Cem Yılmaz hangi yazarı kovdurmaya çalıştı?

Prof. Dr. Orhan Kural, SuperHaber'den Safa Görkem Aktaş'a konuştu. Kural, Cem Yılmaz'la yaşadığı tartışma ve Yılmaz'ın Mars Grubu Kurumsal İlişkiler Direktörü Aslı Irmak Acar'a verdiği cevap hakkında çarpıcı açıklamalar yaptı. Ünlü profesör, Yılmaz'ın, bir gazeteciyi kovdurmaya çalıştığı iddiasını ise ilk kez SuperHaber'e anlattı.

Orhan Kural…

Onun İTÜ’den Columbia Üniversitesine uzanan muhteşem bir kariyeri var. Şu anda İstanbul Aydın Üniversitesi ve İstanbul Esenyurt Üniversitesinde ders veriyor. Benin Cumhuriyeti Fahri Konsolosluğu ve Vanuata Cumhuriyeti Fahri Konsolos Yardımcılığı görevlerine devam ediyor. Ayrıca gezgin. Türkiye Gezginler Derneği Kurucu Başkanı. Tam 193 ülke gezdi ve bu konuda, dünyada yaşayan bütün insanlar arasında 43. sırada…

Hayvanları, doğayı ve gençliği tehlike altına sokabilecek her şeyin karşısında duruyor Orhan Kural. Mücadele ediyor. Kimseye eyvallahı yok. 

Cem Yılmaz’la uzun süren bir davası var. Yılmaz’la olan probleminin ne olduğunu sorduğumda, ‘’Cem Yılmaz, yıllardır yirmi beşinci kare dediğimiz algı yönetimiyle, gençleri sigaraya yönlendiriyor. Benim mücadelem Cem Yılmaz değil. Benim mücadelem gençlerin sigaraya başlamaması için. Gençler bir defa, aldatılarak ağızlarına sigarayı götürdükleri zaman yüzde 62 ihtimalle sigarayı bırakamayacaklar. Koah hastası oldukları zaman, doktorlar ayaklarını kestikleri zaman veya akciğer kanseri oldukları zaman Cem Yılmaz mı yoksa sosyal medyada sigaralı fotoğraflarını paylaşıp gençleri sigaraya yönlendiren Çağatay Ulusoy mu onlara yardım edecek?’’ şeklinde cevap veriyor…

Bu konuda çok kararlı Orhan Kural. Onun esas problemi, çevreyi ve gençlerin sağlığını tehdit eden, onları bu tür şeylere yönlendiren tüm etmenler. Fakat Orhan Kural anlattıkça, onun Cem Yılmaz’la tek probleminin, Yılmaz’ın filmlerinde yer verdiği sigara sahneleri olmadığı ve Cem Yılmaz’dan bir bütün olarak hoşlanmadığı hissine kapılıyorsunuz. Ancak bir gerçek var ki, o da alkol, uyuşturucu, şiddet ve küfrün yer aldığı her şeye karşı olması.


"CEM YILMAZ BİR GAZETECİYİ KOVDURMAYA ÇALIŞTI"

Söyleyeceği şeyi asla esirgemiyor. Düşündüğü, hissettiği ve doğru olduğuna inandığı konuda lafı hiç dolandırmıyor. Mars Grubu Kurumsal İlişkiler Direktörü Aslı Irmak Acar’ın Cengiz Semercioğlu'na verdiği röportajda, ‘’Cem Yılmaz olmazsa başka Cem Yılmaz’lar çıkar’’ sözü üzerine Cem Yılmaz’ın Acar’a verdiği ve bazı çevreler tarafından cinsiyetçi bulunan cevabı da söyle yorumluyor;

