Cengiz Ünder: ''Barcelona maçını unutamam''
Medipol Başakşehir'den 15 milyon Euro bonservis bedeliyle Cengiz Ünder,sezon başında İtalyan takımı Roma'ya transfer oldu.Perfprmansı ile dikkat çeken Ünder, sezonu TRT Spor italya muhabiri Dündar Keşaplı’ya değerlendirdi.
Dündar Keşaplı: Cengiz, başarılı bir sezon geçirdin bu sezonu nasıl değerlendireceksin?
Cengiz Ünder: Benim için çok başarılı bir sezon oldu. Medipol Başakşehir'den buraya transfer oldum. Şu ana kadar en iyi kararlardan biriydi buraya gelmek. Çok mutluyum burada, burada zaman geçirmekten çok mutluyum. İlk yarının benim için çok iyi başlamadığını söylemeliyim. İkinci yarıdan sonra bambaşka bir Cengiz Ünder olarak geri döndüm ve şu ana kadar yapabildiklerimin en iyisini yapmaya çalıştım. 8 gol 2 asist ürettim. Bundan dolayı çok mutluyum. Önümüzdeki sene de daha iyi işler yapacağıma inanıyorum.
DK: Roma'da senden önce Salih Uçan vardı. 2 sezon buradaydı ama sık yaşadığı sakatlıklar nedeniyle pek bir performans gösteremedi. Senin transferinde hem taraftarlar hem de medya şaşkınlıkla karşıladı. Ama bugün senin hakkında görüşleri değişti, farklı düşünmeye başladılar. Ne diyeceksin?
CÜ: Her oyuncunun farklı meziyetleri vardır. Salih’in zamanında yerinde çok iyi oyuncular vardı. O açıdan da onun işi biraz daha zordu. Dediğim gibi, ilk yarıda gösterdiğim performans çok iyi olmasa da ikinci yarıda gösterdiğim performansla taraftarlarımızı mutlu etmeyi bildim. Bundan sonra daha çok çalışıp onları daha mutlu etmek istiyorum. Çünkü, elimden gelenin en iyisini yapacağıma onlara söz veriyorum.
DK: Ve efendiliğinle herkesi kendine hayran bıraktın. Takım içinde arkadaşlarınla olan diyaloğuna ilişkin neler diyeceksin?
CÜ: Zaten 2.yarıdan sonra diyaloğum daha iyi olduğu için gol ve asistler üretmeye başladım. Saha içinde onlarla şuan çok iyi anlaşıyorum. Özellikle Dzeko ile göz göze geldiğimizde birbirimizi iyi anlayabiliyoruz artık. Ondan dolayı da 8 gol atabildim.
DK: Roma'ya ilk geldiğin gün en çok zorlandığın ne oldu?
CÜ: İlk geldiğim günlerde zorlandığım dil konusu tabi ki. Çok iyi olduğu söylenemez. Buna da alıştıktan sonra da zaten sahaya da yansımaya başladı.
DK: İlk dönemlerde İngiltere'ye transferin gündeme gelmişti ama bugün İtalya'nın en önemli kulüplerinden Roma'da forma giyiyorsun. Bunu nasıl tarif edeceksin?
CÜ: Ben ilk başta dediğim gibi, kariyerimin en doğru tercihlerinden birini yaptım buraya gelerek. Çünkü, İtalya'nın en büyük kulüplerinden biri. Dünyada da sayılı kulüplerden birisi. Burada oynamaktan dolayı gerçekten çok mutluyum. Bu taraftarın karşısında her maç oynadığımda, onlar gol attıktan sonra adımı haykırdığında hala heyecanlanıyorum. Onlar için daha çok gol atıp her maç adımın statta anons edilmesi benim çok hoşuma gidiyor gerçekten. Burada oynadığım için ayrıca çok çok mutluyum.
DK: Özellikle 2.devre performansın çok başarılı. Bu konuda teknik direktör Di Francesco'nun rolü bunda ne kadar önemli oldu?
CÜ: Bana en çok güvenenlerden birisi tabi ki hocamdı. Sürekli bana yardım ediyordu. Taktik idmanlarında başlarda çok zorlanıyordum. bunu ikinci devreden sonra çok daha iyi yapmaya başladım. Beni oynatarak sahaya üst üste üç maç oynattı ve o maça golle başladım. Ondan sonra zaten benim özgüvenim yerime geldi. Daha da gol atmaya başladım. Benim performansımdan dolayı en büyük etken hocam ve takım arkadaşlarım olduğunu söyleyebilirim.
