Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Prof. Dr. Murat Dilmener Hastanesi'nde yaşanan kazada ölen bebeğin ailesi konuştu
“NE ARANIP ÖZÜR DİLENDİ NE BİR BAŞ SAĞLIĞI DİLENDİ"
Anne Şentürk, "Olay gününe kadar, benim çocuğumda herhangi bir sıkıntı yoktu. İlk gün çocuğum gece kendi başına nefes almakta zorlandığı için entübe edildi. Ben zaten orada yattığım için her gün gidip çocuğumu görüyordum. Ben olayın olduğu gün akşam 5 sularında çocuğumu görmeye gittim. Elimde görüntüleri de var, her gittiğimde çocuğumun fotoğraf ve videolarını çekiyordum hatta odalarda da kameralar var. Ben o gün gittiğimde çocuğumun durumu gayet sağlıklıydı. Göğüs kafesinde nefes alış verişi normale dönmüştü, rengi yerine gelmişti. Gözlerini açtı baktı bize. Doktora bilgi sorduğumuzda, 'Biz öğlen 12.00'da ilaç yaptık, ilacımız işe yaradı, çocuğunuzun ciğerleri daha iyi. Şu anda daha sağlıklı diye bilgilendirdi. Bu olayın gecesinde bu talihsiz olay yaşanıyor. Ben zaten odamdaydım. Olay yaşanıyor ve eşim aranıp haber veriliyor. Tavandan geçen 80 derecelik sıcak su boruları patladı. Bunun üzerine tavan çöküyor. Bir koridor düşünün, sağlı sollu odalar var. Ve her çocuğa ait bir kuvöz. Eşime şunu açıklıyorlar; 8 tane çocuğu tahliye ettik. 3 tane bebek kritikti sizinkiyle beraber. Hatta bir tanesine 3 kere kalp masajı yapmışlar. 4'üncüye tekrar yapıklarında çocuk hayata dönmüş. Kimisini camdan tahliye etmişler kimisini içerden tahliye etmişler. Benim çocuğum neden diğerleri gibi camdan tahliye edilmedi de içerden tahliye edildi? Belki de benim çocuğumu da camdan tahliye etselerdi benim çocuğum yaşayacaktı. Benim çocuğumun ciğerlerine nakliye sırasında kan doluyor. Bu da hastaneden kaynaklı bir şey yani. Ne aranıp özür dilendi ne bir baş sağlığı dilendi. Ben ne yollarla bu çocuğu elde ettim ve hastanenin belki de ufak denilebilecek kadar ihmalkarlığı yüzünden benim çocuğum şu anda hayatta değil. Ben küçücük çocuğumu toprağa gömdüm. Çocuğuma biz “Karan" ismini koymuştuk" diye konuştu.