‘’Ne güzel söylemiş Aslı Irmak Acar! Çıkar tabii… Cem Yılmaz’ın hiçbir özelliği yok. Tamamen o hanımefendiye hak veriyorum. Yılmaz’ın bu topluma verdiği hiçbir şey yoktur. Zararı çoktur. Bunu İngiltere bizden önce anlamıştır. Hiç kimse vazgeçilmez değildir. Bence Cem Yılmaz bundan 30 yıl sonra bu ülkede kötü anılacak bir isimdir.  Ama şimdiden söyleyeyim, bana yaptığını bu sözü söyleyen hanımefendiye de yapacaktır. Her türlü işine son verdirmek isteyecektir. Bunları ilk defa size anlatıyorum. Cem Yılmaz  bir gazeteciyi kovdurtmaya çalıştı. Ve o kişi ciddi anlamda korktu. Çalıştığı gazete tarafından baskı gördü. Sonrasında ise kendi köşesinde, Cem Yılmaz hakkında olumlu duygular barındıran, filmlerini met eden bir yazı yazmak zorunda kaldı." 

Aldığınız eğitim ve kariyeriniz hakkında okumalar yapınca etkilenmemek elde değil… Biraz bahseder misiniz?

Ben Maçka İlkokulunda okudum. Ardından eski adı Maarif Koleji olan, Kadıköy Anadolu Lisesinde eğitim aldım. Tabii o zaman İstanbul’un İngilizce eğitim veren tek okuluydu. Bülent Ortaçgil, Mazhar Alanson gibi isimler sınıf arkadaşlarımdı. Yatılı okul sistemiyle kaliteli bir eğitim aldım yani. Bizde üniversiteye giriş sistemi biraz daha farklıydı. Tıp, mühendislik gibi birçok bölüme giriş hakkı kazandım, sonrasında ise maden mühendisliği bölümünde eğitim almaya karar verdim. İTÜ’ye birincilikle girdim ve birincilikle de bitirdim. Sonrasında ise, Amerika’daki Columbia Üniversitesinden burs aldım. Orada bir sene kadar yüksek lisans eğitimime devam ettim. O sürede alkollü bir şekilde araba kullanan Alman bir sarhoş, bisiklet süren kardeşime arabasıyla vurarak ölümüne sebep oldu. Kardeşim ölünce ailem çok zor durumda kaldı. Eğitimimi tamamladığım gibi Türkiye’ye geri döndüm. Çok iyi teklifler almıştım Amerika’da, eğer böyle bir durum yaşanmasaydı orada kalabilirdim. Sonrasında İTÜ’ye asistan olarak girdim ve tam 44 yıl burada hizmet verdim. Geçen sene 68 yaş haddinden dolayı emekli oldum. Bu arada son 9 yıl bu üniversitede bölüm başkanlığı yaptım ve bölümümü dünyada otuz birinci sıraya sokarak Türkiye tarihinin en iyi sonucunu aldım. Bu sebeple rektörümüz de YÖK’ten ödül aldı. Bana teşekkür etmediler ama olsun. Şimdi İstanbul Aydın ve İstanbul Esenyurt Üniversitesinde derslere gidiyorum. Bir yandan konferanslara gidiyorum. Şu zamana kadar yaklaşık 6 bin konferans verdim. Ayrıca Türkiye Gezginler Derneği başkanıyım. Burada görüyorsun aldığım bütün ödülleri. Bir müze evi olarak bir araya toplamak istedim. Benden sonra ne olacağını bilmiyorum. Pek çok insanın böyle güzel eserleri, ölümünden sonra çuvallara konulup atıldı. Ben de, bunları bir arada toplarsam kimse dokunamaz diye düşündüm. Tam 6 ay uğraştım ve bunların hepsini bir araya topladım. Ayrıca bu hafta Millî Eğitim Bakanlığından bütün okullara yazı gitti. Öğrenciler bu evi gelip görebilecekler. Ayrıca İstanbul Fahri Konsolosluğu görevim de devam ediyor.

Ve tam 193 ülke gezdiniz…

Evet. Bu konuda dünyada yaşayan bütün insanlar arasında 42. kişiyim. Şimdi biz gezdik diyorum ama önemli olan ülkelerde yer alan bölgeler. Yani Londra’da bir gün kalınca İngiltere’nin tamamını görmüş sayılmazsınız. Bu Türkiye için de geçerli bir durum. Ya da koskoca Amerika’da bir New York’a gidip Amerika’yı görmüş sayılmazsınız.