DK: Başakşehir'den önemli bir kulübe transfer oldun. İtalya Serie A ile Türkiye liglerini nasıl kıyaslayabiliriz?
CÜ: Bence ikisi de çok sert bir lig. Burası disiplin açısından bir tık daha önde diyebilirim. Türkiye’de de çok disiplinli. Ama İtalya'nın bir tık üstte olduğunu düşünüyorum. Tek düşüncem bu şu an.
DK: Roma'da performansınla sarı kırmızı kulübün efsanesi Totti'ye de benzetiliyorsun. Kariyerini burada uzun süre devam ettirmeyi veya ona benzemeyi düşünür müsün? İlerdeki hedefin ne olabilir?
CÜ: Totti'nin vedasını 10 kez izlemişimdir gelmeden önce. Onu kulüpte halen gördüğüm zaman yüzümde bir tebessüm oluyor, heyecanlanıyorum. Onun gibi olmak istiyorum. umarım ilerde ben de onun gibi çok büyük bir efsane olabilirim.
DK: Avrupa'da oynayan başarılı Türk futbolcularımız var. Milan'da Hakan Çalhanoğlu var. Tabi, sahada rakipsiniz şüphesiz. Ama İtalya'da saha dışında, diyaloğunuz arkadaşlığınız sürüyor mu?
CÜ: Tabiki Hakan ile milli takımlarda sürekli konuşuyoruz. O da başlarda çok zorlandı. Sürekli milli takım kamplarında konuşuyorduk. ama sonradan o çok alıştığını, çok sevdiğini söyledi. ikimiz de şuan İtalya ligini çok seviyoruz. Burada oynamaktan dolayı da çok keyif alıyoruz. Dışarı hayatımız da çok iyi gidiyor. Umarım, uzun yıllar burada oynarız.
DK: Takım içinde arkadaşlarının çok destek olduğunu söyledin. Ama, takım içinde sana teknik direktör dışında en çok kim yardımcı oldu?
CÜ: İsim vermenin çok doğru olmadığını düşünüyorum. Ama gerçekten çoğu oyuncunun bana çok yardımı oldu. Maçlarda, idmanlarda sürekli bana yardım ettiler. Bana “Cengo” demeleri bile onların arasına girmeyi kabul ettirmemi sağladı. Taktik idmanlarında anlamadığım konularda olsun bana çoğu yardım ediyor. Hepsine çok teşekkür ediyorum.
DK: Kısa süre oldu, burada yaşıyorsun ama İtalya'da en çok sevdiğin ve ilgi duyduğun şeyler neler? Mutfağı, modası, kültürü..
CÜ: Mutfağı… Zaten bir bizim Türk mutfağımız ve de İtalya mutfağı dünyaca ünlü mutfaklardan biri. İnsanları çok sıcakkanlı. Dışarıda gördükleri zaman senin yanına geliyorlar, selam veriyorlar. Bu benim çok hoşuma gidiyor. Bir de Roma, Avrupa'nın en güzel 3 şehrinden biri. Burada gezmekten, dolaşmaktan çok keyif alıyorum.
DK: Peki, Türkiye'deki ligleri takip etme şansın oluyor mu hiç?
CÜ: Evet, izliyorum hep.
DK: Sezonu geçirdin. Geride güzel bir sezon bırakıyorsunuz Roma kulübü olarak. Senin için ve takım olarak unutamayacağınız iki önemli an hangisi?
CÜ: Bence, en önemli maçlardan biri Barselona maçı. Ben hayatım boyunca, o maçı unutamam. Hatta 3-0 olduğunda da yüzümde farklı bir ifade oluştu. Çok şaşırmıştım. yapabileceğimize inanıyorduk ve yaptık. Ayrıca, diğeri de kendi performansım açısından üst üste oynamalarım benim için çok iyi oldu. özgüvenimi sağlamam iyi oldu. ama, bizim için en önemli maçlardan biri dediğim gibi Barselona ve Liverpool maçıydı.
DK: Sezonda gösterdiğin başarılı performanstan dolayı İtalya Spor Yazarları Derneği seni ödüllendirecek. O gün aynı zamanda teknik direktör Di Francesco ve sportif direktör Monchi ile beraber olacaksınız. Kısa sürede, İtalya gibi önemli bir Serie A'da bu başarıyı yakalamak nasıl bir duygu?
CÜ: İlk senemde böyle bir ödüle layık görülmek benim için onur verici. Önümde daha 15-16 yıl var. umarım bütün sezonlar boyunca çok daha iyi ödüller kazanırım. İtalya'da ilk sezonumda bu ödülü kazandığım için ayrıca çok çok mutluyum. Umarım bunun devamı da çok olur.