‘ADALAR MESAJININ ASIL HEDEFİ BAŞKA!’
SuperHaber YouTube Koordinatörü Barış Özkan ve SuperHaber programcısı Ceyhun Bozkurt ile ‘Haberin Olsun’ yeni bölümüyle yayında…
Doğu Akdeniz denkleminde her gün yeni bir gelişme yaşanırken 10 Ağustos’ta başlattığı araştırma faaliyetleri kapsamında yaklaşık 3 bin 500 kilometrelik alanda sismik veri toplayan Oruç Reis gemisi, Antalya limanındaki bir haftalık ikmalin ardından tekrar denize açıldı. Oruç Reis Akdeniz açıklarına ilerlerken, Türkiye ile Yunanistan arasında ise 4 yıllık aranın ardından istikşafi görüşmelere başlandı.
Baş döndüren bir trafiğin yaşandığı Doğu Akdeniz meselesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan, Macron ve Merkel ile önemli telefon görüşmeleri yaparken Almanya’dan Yunanistan’a kritik bir çağrı geldi. Yunanistan'da yayın yapan ESTIA gazetesi, "Almanya, askerlerini adalardan çekmesi için Miçotakis'e baskı yapıyor." ifadelerine yer verdi.
SuperHaber YouTube kanalında yayınlanan ‘Haberin Olsun’ programında gelişmeleri değerlendiren Ceyhun Bozkurt, "Son gelişmeleri değerlendirdiğimizde Türkiye, Doğu Akdeniz’de diplomasiye şans verme, ancak hakkı olandan ve oradaki hakkaniyetli çözümden vazgeçmeme politikasını sürdürüyor. Türkiye bugün deyim yerindeyse askeri anlamda cephe cepheye geldiği Yunanistan ile bile müzakereler yürütmeye çalışıyor. Doğu Akdeniz’de silahlı bir çatışma çıkması durumunda orada hakkaniyetli çözüm, uluslararası hukuka uygun şekilde sorun çözülsün diye Yunanistan ile bile müzakere yürütüyor. Bu çerçevede Almanya, Fransa, Yunanistan ve diğer ülkelerdeki muhattaplarımızla, belki Rusya ile birlikte bugün diplomatik temaslar sağlandığı zaman Doğu Akdeniz’deki haklılığımız da anlatılıyordur. Gelinen aşamaya baktığımız zaman Türkiye’nin söylemlerinin aslında belli noktalarda kabul gördüğünü de görüyoruz. Almanya’nın Yunanistan’a yaptığı silahsızlandırma çağrısı, ki yapılan anlaşmalarda bunlar da var zaten. Yunanistan yıllardır buna uymuyor. Türkiye, Lozan Antlaşması’nı hatırlatarak Yunanistan’a NAVTEX’ler ilan ediyor. Bu çerçevede geldiğimiz aşama Türkiye’nin haklılığını gösteriyor. Birincisi, ABD Büyükelçiliği üzerinden, Washington’da direk dışişlerinden, üst düzey Amerikalı isimler tarafından yapılan bir açıklama değil. Direk Ankara Büyükelçiliği üzerinden bir suçlama yapıldı. Daha üst düzey yapılabilirdi, yapılmadı. İkinci olarak Sevilla haritası doğru bir çıkış, kabul edilemez. Türkiye Doğu Akdeniz’de bu haritayı kabul etmeyecek. Avrupa Birliği, ‘bizim resmi haritamız değildir’ diyor ama yıllardır dolaşıyor, Avrupa Birliği’nin ve Avrupa Birliği’ne üye ülkelerin sesi çıkmıyor. Uyguladıkları politikalar da Sevilla haritasını hayata geçirmek istedikleri algısını oluşturuyor. Bu nedenle Avrupa Birliği’ne ait olduğu görüntüsü görünülen haritayı Avrupa Birliği’ne çağrı yaparak ‘biz kabul etmiyoruz, siz de etmeyin’ çıkışı yapıyorlar. Doğu Akdeniz ile ilgili ABD’nin NATO üzerinden çok ciddi planları var. Özellikle Kıbrıs Adası üzerinden. Jeopolitiğe baktığımız zaman, bölgedeki denklemi daha iyi okuyorsunuz. Amerika’nın politikalarını, neler yapmaya çalıştığını, Kıbrıs Adası'ndaki hedefini, küresel bazdaki mücadelesinin politikasına nasıl etki yaptığını, bölgedeki coğrafi gelişmeleri bu çerçevede okuduğunuz zaman şunu görebiliyorsunuz; ABD’nin Doğu Akdeniz’de bir politikası var, perde arkasında durmasına rağmen. Çünkü bu coğrafya üzerinden tamamen kontrol altına alarak şekillendirip Asya dünyası ile bir mücadeleye girecek. Bu çerçevede Doğu Akdeniz’de belki şu an görünen bir hamlesi yok ancak bir Doğu Akdeniz ülkesi olan Suriye’de bir hamle yaptı. ABD Suriye özel temsilcisi James Jeffrey, geçenlerde önce Suriye’ye gitti, PKK terör örgütü elebaşlarıyla görüştü. Arkasından da Irak’ta Erbil’de bölgesel yönetimin yöneticileriyle görüştü. Erbil ile PYD arasındaki bağlantıyı şöyle kuralım; Erbil, Suriye’de PYD ile farklı cephelerde bulunan ENKS denilen bir örgütün perde arkasındaki güç. Bu görüşmelerin arkasından terör örgütü ile ENKS arasında 6 maddelik bir anlaşma imzalandı. Anlaşmaya baktığımızda, orada PKK/PYD terör örgütüyle güçlü bir şekilde olduğu, adım adım devletçiliğe gidecek bir yapıdan bahsedildiğini görüyoruz. Bu Türkiye açısından bir tehdittir. Amerika, Doğu Akdeniz ile Türkiye’ye bu şekilde deyim yerindeyse havuç vererek başka bir yerden Türkiye’ye sopa gösteriyor. ‘Ben sana Doğu Akdeniz’de destek verirsem sen de bunu kabul edeceksin’. Türkiye, bunu kabul edecek bir ülke değil. O yüzden ABD’nin Sevilla haritası çıkışı önemlidir, zaten doğrusu budur, bu harita zaten kabul edilemez. ABD, söylemiş ya da söylememiş. Yıllarca neden söylemediler? Neden 2020’yi beklediler? Türkiye, artık ‘Mavi Vatan’ım için mücadele ederim, gerekirse savaşırım’ mesajı verince mi söylemen gerekiyor? Yıllarca Yunanistan ve Rumlar burada cirit attı. Bu durum Türkiye’nin haklılığının yürüttüğü mücadelede artık mevzi kazandığını da gösteriyor. Bir taraftan da Suriye gibi, başka coğrafyalar gibi unsurlara da dikkat etmek gerekiyor. Gelelim Avrupa Birliği’nin Türkiye’nin yürüttüğü temaslar çerçevesinde Almanya’nın yaptığı çağrıya, Almanya şu an Türkiye’nin karşısında, ancak hiçbir zaman Türkiye ile cephe cepheye gelmeye cesaret edemez. İki ülkeyle ilişkilerini bozmak istemez. Çünkü Avrupa’ya etki yapan ülkelerden bahsediyoruz, Türkiye’de bu ülkelerden biri. İkicisi, Avrupa Birliği’nde Avrupa içi dengeleri de gözden kaçırmamak lazım." ifadelerini kullandı.
Ceyhun Bozkurt ve Barış Özkan ile ‘Haberin Olsun’un tamamını YouTube kanalımızda izleyebilirsiniz...