Bir de ‘’Avcıları avlama derneği kurmak istiyorum’’ diyorsunuz…

Evet. Bu evde de iki kedim var. Solucanlarım var. Ben Ajda Pekkan gibi İran kedileri besleyip, kürk giyip, Nusret’in lokantasında suratıma et yapıştırıp hayvan korumuyorum. Bunlar bence doğru davranışlar değil. Solucan da bir hayvandır mesela. Ben sokakta, yolun ortasında görsem ezilmesin diye toplarım. Öyle İran kedisini evine alıp sevmekle olmuyor bu iş. O hayvan seçer. Tabii hayvan seçmek başka, hayvan sevmek başka. Ben her türlü hayvanın yaşam hakkı olduğuna inanıyorum. Mesela şu son dönemlerde avcılarla ilgili bir problem başladı. 1000 tane avcı söylediklerimden dolayı beni ölümle tehdit ediyor. Bunun sebebi  ise, ‘’Avcılar avlama derneği kurmak istiyorum’’ şeklinde bir söz söylemiş olmam. Ancak bu böyle. Avcılar benim için katildir. Onlar doğayı neden koruyor biliyor musun? Daha çok hayvan öldürmek için! Bir hayvanı öldürüp, fotoğraflarını çekip bunu insanlara gösteren biri nasıl doğayı sever? Böyle bir şey mümkün değil. Bir de kuzuları seviyorlar sonra kesip öldürüyorlar. Tavukları seviyorlar, eve misafir gelince hayvanı kesip yiyorlar. Nasıl iş bu? Eğer ben vejetaryen olmasam gelsin yüzüme tükürsünler. İnsanların can almasını kabul edemiyorum.

''SAMSUN'DA BİR TÜTÜN ŞİRKETİNİN MÜDÜRÜ, CEM YILMAZ VE ÇAĞATAY ULUSOY'A HER AY BELİRLİ MİKTARDA FATURALAR ÖDEDİKLERİNİ BANA İTİRAF ETTİ''

''BENİM İÇİN 'TEDAVİ OLSUN' DEDİ. BUNUN HESABINI MAHKEMEDE VERECEK!''

Sizin Cem Yılmaz’la olan probleminiz nedir?

Cem Yılmaz, yıllardır yirmi beşinci kare dediğimiz algı yönetimiyle, gençleri sigaraya yönlendiriyor. Benim mücadelem Cem Yılmaz değil, benim mücadelem gençlerin sigaraya başlamaması için. Gençler bir defa, aldatılarak ağızlarına sigarayı götürdükleri zaman yüzde 62 ihtimalle sigarayı bırakamayacaklar. Koah hastası oldukları zaman, doktorlar ayaklarını kestikleri zaman, akciğer kanseri oldukları zaman Cem Yılmaz mı yoksa sosyal medyada sigaralı fotoğraflarını paylaşıp gençleri sigaraya yönlendiren Çağatay Ulusoy mu onlara yardım edecek? Samsun’da bir tütün şirketinin müdürü, Cem Yılmaz ve Çağatay Ulusoy’a her ay belirli miktarda faturalar ödediklerini bana itiraf etti. Büyük rakamlar bunlar hem de. Bakın tek tük, rol icabı filmlerde sigara kullanılabilir. Ben Ata Demirer ve Kıvanç Baruönü’ne teşekkür etmek istiyorum. Kıvanç Baruönü bana, ‘’Hocam filmde bir yerde sigara kullandım özür dilerim’’ şeklinde bir yazı gönderdi mesela.

Siz insanları biraz korkutmuşsunuz sanki...

