Cumhurbaşkanı, CHP'nin "adalet" yürüyüşüne 28 Şubat hatırlatmasıyla tepki gösterdi

G20 Liderler Zirvesi'ne katılmak üzere Almanya'ya giden Cumhurbaşkanı Erdoğan uçakta, aralarında SuperHaber Genel Yayın Yönetmeni Cengiz Er'in de bulunduğu gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, G20 Liderler Zirvesi'ne katılmak üzere Almanya'nın Hamburg şehrinde...

Cumhurbaşkanı Erdoğan, cuma ve cumartesi günleri düzenlenecek 12'inci G20 Liderler Zirvesi süresince, bazı liderler ve uluslararası kuruluşların yetkilileriyle ikili görüşmeler gerçekleştirecek.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, temaslarına dün akşam Almanya Başbakanı Angela Merkel'i kabulü ile başladı.

Erdoğan, G20 Liderler Zirvesi'ne katılmak için geldiği Hamburg'da, ilk olarak Merkel ile bir araya geldi. Görüşme sonrası herhangi bir açıklama yapılmadı.

ERDOĞAN GAZETECİLERİN SORULARINI YANITLADI

Cumhurbaşkanı Erdoğan ayrıca, Almanya'ya gelirken uçakta kendisine gezisinde eşlik eden, aralarında SuperHaber Genel Yayın Yönetmeni Cengiz Er'in de bulunduğu gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Almanya ile yaşanan siyasi krizden, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun başlattığı "adalet" yürüyüşe kadar gündemdeki konularla ilgili çarpıcı mesajlar verdi.

- İşte Cumhurbaşkanı'nın gazetecilerin sorularına verdiği yanıtlar;

* Almanya intihar ediyor demiştiniz? Bu değerlendirmelerinizin Merkel ile yapacağınız görüşmeye yansıması nasıl olur?

Bunca yıldır sizlerle beraberim. Sadece Başbakan, Cumhurbaşkanı olarak 15 yıllık aktif siyaset sürecim var. Biliyorsunuz ben hiçbir sözümü sakınmam. Almanya’da yaşanan bazı olaylar maalesef üzücü. Mesala, Alman Başbakanlığı’nın önünde bir aracın üzerine benim, Putin ve Suud Kralı Salman’ın resimlerinin konulup suikast çağrısı yapılan bir pankart açılması... Bu Alman polislerinin gözü önünde, medyanın huzurunda yapılıyor. Bu tür şeylere müsaade edilmesi büyük felaket. Hem dost olacağız, hem NATO’da müttefik olacağız hem de bu tür şeylere müsaade edilecek, terör örgütlerine göz yumulacak!

Almanya’nın adeta teröristlere yataklık eden bir ülke görüntüsü vermesi üzücü. Nitekim Alman Gizli Polis Teşkilatı’nın son raporu da bu endişelerimizi doğrular nitelikte. O raporda PKK’lıların mevcudiyeti, orada büyük miktarda haraç topladıkları itiraf ediliyor. Bunu ben de sürekli dile getiriyorum.

Almanya Şansölyesi’ne 4 bin 500 dosya verdim, bir netice almış değiliz. PKK’lılar hala Alman polisinin güvencesinde orada en işlek caddelerde yürüyüşler yapabiliyorlar. Buna karşılık bizim ise orada soydaşlarımızla buluşmamıza engeller çıkarıyorlar. "Böyle bir şeye müsaade edemeyiz" diyorlar.

Ben de tüm bunlar karşısında diyorum ki, bu tutum bir siyasi intihardır! Tüm bunları elbette Merkel’le yapacağım görüşmede de dile getireceğim.

* Avrupa Parlamentosu’nun Türkiye ile yürütülen tam üyelik müzakerelirin askıya alınması yönündeki kararı hakkında ne düşünüyorsunuz?

Bunun bir kıymeti harbiyesi yok. Bu karar bizi bağlamaz.

* "Bizim için kıymeti yok" dediniz ama Avrupa Parlamentosu kararı bir ilk olma özelliği taşıyor. Merkel’le görüşmenizde bu konu da ajandanızda yer alacak mı?

Bu konu benim gündemimde yok. Ajandama alırsam önem vermiş olurum.

KATAR'DAN NİYE ÇEKİLELİM!

* Körfez’deki gerilimde Türkiye Katar’ın hakkını korurken Suudi Arabistan ve diğer ülkelerle ilişkimizin zarar görmemesine de özen gösteriyor. Bu gerilim Suudi Arabistan’la ilişkilerimizin bozulmasına neden olabilir mi? Çünkü diğer ülkeler Türkiye’ye aynı özeni göstermiyor gibi...

