Cenk Eren: Hırs, aklın önüne geçince felaket olur!

Röportaj: Sayım Çınar / sayimcinar@gmail.com

- Ferdi Özbeğen, Tanju Okan şarkılarını senden dinliyoruz. Yeni bir duyguyla bir kez daha dinleme deneyimi yaşıyoruz. Neden seçtin bu şarkıları, buradan başlayalım.

Her ikisinin de büyük önemi, büyük etkisi var bende. Büyük var olma mücadelesi yaşadım kendi hayatımda. Ben de yıllardır sahnede yaşadım, şarkılar yaptım onlar gibi. Cehalet dönemleri de yaşadım, bilinçsiz repertuvarlar yaşadım. Beş albüm, singlelar yaşandı, başarılı da olmadı.

Yine sahnelere devam, Kral TV müzik ödülleri ardından. O dönem Kral TV, Yeşim Salkım’ın sanatçısıydım. Benim kategorimde en iyisi bendim. "En iyi çıkış yapanlar" arasına başkası konulsaydı belki ben ödül almayabilirdim. Özellikle "Torpil olmasın" dedim.

İsimler konulurken en iyisi bendim, farklı isimler de konulabilirdi bir yandan. Oylamada en yakınımdakiyle aramda çok fark vardı, Cem Şaşmaz bunu söylemişti bana.

2006’da bir albüm daha yaptım, sahne çok iyi ama albüm de yapmalı, biliyorum bunu. Sezen Aksu’nun kapısını çaldım. Bir albüm daha onun şarkısıyla geldi. Hatta üç şarkıyla geldi bu albüm. Kiraz Mevsimi albümü. Sabahattin Ali’nin sözleriyle bir şarkı söyledim. Köşe yazarları yazmaya başladı, Naim Dilmener söyleşi yaptı. Devamında Şehrazat.

Tanju Okan’ı söylediğimde hep çok güzel reaksiyonlar aldım. "Tanju Okan şarkıları söylemeliyim" dedim. Bu şarkıları iyi söyleyeceğimi biliyordum ama bir yandan da bu kadar başarı kazanacağını düşünmemiştim. Tanju Okan böyle başarı kazanınca, Ferdi Özbeğen’in de böyle başarı kazanacağına emin oldum. İstiklal Caddesi'nde yürürken sesimi duymak müthiş bir duygu.

-Dinleyicilerin çok vefalı.

Ben de hissediyorum bunu, az kişiye kısmet olan bir durum. Bunu yaymak çok önemli.

-Senin sahnede geçerliliğin nasıl oluyor?

30 sene oldu. Bir doktor gibi düşün. O kadar deneyimin sonunda, öyle bir tecrübe ediniyorsun ki.. Her şeyini biliyorsun artık. Soğuk görünen bir adam zannedilirim ama o benim utangaçlığım. Sahnede ise bambaşka duygular var.

-Albüme dönelim. Ferdi Özbeğen deyince çok şey geliyor hepimizin aklına, ruhuna…

"Bu şarkıları yap" dedi Bodrum’da. Bodrum’da çok karşılaştık. Nükhet (Duru)’le yaptığımız programda çok denk geldik. Türkiyelilerin çok sevdiği şarkılar bunlar. Arabesk, alaturka, pub, hepsi var.

-Sortie’de çok performans yaptın. Reina’yı nasıl değerlendirdin, korkunç olay nasıl etkiledi seni?

Sahneden indim ve müthiş bir üzüntü yaşadım. Hep "olacak" deniliyordu ve bir anda yüzümüze vurdu. Çoğunu önlediklerini söylüyorlar ama yaşadığımız ortam bu.

“BİZ ANKARALILAR KÜÇÜK YAŞAYAN İNSANLARIZ.”

-Ankara kökenli bir sanatçısın. Avantajların var bence…

Edepli büyümek en büyük avantajımız. Ankaralılar olarak memur şehrinden belki de küçük yaşayan insanlarız. Daha kurallı daha edepli olduk hep. Ankara radyosuna girdim mesela, çok sesli koroda korist oldum, babam da ne kadar kızmıştı… Sekiz ay kaldım ama sahneler çağırdı beni tabii ama o aylardan bile çok şey öğrendim.