Valla bilmiyorum (gülüyor). Ama şu yönetmenin dikkatine bak. Ben bir canavar değilim. Demek istediğim şey de bu. Filmin rol icabı bir yerinde sigara olabilir ama Cem Yılmaz filmin tamamını sigaraya, içkiye, uyuşturucuya, küfre ve şiddete dayandırıyor. Bunları sponsorlar ile yapıyor tabii. Bu şekilde de filmini baştan bedavaya getiriyor zaten. Bunun karşılığında büyük menfaatler sağlıyor. Sonra ağzında purosu ile Jaguar arabasına biniyor. Ve tabii yapımı için 10 tane tavşanın canlı canlı öldürüldüğü yelekleriyle etrafta dolaşıyor. Zaten ben bunun bedelini ödüyorum. Beni mahkemeye verdi. Beraat ettim. Benim için "tedavi olsun" dedi bir de… Kendisi tedavi olsun efendim. Benim gayet aklım ve mantığım yerinde. Ne yaptığımı biliyorum. Cem Yılmaz, sen bir doktor musun? Sen beni tanımadan, yüz yüze görmeden tedavi olmamı nasıl öneriyorsun? 10 bin TL’lik bir tazminat davası açtım. Bunun hesabını mahkemede verecek. Savunmasını yapmış. Dün elime beş sayfalık savunma yazısı geldi.

Peki hiç yüz yüze görüşmeyi teklif ettiniz mi?

Ben ona, ‘’Bu işlerden vazgeç, gençlere yazık’’ dedim. Ölmek kolay değil Safa. Bu sigara her şeyin kapısını açıyor. Bonzai satıcılarının hedefi kim sence? Elbette sigara içenler. Ben neden Cem Yılmaz’a taktım bu kadar zamandır? Hiç düşünmüyor mu kimse? Cem Yılmaz benim hakkımda basında kötü haberler çıkartıyor sürekli. Ben mantıksız bir insan olsam bu kadar çok işi yapamazdım. Şimdi mahkemenin karşısına çıkacak zaten.

''BENCE CEM YILMAZ KOMİK BİR ADAM DEĞİL. TOPLUMA BİR YARARI DA YOK!''

Cem Yılmaz’ın İngiltere’de yapmış olduğu bir gösteriye 18 yaş sınırı getirilmişti. Siz de bunun üzerine, ‘’İngiltere bu kişinin gençlik için nasıl bir tehlike olduğunu bizden önce anladı, bravo’’ demiştiniz. Cem Yılmaz’da sizi rahatsız eden tek şey sigara mı? Yoksa başka şeyler de mi var?

En başta şunu söyleyeyim ki, bu konuyu kapatmaya hiç niyetim yok. Bak Safa, tek konu sigara da değil. Konu bu adamın toplum adına kötü işler yapması, sigaranın yanında içki ve küfre devamlı olarak filmlerinde yer vermesi. Ben savcılığa şikayette bulunuyorum, o da tabii ki gelip ifade veriyor. Adliyenin arkasından gizli gizli gelip, ifadesini verip çıkıyordu. Ancak şimdi öyle olmayacak. Dediğim gibi tazminat davası açtım. Savcı bana Cem Yılmaz’ın savunmasını da okudu. O savunmada aynen şunları söylüyor; ‘’Ben öğretmen değilim, ben filmlerimde hayatı anlatıyorum. Hayatın içinde sigara da var, uyuşturucu da var. Ben bunları anlatıyorum. Yanlış anlaşıldıysam özür dilerim.’’ Bu ifadeyi verdiği an savcı takipsizlik veriyor ve iş bitiyor. Benim amacım insanların bu işin içinde bir reklam kampanyası olduğunu anlamaları. Ve Safa inan bana başardım. Beni artık yüzlerce kişi arıyor, ‘’Hocam bu filmde de çok sigara kullanılıyor, bunu da takibe alın’’ diye. Ve evet, İngiltere bu adamın toplum için zararlı olduğunu anlamış ve takibe almış. Ardından da 18 yaş sınırı getirilmiş. Çok hoşuma gitti benim de. Benim yıllardır anlatmaya çalıştığım şeyi uygulamaya koymuşlar. Sevindirici bir olay neden söylemeyeyim bunu? Bence Cem Yılmaz komik bir adam değil. Topluma bir yararı da yok.

Sokakta, ‘’Cem Yılmaz'la uğraşan bu’’ şeklinde iftira ve saldırıya uğradığınız doğru mu?

