Çin'in "İslam" politikasına ateş püskürdü!
Uygur Türklerine ve Müslümanlara yönelik politikaları nedeniyle eleştirilen Çin hükümetinin, "İslam'ı Çinlileştirmeyi" amaçlayan yasa tasarısı büyük tepki gördü.
İslam dinini "Sosyalizm ile uyumlu hale getirmeyi" öngören bu düzenleme, Uygur Türklerinin sözde 'eğitim kampı' olarak nitelendirilen bazı alanlarda toplanarak, çeşitli eğitimlere tabi tutulması ile bir kez daha gündeme geldi.
Çin, uluslararası kamuoyunda sert tepkilere neden olan kampları "radikalleşme ile mücadelede üst düzey başarı sağlanan bir eğitim kampı" olarak adlandırdı. Ancak, Çin'in bu politikalarını "asimilasyon" olarak yorumlayanların sayısı da azımsanmayacak oranda yüksek.
Dünyanın yeni küresel gücü Çin'de yaşanan bu gelişmeleri bugün Hürriyet'teki köşesine taşıyan, Demirören Medya Grubu CEO'su Mehmet Soysal, Yecüc ve Mecüc hikayesini hatırlattı.
Çin'in acımasız uygulamalarına tepki gösteren Soysal, "Dünyanın en uzun savunma duvarını inşa eden Çin, kendi ülkesindeki farklılıkları, azınlıkları savunmasız bırakıyor. Varlıklarına bile tahammül edemiyor. Çin devleti... Taklitçi, agresif, saldırgan... Ve yayılmacı stratejileriyle her geçen gün İbn Battuta’nın seddin arkasındalar diye işaret ettiği Yecüc Mecüc hikâyesini adeta doğrulayacak projeleri hayata geçiriyor..." diye yazdı.
* İşte o köşe yazısı;
- Yecüc Mecüc
Bir yandan birileri teknolojileri gelişen ülkelerin sanayisi için duygulardan arındırılmış yapay zekâlı robotlar üzerine çalışıyor...
Diğer yandan Çin, ülkesinde yaşayan Müslümanları...
Dinlerinden,
Duygularından,
Dillerinden uzaklaştırıp “tek tip” insan yetiştirmenin planlarını yapıyor.
“İslam’ın sosyalizm ile uyumlu hale gelmesi, Çinlileştirilmesi ve vatanperverliğin teşvik edilmesi” için 5 yıllık bir plan hazırlamış...
Planın yol haritasında farklı milletleri kendine benzetebilmenin stratejik hesapları var...
Asırlardan beri asimile politikasını değiştiremedi!
Müslüman Uygur Türklerini “toplama kamplarına” kapatarak yıllarca zulmeden Çin, her gün kabul edilemez bir projeyi daha hayata geçiriyor...
Pekin’de Komünist Partisi yetkilileri sekiz bölgenin yerel İslami kuruluşlarının temsilcileriyle görüşüyor ve 5 yıllık planı uygulamaya geçiriyor.
Ülkemizdeki komünistler de hâlâ “Yarınlar bizim” diye slogan atıyor ve meydanlarda özgürlük şarkıları söylüyor...
Tarık Buğra da bu slogana inat “Yarın diye bir şey yoktur” diyordu.
Düne dair ne varsa unutanların bugünleri hiç olamaz...
Bugünleri olmayanların yarınları da yoktur...
Ağustos böceğinin gelecek kışa hazırlanış hikâyesine benziyor...
Doğu Türkistan lideri merhum İsa Yusuf Alptekin, yaptığım ‘Baş Başa’ programında Çin mezalimini anlattığında hayret etmiştim...
Ölümün dahi üşüdüğü topraklarda, Doğu Türkistan’ı nasıl terk ettiğinin, Himalaya Dağları’nı atlarla nasıl geçtiğinin hikâyesini ağlayarak anlatmıştı.
Ve susuzluktan atların çişini içerek hayatta nasıl kalabildiğini...
The Global Times haberinde 5 yıllık planın ana hatlarının ise yakında açıklanacağı belirtiliyor.
Geçen yıl da Hıristiyanlar için benzer bir plan açıklayan Çin, seddin arkasında kalanları ezmekle, dışında kalan dünyayı ise oyalamakla meşgul...
1 milyar insandan fazla nüfusa sahip olan Çin, azınlıkta olan Doğu Türkistanlılara tahammül edemiyor...
Ve insanlarını robotlaştıran tek tip Çinliyi yetiştirmenin projesiyle uğraşıyor...
Dünyanın en uzun savunma duvarını inşa eden Çin, kendi ülkesindeki farklılıkları, azınlıkları savunmasız bırakıyor.
Varlıklarına bile tahammül edemiyor.
Çin devleti...
Taklitçi,
Agresif,
Saldırgan,
Ve yayılmacı stratejileriyle her geçen gün İbn Battuta’nın seddin arkasındalar diye işaret ettiği Yecüc Mecüc hikâyesini adeta doğrulayacak projeleri hayata geçiriyor...––