Biz, kendimizden sorumluyuz. Şüphesiz ki biz dostlarımızla münasebetlerin bozulmasını istemeyiz. Ancak zulme de rıza gösteremeyiz. Benim karakterim ve inancım bu. İlkelerimize riayet etmeyeceksek, batsın bu siyaset! Zulme rıza gösterilemez. Doğruları söylemekten çekinmemek lazım. Ben Katar’ın önüne konulan 13 maddeye baktığım zaman, bunu da bir siyasi intihar olarak görüyorum. Bunların ne devletler hukukunda yeri var ne de uluslararası ilişkilerde yeri var. Katar’a adeta “sen devlet değilsin” denilmek isteniyor. Bu iş değil. Hem basın özgürlüğü diyorlar hem "El Cezire’yi kapat" diyorlar. Basın özgürlüğünü savunanlar nerede? Bir tek Birleşmiş Milletler’den itiraz geldi, kabullenmek mümkün değil dediler.

Mesela “Türk üssü kapatılsın” deniyor. Ama ABD’nin Fransa’nın üslerine birşey dedikleri yok. Bana France 24 kanalı bana bu üs meselesini sordu. "Jest olsun diye çekilir misiniz?" diye sordu. Ben anlaşmamıza sadık olduğumuzu belirttim. Niye çekilelim? 13 maddeyi verenler istedi diye çekilmeyiz.

Bu Katar ile Türkiye arasında bir konu. Dolayısıyla böyle bir şeyi ancak Katar isterse, ancak Katar’a jest olsun diye yaparız. Kaldı ki 2014 yılında Suudi Arabistan için de bir üs önerisinde bulunmuştum. Katar’la ilk adımı attığımız o süreçte, Hadimü’l-Haremeyn Kral Selman’a arzu ederlerse Suudi Arabistan’da da bir üs düşünülebileceğini ifade etmiştim. Muhammed bin Selman da yanımızdaydı. Teklifimizi reddetmediler, değerlendireceklerini söylediler. Ancak üzerinden 3 sene geçti cevap gelmedi. Katar’ın cevapları yerinde. Mesela, CENTCOM ve Fransa’nın Katar’da üs kurmak için Körfez İşbirliği Konseyi’nden izin almadıklarına dikkati çekiyorlar.

Biz haklının yanında olmalıyız. Uluslararası camia bu gerilime sessiz kalmamalıdır. Bu, uluslararası hukuku da ilgilendiren bir konudur. Katar’a "terör devleti" demek de büyük iftiradır. Ben Baba Emir’i de hali hazırdaki Emir Temim’i de gayet iyi tanırım, Katar iddiaların tam tersine teröre karşı sürekli mücadele etmiş bir ülkedir.

AFRİN'E OPERASYON DÜZENLENECEK Mİ?

* Afrin konusu masaya gelecek mi? Almanya’da Putin ile de görüşeceksiniz. Türkiye’nin Rusya’dan talepleri ne olacak?

Çatışmasızlık bölgelerine ilişkin atılacak adımlar zaten harita üzerinde de belli. Rusya’nın bu konuda bir rahatsızlığı yok. Biz Rusya ile bu bölgeyi belirlemişiz. Afrin’den bize olan saldırılar Rusya’nın kontrolü dışında olan olaylardır. Biz de bunlara angajman kuralları içinde karşılık vermeye devam ediyoruz. Bu Azez bölgesi ve Mümbiç için de geçerlidir. ABD Başkanı Donald Trump’la zaten telefonda yeni görüştük. Hamburg’ta bir görüşme fırsatı olur mu, bilemiyorum. Ama ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson ile pazartesi günü İstanbul’da zaten görüşeceğiz.

* MİT TIR'ları konusunda ilginç bilgiler açıkladı başsavcı. Kumpası organize eden "imam"ların ABD diplomatik temsilcilikleriyLe görüşme yaptığı konuşuldu. Adil Öksüz iddianamesinde de benzer bir durum söz konusu. Değerlendirmeniz nedir?

Bu sorduğunuz halen devam eden yargılamayla ilgili bir konu. Ancak Batılılar FETÖ konusunda dikkatli olmalılar. Mesela Avrupa Parlamentosu’nun raporunda bu hususta çelişkiler de var. Bir taraftan darbe girişimini kınıyorlar, diğer taraftan da iltica eden FETÖ mensuplarına kapısını açan ülkelere teşekkür ediyorlar. Bu nasıl iş? Biz Batılı müttefiklerimizi bu örgütün tehlikeli olduğu hususunda sürekli uyarıyoruz. Buna ABD de dahil. Orada 400 dönüm arazi, terörİst başının kullanımında.

"Charter" okullar sayesinde yıllık 750 milyon dolar gelirleri var. Bu örgüt yarın onların da başına bela olacak. Hem insan yetiştiriyor. Hem de parasal kaynak elde ediyorlar. Biz gerekli uyarıları yaptık, yapıyoruz. Obama’ya da söyledik, Trump’a da. Avrupalılara da söylüyorum. Teröre bulaşanları, darbeye karışmış olanları Batı’nın himaye etmesini doğru bulmuyoruz.