Evet, ‘’Bu adam işte Cem Yılmaz’la uğraşan’’ deyip üzerime yürüdüler. Kapılar kapanmadan, son anda metrodan çıktım.

''NE GÜZEL SÖYLEMİŞ ASLI IRMAK ACAR. CEM YILMAZ BUNDAN 30 YIL SONRA İSMİ KÖTÜ ANILACAK BİR İSİM. HİÇ BİR ÖZELLİĞİ YOK.''

''CEM YILMAZ,  BİR GAZETECİYİ KOVDURMAYA ÇALIŞTI! O KİŞİ ÇALIŞTIĞI GAZETE TARAFINDAN BASKI GÖRDÜ!''

Siz Cem Yılmaz’a dava açtıktan sonra Bartın Platformu, sizin Amasra’da her yıl milyonlarca ton zehirli gaz yayacak termik santralin tanıtım ve halkla ilişkiler elemanı olarak çalıştığınıza dair bir yazılı açıklama yapmıştı… Bunlara ne diyorsunuz?

Ancak gülüyorum… Mantığın alıyor mu Safa? Bartın Platformu, Cem Yılmaz olayından bir gün sonra açıklama yaptı. Mahkemeye verdim onları ve kazandım. Ben Cem Yılmaz olayından dolayı çok popülerdim ve dikkat çekmek istediler. Benim ismimi kullanıp gündeme gelmeye çalıştılar. Yanlış iş yaptılar.

Son dönemlerde sinema yapımcıları ve Mars Grubu arasında bilet fiyatlarıyla ilgili bir polemik yaşanıyor. Mars Grubu Kurumsal İlişkiler Direktörü Aslı Irmak Acar, Cengiz Semercioğlu’na verdiği bir röportajda, ‘’Cem Yılmaz olmazsa başka Cem Yılmazlar çıkar’’ şeklinde bir ifade kullandı. Cem Yılmaz ise bunun üzerine, ‘’Cem Yılmaz çıkaracakmış! Cem Yılmaz çıkardı haberin yok… Terbiyesiz’’ dedi. Yılmaz’ın bu cevabı bazı çevreler tarafından eleştirildi ve hatta seksist bile bulundu. Siz ne diyorsunuz?

Ne güzel söylemiş Aslı Irmak Acar! Çıkar tabii… Cem Yılmaz’ın hiçbir özelliği yok. Tamamen o hanımefendiye hak veriyorum. Yılmaz’ın bu topluma verdiği hiçbir şey yoktur. Zararı çoktur. Bunu İngiltere bizden önce anlamıştır. Hiç kimse vazgeçilmez değildir. Bence Cem Yılmaz bundan 30 yıl sonra bu ülkede kötü anılacak bir isimdir. Ama bir Ata Demirer, bir Müjdat Gezen oyunculuklarıyla anılacaktır. Tekrar söylüyorum, Cem Yılmaz bu zamana kadar memleketi için faydalı tek bir şey bile yapmamıştır. Ne bir okul açmıştır, ne bir öğrenciye burs vermiştir. O sadece Jaguar arabasına binmiştir. Euro’larına Euro katmıştır. İşte bu sebeple o hanımefendiyi bütün kalbimle destekliyorum. Ama şimdiden söyleyeyim, bana yaptığını bu sözü söyleyen hanımefendiye de yapacaktır. Her türlü işine son verdirmek isteyecektir. Bunları ilk defa size anlatıyorum. Hatta bir gazeteciyi kovdurmaya çalıştı. Ve o kişi ciddi anlamda korktu, çalıştığı gazete tarafından baskı gördü. Sonrasında ise kendi köşesinde, Cem Yılmaz hakkında olumlu duygular barındıran, filmlerini met eden bir yazı yazmak zorunda kaldı.

SuperHaber / Özel Röportaj

Sendika ve Boeing anlaştı! 7 haftalık grev sona erdi Mutualist simbiyoz, ikonoklast ve gamechanger… Ha bir de amalgam var Devlet Bahçeli: Her şeyden önce Türkiye demekten asla vazgeçmiyoruz!
Sonraki Haber