Cemal Süreya vefatının 28. yılında anılıyor!
Bugün usta şair Cemal Süreya'nın aramızdan ayrılışının 28. yıl dönümü. Geçmişten günümüze kadar uzanan şiirleriyle yediden yetmişe herkesin sevgisini kazanmış usta şair Cemal Süreya sevgi ve saygı ile anıyor. Ünlü şair Cemal Süreya ölümünün 28. yılında şiirleriyle anılıyor. Türk edebiyatının önemli isimlerinden Şair Cemal Süreya 28 yıl önce bugün hayata gözlerini yummuştu... Ünlü şair Cemal Süreya 28. ölüm yıldönümünde şiirleriyle anılıyor. Peki Cemal Süreya kimdir? Cemal Süreya hayatı nasıldır? Kaç yaşında ve nerede ölmüştür? Detaylar haberimizde...
Bugün usta şair Cemal Süreya'nın aramızdan ayrılışının 28. yıl dönümü. Geçmişten günümüze kadar uzanan şiirleriyle yediden yetmişe herkesin sevgisini kazanmış usta şair Cemal Süreya sevgi ve saygı ile anıyor. Ünlü şair Cemal Süreya ölümünün 28. yılında şiirleriyle anılıyor. Türk edebiyatının önemli isimlerinden Şair Cemal Süreya 28 yıl önce bugün hayata gözlerini yummuştu... Ünlü şair Cemal Süreya 28. ölüm yıldönümünde şiirleriyle anılıyor. Peki Cemal Süreya kimdir? Cemal Süreya hayatı nasıldır? Kaç yaşında ve nerede ölmüştür? Cemal Süreya soyadının öyküsü nedir Detaylar haberimizde...
USTA KADIKÖY'DE ANILACAK!
Usta şair Cemal Süreya, ölümünün 28. yılında “memleketi” Kadıköy’de anılıyor. Ustanın ölüm yıldönümü olan 9 Ocak’ta Cemal Süreya Kültür Sanat Derneği Kadıköy Belediyesi Caddebostan Kültür Merkezi’nde geleneksel anma etkinliği düzenleyecek. Konuşmalar ve şiir okumalarıyla başlayacak olan etkinlikte Mehtap İskender ve Fasl-ı Hayal müzik dinletisi verecek, şairin sevdiği ezgiler dostları ve şiir severlerle paylaşılacak.
Geçtiğimiz yıllarda Kadıköy Belediyesi tarafından usta şair Cemal Süreya’nın Caferağa Mahallesi, Cemal Süreya Sokak’ta yaşadığı evin önündeki kaldırım taşlarından bir bölümü üzerine şaire ait 5 ayrı şiirden alıntılar yazılmıştı.
Tarih: 9 Ocak 2018 Salı
Saat: 19.30
Yer: Kadıköy Belediyesi Caddebostan Kültür Merkezi-Büyük Salon
CEMAL SÜREYYA'NIN SOYADINDAKİ "Y" HARFİNİN YOK OLUŞ HİKAYESİ
Üvercinka, güvercin kanadından kısaltılarak elde edilmiş bir sözcük. Barışa, aşka dayatmaya dönük…
“Elma” şiirinde, adındaki “Y” harflerinden birini attığını ilan eder. Nedeni, kendi anlatımına göre, arkadaşıyla bir telefon numarası üzerine girdiği iddiayı kaybetmesidir. Söz konusu telefon numarası, Üvercinka’nın…
Cemal Süreya, “O zaman çok güvenirdim belleğime. Telefon numaralarını falan kaydetmezdim. Belki de kaydetmediğim için kalırdı. Ona dedim ki, eğer bu böyleyse, ismimden bir harf atarım dedim. Kaybedince, ismimde harf aradım, iki tane olandan birini atmak daha uygun geldi.” der.