Askere gittim, geri geldim, eski ortamımı bulamadım, Alanya’ya gittim, üç sene kaldım, güzel işler de yaptım. Meşhur gece kulüplerine gidiyor ismim. Israrcı oldular, Kenan Doğulu, Yıldız Tilbe, Burak Kut, ve daha ne isimler birlikte çalıştık. Aralarından sıyrılmaya çalıştım Kapkara’da. Namım gitmiş oralara. Başka kulüpler denedim, o da olmadı. İzmir’den bir teklif geldi. Uludağ, Bodrum dönemi… Çok şehir yaşadık, çok sahne yaşadık.

-Şenay Düdek’le bir program yaptın. Özel bir ilişkin var.

Gazeteci olarak çok yer verdi bana. Torpil değildi, gerçekten benimsedi beni, yaptıklarımı. Kenan Erçetingöz, Ümit Güneri, Şengül Balıksırtı albümüm olmadan sahnede çok başarılı olacağımı söyledi bana. Destekleri hep oldu.

“TÜM HAYATLARINI BU ŞARKILARLA TEKRAR GÖZDEN GEÇİRENLER VAR.”

-İnsanlar seni dinlerken çok mutlu oluyorlar. Yaşanmışlıklar hissediliyor. Sen hissediyorsun ki dinleyene de geçiyor bu. Bu duyguyu yakalamak çok önemli.

Şarkı söylemek böyle bir şey, belki bir nevi terapi. Ben aşk acısı yaşarken bunu yaşamıyorum. Ama başkaları hissediyor galiba. Sosyal medyadan öyle haberler, öyle mesajlar geliyor ki. Tüm hayatlarını bu şarkılarla tekrar gözden geçirenler var.

“BU ŞARKILAR SENİN İÇİN…”

-Bu şarkıları yaşadın mı, bu sözlerin bu duyguların karşılığı var mı sende?

Yaşamaz mıyım. Albümün başında “Senin için” yazıyor. Albümde bu var.

-Kimin için?

Bu albümü eline alana söylüyorum. Dinleyiciye "Senin için" diyorum.

-Nükhet Duru’lu dönemlere gelirsek?

Çok şey öğrendim. Sezen, Ajda, Nükhet zaten… Benimle sahneye çıkması, o yedi sene, onurdur benim için. Bir MFÖ, bir biz herhalde. Bir dargınlık yaşadık benim yüzümden, sonra barıştık. “Beni kendinden soğutmak için her şeyi yaptın ama başaramadın” der. Çok şey kattı, okuldur benim için Nükhet Duru. Çok şey öğrendim.

-Kolay meşhur olma dönemi bitti gibi geliyor bana. Artık başka bir şey yaşıyoruz.

Çıta çok yükseldi. On sene öncesine kadar bir iki şarkıyla meşhur olunurdu. Şimdi o yok. Bir şarkıyla çıkıyor, harika, aranje harika, bir ay sonra bitiyor sanatçı, şarkıcı, ne dersen. Sadece müzik yetmiyor, duruş da lazım. Süreç içinde bu da gerekiyor. Hırs yeteneğin var ama çabanın önüne geçmemeli, aklın önüne hiç geçmemeli. Şartları iyi değerlendirmek, sahneyi iyi değerlendirmek gerek. Sahnedeki başarı televizyoncuya, gazeteciye, prodüktöre gidiyor.

-Devam edecek mi peki bu yeni yorumlamalar, olan şarkıları yeniden gün yüzüne çıkartmalar?

Muazzez Ersoy da yapmıştı bu tarz. Kafamı çok yormak istemiyorum, tadını çıkarmak istiyorum şu anki hali. Şu an bunun tadını çıkarmak istiyorum. Gelecek için umutlu olmak istiyorum.

-Hayatını değiştiren beş şarkı desem son olarak?

Ortaokul Yıllarım, Melankoli, Sen Ağlama, Ayağında Kundura... Kibariye’den Kim Bilir, Kayahan’dan Sabahlar Uzaktır. Her biri yüreğime dokunan şarkılar.