'Çukur'un 'İdris Koçovalı’sı gerçekte kim? Ortaya çıktı... / VİDEO
'Çukur' dizisinin karizmatik babası 'İdris Koçovalı' karakterinin ünlü kabadayı Kürt İdris’in hayatından esinlenildiğini oğlu Ali Özbir (Esra Erol'un eşi) doğruladı.
Bir youtube kanalında 'Çukur' dizisindeki 'İdris Koçovalı' karakterinin, ünlü kabadayı Kürt İdris’in hayatından esinlenildiği iddia edildi.
Ünlü kabadayının oğlu Ali Özbir, söylenenlerin kimsenin bilmediği ve gerçek bilgiler olduğunu doğruladı ve en yakın zamanda 'Çukur' dizisinin senaristiyle bu bilgileri nereden aldıklarını öğrenmek için iletişime geçeceğini açıkladı.
SENARYO İDRİS ÖZBİR'İN HAYATI İLE ÖRTÜŞÜYOR
1937’de doğduğu Kars’tan İstanbul’a gelip iş hayatına Aksaray’da komi olarak başlayan İdris Özbir, 6 yaşında annesini kaybetmiş ve dedesi tarafından büyütülmüştü. 'Çukur' dizisinin ilk bölümünde yaşına ve tüm gücüne rağmen pazarcılık yapan Koçovalı ile benzerlikler burada başlıyor. Karakter, Koçovalı mahallesinde uyuşturucuya 'hayır' diyor. Anlatılanlara göre, İdris Özbir'in de uyuşturucu ve kötü alışkanlıklara hayatı boyunca karşı durduğu belirtiliyor.
KOÇOVALI İDRİS VE KÜRT İDRİS ARASINDAKİ BENZERLİK
Dizinin ilk bölümünde Bülent Ersoy, Koçovalı’ya özel konser veriyor. Kürt İdris'in de gerçek hayatta Bülent Ersoy ile böyle bir ortamı olduğu kaydediliyor. Ünlü kabadayı, sanat dünyasından da İbrahim Tatlıses, Yılmaz Güney'le doslukları ile biliniyor. Sunucu Esra Erol’un kayınbabası olan İdris Özbir, 2002 yılında akciğer kanserinden vefat etmişti.
Ayrıca İdris Özbir’in hayat hikayesinin, yakın zamanda film yapılacağı bekleniyor.
İşte dizide gelecek bölümün ilk sahnesi...
İDRİS ÖZBİR (KÜRT İDRİS) KİMDİR?
Türkiye’nin gelmiş geçmiş en afilli mafya babalarından olan İdris Özbir (Kürt İdris) kimdir?
İdris Özbir yani yer altı dünyasındaki namı ile Kürt İdris 1937 yılında Kars’ta dünyaya gelmiştir.
İstanbul’a geldiğinde bir kelime dahi Türkçe bilmiyordu. ”Kürt” lakabıda buradan gelmektedir. 1970′li yılların başında İstanbul şehrine gelerek mafyalık bazında ufak tefek suçlar işleyerek adını biraz olsun duyurmuştur. 1980 yıllarında bodyguard’lık yani kulüplerde ve barlarda fedailik yaparak çeşitli mafya babalarıyla da tanışma imkanı bulmuştur. Ünlü mafya babalarından Dündar Kılıç ile sıkı bir dost oldukları bilinirdi. Bir süre sonra kendi mafya grubunu kurmaya karar vermişti.
1990 yılından sonra işlediği suçlarla adını mafya dünyasına iyice duyuran ”Kürt İdris’‘ güvenlik güçleri tarafından da takip edilmeye başlandı. Kendisi yeraltı kariyerine, hazine arazilerini parselleyip satmaktan, çek – senet tahsilatı yapmaktan, kasten adam yaralamadan, adam kaçırma ve tehditten, ayrıca ulusrarası civaoksit kaçakçılığı gibi cezası yüksek tehlikeli işlerle uğraşmıştır. Ama tüm bunların yanında Kürt İdris, mafyalık yaptığı yıllar boyunca kadın ticareti ve uyuşturucu kaçakçılığı işine katiyyen girmemiştir.
Resmi kayıtlarda belirtilen başlıca suçları şunlardır:
• Suç örgütü yöneticiliği yapmak
• Silahla tehdit
• Çek – senet işleri
• Gasp
• Ufak çaplı silah kaçakçılığı
• Arazi mafyacılığı
İdris Özbir, İstanbul DGM’de görülen davada diğer sanıklarla birlikte yıldırma ve korkutma gücünü kullanarak çek – senet tahsilatı ile arazi ihtilaflarında aracılık yapmakla suçlanıyordu. 8 ay kadar cezaevinde yatan Özbir, 10 Nisan 2001 tarihinde suçsuz olduğu kesinleşince serbest bırakılmıştı.
Kendisi mafya babalığını faal olarak devam ettirirken işlediği suçlardan dolayı tam 10 kez idam cezasıyla karşı karşıya gelmiştir.
Ölmeden önce gazetecilere verdiği bir demeçte; “Mustafa Kemal’e, İsmet Paşa’ya, Kenan Evren’e ”baba” diyen bu millet bana da baba demiştir, sağ olsun” diyerek ilgiyi üzerine çekmeyi başarmıştır.
Bir dönem sırf eğlenmek amacıyla müzik piyasasına giren ama bu konuda mafyalık kadar başarılı olamayan Özbir’in, İbrahim Tatlıses’i kendi himayesine alıp ve yeraltı dünyasının temel taşı olan ünlü mafyalarıyla tanıştırdığı söylenir.
Bunun yanı sıra İdris Özbir, sanat camiasından ünlü şarkıcı Bülent Ersoy’la olan anısını şöyle paylaşmıştır; “Bülent Ersoy yiğittir. Eski zamanlarda Başkent Gazinosu’nda eğleniyoruz, yanımda iki profesör, üç milletvekili vardı. Polis mekana baskın yaptı. Bülent Ersoy yanıma gelip; ”Silahınız varsa verin saklayayım.” dedi. Çok duygulandım, meftun oldum ona. Olsa da sana vermem deyip teşekkür ettim.”
Özbir hayatı boyunca ilginçtir ki sadece bir kez cezaevine girmiştir. İdris Özbir kendi davalarında yargılanmaya devam ederken 2002 yılında akciğer kanseri nedeniyle hayatını kaybetmiştir. Özbir’in cenazesi ünlü mafya babalarına yakışır cinstendi. Şöyleki; Türkiye’nin önde gelen mafyaları, sanatçıları, politikacıları yani ülkenin en önde gelen şahısları cenazesindeydi.
Kürt İdris’in ölümünden sonra öz oğulları miras kavgası nedeniyle birbirleriyle çatışmışlardır.