BİR BAŞKA VERSİYONU İSE ŞÖYLE
Cemal Süreya ve Sezai Karakoç üniversitede sınıf arkadaşıdır ve sınıflarında 'Muazzez Akkaya' isminde bir de kız varmış. İkisi de bu kızı gizliden gizliye severlermiş. Sınıfta gün boyu aynı kıza duydukları ilgiyi birbirlerine anlatırlarmış. Hatta Muazzez'e yazdıkları şiirleri birbirlerine okurlarmış. Sonra bu aşk, zamanla kızışmış ve birbirlerine 'ben elde ederim, sen edersin' derken 'kim elde edecek?' diye iddiaya tutuşmuşlar. Kaybeden büyük bir bedel ödeyecek demişler. Ve bu bedel ömrü boyunca üzerinde kalacak. Bedene fiziksel bir zarar olmayacak diye de karar kılmışlar. Ve sonunda adını değiştirmeye gelmiş olay.
Cemal Sürey(y)a kazanırsa;Sezai Karakoç'un soyadı 'Karkoç' olacak.
Sezai Karakoç Kazanırsa; CemaL Süreyya'nın soyadı 'Süreya' olacak.
Tahmin ettiğiniz gibi kızı Sezai Karakoç elde eder ve onunla çıkmaya başlar. Cemal Süreyya da gidip tek 'Y' harfini attırır soyadından... İşte Süreyya'dan Süreya'ya geçiş dönemi böyle olmuştur.
PEKİ SONRASINDA NE OLDU?
Muazzez Akkaya Sezai Karakoç'un kendisi ile bir iddia sonucu çıktığını öğrenir. Biraz da sorunları olan Muazzez bunu kaldıramaz ve okulu bırakıp ve memleketi olan Geyve'ye gider. Sezai Karakoç bu duruma çok üzülür ve Muazzez Akkaya'ya ithafen Mona Rosa'yı yazar. Şair Karakoç,1950 yılında Mülkiye'de öğrenci iken yazmıştır ancak 2002 yılına kadar yayımlanmamıştır.
CEMAL SÜREYA KİMDİR?
Cemal Süreya, 1931 yılında Pülümür'de dünyaya geldi. Çocukluğunun ilk yıllarını Erzincan’da geçiren Süreya'nın ailesi, 1938 yılındaki Dersim İsyanı sonrasında Bilecik’e sürgün edildi. Cümal Süreya ilkokula Bilecik’te başladı ve daha sonra İstanbul Beyoğlu’nda bitirdi. Haydarpaşa Lisesi’nden mezun olan Cemal Süreya Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi maliye ve iktisat bölümünü bitirmiştir. üniversiteden sonra Maliye Bakanlığında müfettiş yardımcılığı ve müfettişlik, darphane müdürlüğü, Kültür Bakanlığında kültür yayınları danışma kurulu üyeliği, Orta Doğu İktisat Bankası yönetim kurulu üyeliği ve 25 yılı aşkın Türk Dil Kurumu üyeliği görevlerinde bulunmuştur. Cemal Süreya bu süre zarfında yayınevlerinde danışmanlık, ansiklopedilerde redaktörlük, çevirmenlik de yapmıştır.
Cemal Süreya Ağustos 1960′tan itibaren yalnızca dört sayı çıkarabildiği Papirüs dergisini Haziran 1966- Mayıs 1970 arası 47, 1980-1981 arası iki sayı daha çıkardı. Pazar Postası, Yeditepe, Oluşum, Türkiye Yazıları, Politika, Yeni Ulus, Aydınlık, Saçak, Yazko Somut, 2000′e doğru gibi yayın organlarında şiir ve yazılarını yayımladı.
İkinci yeni hareketinin önde gelen şair ve kuramcılarından sayılan Cemal Süreya’nın ilk şiiri “Şarkısı Beyaz” Mülkiye dergisinin 8 Ocak 1953 tarihli sayısında yayımlanmıştır. Geleneğe karşı olmasına rağmen geleneği şiirinde en güzel kullanan şairlerden birisiydi. Kendine özgü söyleyiş biçimi ve şaşırtıcı buluşlarıyla, zengin birikimi ile, duyarlı, çarpıcı, yoğun, diri imgeleriyle ikinci yeni şiirinin en başarılı örneklerini vermiştir. Ölümünden sonra adına bir şiir ödülü kondu. 1997′de de Cemal Süreya arşivi yayımlandı.
