler” ve “artık tahammül edemeyen” Ak Partililer bitirdi, kendisi de pekala biliyor.

Peki, Cem Küçük’e kendi çevresi tarafından gelen bu öfke, nefret neyin nesidir? “Erdoğan ve devlet adını kullanarak”, kendi çevresini de “sindirmeye, korkutarak menfaat elde etmeye” yönelmesinden kaynaklanıyor bu “derin” öfke. Bir zamanlar “içinde bulunduğu Fetö’den” devraldığı “arkadan vuran tetikçi” özelliğini bizzat “dostlarına, yazılarına son verenlere, kitaplarını yayınlamayan yayıncılara, kitaplarını toptan almayan belediyelere, konferansa çağırmayan yerlere”, kendisine eleştirmeye kalkanlara yöneltti de ondan.

Fetö ile yaptığını iddia ettiği "mücadelede" kullandığı gözü kara üslup, “Devlet-MİT-Erdoğan adına” yapıyormuş havası, “yaptığı yanlışları görmeyelim”, “adam Fetö’ye iyi çakıyor, Doğan Grubu'na da iyi bindiriyor”, “Cem Küçük demek Erdoğan demek gibi, aman bulaşmayalım” düşüncelerine sebep oldu. Yargı mensupları da, kimi milletvekilleri ve belediye başkanları da, hatta bazı gazeteci ve yazarları da “bu çekinceyle sessiz kalmayı” tercih etti.

Ancak “mahallemiz adına” gözü kara düşmana kabadayılık yapan adam, bunun bedeli olarak “mahallemizin haracını da” yiyordu, yaptığı yanlışlara da “arkasında galiba devlet var” diye ses çıkarılmıyordu. Fakat o da bir yere kadardı.

“Cehennemin Köpekleri Fetö” gibi “muhteşem” bir isimle kitap yazan “Graham Fuller yayıncısı” Cem Küçük, aslında “Fetö’yü sevdiği döneminde” yazdığı yazılarla “Cennetin Yeryüzü Çiçeği: Hocaefendi” diye bir kitap da oluşturabilirdi, cemaat Erdoğan ile kavgaya girişmeseydi. O kitabı yüz binler satardı. Ama “Köpekli” kitabını, belediyelere ve bazı kurumlara “ittire kattıra” beş baskı ancak satabildi. O kitabı satabilmek için kardeşi aracılığıyla kaç belediyeye haberler saldı, kaç yere kendini konferanslara davet ettirdi.

Kaç yazara, “Profil yayınlarına kitap vermezseniz sizin için iyi olmaz” haberleri gitti. Kaç yazara, “Şu yayınevine bu saatten sonra kitap verirseniz Fetöcüsünüzdür” gözdağları verildi. İlk yazılarını yayınladığı Haber7.com, ilk kitaplarının yayınlandığı yer, ondan uzak duran her yer ve herkes bu gözdağlardan nasibini aldı.

Fakat bütün bunlar dalga dalga ama sessizce yayılıyor ve konuşuluyordu. Sonunda şikayetler kimi milletvekilleri ve belediye başkanları tarafından “Beştepe’ye kadar” gitti. Referandum sonrası için zaten bazı şeyler düşünülürken, “Kafadan İsrail düşmanları” ve “Mavi Marmara manyakları” tarafından “etkisiz eleman” haline getirildi. Zaten “hiç sevmemiş” olan Ak Partililer de bayram ediyor.

Geçmişte kankalık yaptığı Fetö’cülerden başka da üzülen yok.

Bayern Münih Barcelona canlı izle Euroleague S Sport Plus şifresiz Bayern Münih Augsburg canlı izle beIN Sports 3 şifresiz canlı izle Putin'den tehdit: Yeni silah sistemleri Avrupa'yı vurabilir!
Sonraki Haber