CEMAL SÜREYA ŞİİRLERİ
AŞK
Şimdi sen kalkıp gidiyorsun. Git
Gözlerin durur mu onlar da gidiyorlar. Gitsinler.
Oysa ben senin gözlerinsiz edemem bilirsin
Oysa Allah bilir bugün iyi uyanmıştık
Sevgideydi ilk açılışı gözlerimizin sırf onaydı
Bir kuş konmuş parmaklarıma uzun uzun ötmüştü
Bir sevişmek gelmiş bir daha gitmemişti
Yoktu dünlerde evelsi günlerdeki yoksulluğumuz
Sanki hiç olmamıştı
Oysa kalbim işte şuracıkta çarpıyordu
Şurda senin gözlerindeki bakımsız mavi, güzel laflı İstanbullar
Şurda da etin çoğalıyordu dokundukça lafların dünyaların
Öyle düzeltici öyle yerine getiriciydi sevmek
Ki Karaköy köprüsüne yağmur yağarken
Bıraksalar gökyüzü kendini ikiye bölecekti
Çünkü iki kişiydik
Oysa bir bardak su yetiyordu saçlarını ıslatmaya
Bir dilim ekmeğin bir iki zeytinin başınaydı doymamız
Seni bir kere öpsem ikinin hatırı kalıyordu
İki kere öpeyim desem üçün boynu bükük
Yüzünün bitip vücudunun başladığı yerde
Memelerin vardı memelerin kahramandı sonra
Sonrası iyilik güzellik.
SEVGİLİM BEN ŞİMDİ
Elimde uçuk mavi bir kalem cebimde iki paket sigara
Hayatımız geçiyor gözlerimin önünden
Çıkıp gitmelerimiz, su içmelerimiz, öpüştüklerimiz
''Ağlarım aklıma geldikçe gülüştüklerimiz''.
Çiçekler, çiçekler, su verdim bu sabah çiçeklere
O gülün yüzü gülmüyor sensiz
O köklensin diye pencerede suya koyduğun devetabanı
Hepten hüzünlü bu günlerde
Gür ve çoşkun bir günışığı dadanmış pencereye
Masada tabaklar neşesiz
Koridor ıssız
Banyoda havlular yalnız
Mutfak dersen - derbeder ve pis
Çiti orda duruyor, ekmek kutusu boş
Vantilatör soluksuz
Halılar tozlu
Giysilerim gardropda ve şurda burda
Memo'nun oyuncak sepeti uykularda
Mavi gece lambası hevessiz
Kapı diyor ki açın beni kapayın beni
Perdeler gömlek değiştiren yılanlar gibi
Radyo desen sessiz
Tabure sandalyalardan çekiniyor
Küçük oda karanlık ve ıssız
Her şey seni bekliyor her şey gelmeni
İçeri girmeni
Senin elinin değmesini
Gözünün dokunmasını
Ve her şey tekrarlıyor
Seni nice sevdiğimi
UZAKTAN SEVİYORUM SENİ
‘Uzaktan seviyorum seni!
Kokunu alamadan,
Boynuna sarılamadan.
Yüzüne dokunamadan.
Sadece seviyorum!
Öyle uzaktan seviyorum seni!
Elini tutmadan.
Yüreğine dokunmadan.
Gözlerinde dalıp dalıp gitmeden.
Şu üç günlük sevdalara inat,
Serserice değil adam gibi seviyorum.
Öyle uzaktan seviyorum seni,
Yanaklarına sızan iki damla yaşını silmeden.
En çılgın kahkahalarına ortak olmadan.
En sevdiğin şarkıyı beraber mırıldanmadan.
Öyle uzaktan seviyorum seni!
Kırmadan,
Dökmeden,
Parçalamadan,
Üzmeden,
Ağlatmadan uzaktan seviyorum.
Öyle uzaktan seviyorum seni;
Sana söylemek istediğim her kelimeyi,
Dilimde parçalayarak seviyorum.
Damla damla dökülürken kelimelerim,
Masum beyaz bir kağıtta seviyorum.”