HANİ "ANKARA'DA YARGIÇLAR VAR" DİYORDUNUZ!

* CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun "adalet" yürüyüşünü nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ben Kılıçdaroğlu’nun bir adalet anlayışına sahip olduğunu düşünmüyorum. Şu anda yürüyor. Yürürken aslında kamu düzenini de bozuyor. Halbuki yürümek yerine pekala miting yapabilir. Niye yapmıyorsun? Tutturmuş "adalet". Senin adaletle ne işin var? Biz partimizi bunun üzerine kurduk...

Bu kadar adil isen sen kendi partinde genel başkanlığa aday olanları ne diye anında yedin? Grup toplantısında kendisine itiraz eden için “atın bu adamı” diyen o değil miydi? Hani adildin?

Bunların siyasi geleneğinde bu var. Mesela merhum Ecevit Başbakanlığı döneminde Merve Kavakçı’yı sadece başörtüsünden dolayı Meclis'ten attırdı. “Atın bu kadını” dedi. Neydi Kavakçı’nın suçu? Başörtülü olmak. Hani adalet? Partimizin kapatılma girişimi esnasında ne dediler? O zamanki genel başkanları “Hamdolsun ki Ankara’da yargıçlar var” dediler. Meclis'te tek başına iktidar olan bir partinin kapatılması için anayasanın 138. maddesini de ihlal ederek tavsiyede bulundu: “Hamdolsun ki Ankara’da yargıçlar var!”

Üzerinde "adalet" yazan tişörtle yürümekle adalet gelmez. Yapacaksan miting yap. Boşuna yorulma. Yolu kapatarak o güzergahı kullananları adeta isyan ettiriyorlar. O sıcakta saatlerce trafikte kalanlar var. Buna rağmen koruma altına alıyoruz. Kimler kimlerle yürüyor? PKK örgütünün arkasında olduğu siyasetçilerle bunlar omuz omuza yürüyorlar. Milletimiz tüm bunları görüyor, gerekli değerlendirmeyi yapar.

* 15 temmuz yargılamaların ağır yürüdüğüne ilişkin şikayetler var. Değerlendirmeniz nedir?

Yargı süreci devam ediyor. Enis Berberoğlu ile verilen karar önemli bir adımdır. Bağlantısı nedir? Yurt dışına kaçmış olan kişidir. Servisi yapan bu.

Bunun dışında birinci mahkemelerden çıkan kararlar var. Bunların temyizi mümkün olduğu için dikkati çekmiyor. Yıl sonuna kadar ciddi manada mahkumiyet kararları gelecektir diye düşünüyorum.

CUMHURBAŞKANI 29 GÜNLÜK "DEMOKRASİ NÖBETİ" TUTULMAYACAĞINI AÇIKLADI

* 15 Temmuz tarihinin demokrasi bayramı şeklinde kalması için çağrınız olur mu?

Bizim planımız 29 günlük demokrasi nöbeti değil. 11'inden itibaren Türkiye genelinde tüm teşkilatlarda hatm-i şerifler indirilsin dedik. 14 Temmuz'da Ankara’da Külliye'de Millet Camii'nde cuma namazını müteakiben bunların duası yapılacak. Ayın 15’inde Meclis'te özel gündemle bir toplantı yapılacak. Ben de askeri erkanla beraber katılacağım. Oradan İstanbul'a hareket edeceğim. İstanbul'da o saatte Anadolu Yakası'nda girişte sağ tarafta şehitlerimiz için makam yapıldı. 250 selvi var yol güzergahında. Her şehidin altında künyesi var. O makamın ayetle çerçevelenmiş ortak bir girişi olacak. Her biri 5,5 metre yükseklikte farklı girişleri olacak. İnşallah belli bir süre sonra mimarımız uygun bir yeri belirledi, orada bir müze de planlıyoruz. Şehitlerin objelerini sergilemek gibi bir düşüncemiz var. Benzerini Ankara’da Külliye’nin karşısında yapıyoruz. O farklı bir proje. Orada bizim "Tek millet, tek devlet, tek vatan, tek bayrak" ile sembolleşen bir makam söz konusu. Tepesinde hilal ve yıldız var. Orada da şehitlerin isimleri olacak. Onun açılışını ise 16 Temmuz'da sabah yapacağız. Millet Camii'nde sabah namazı kılıp gelip oranın açılışını yapacağız. O gün bazı etkinlikler saat 24’e kadar tüm illerde devam edecek. Saat 24’te etkinlikleri bitireceğiz. İki gün içinde tüm vatanda etkinlikler olacak.

SURİYE, KIBRIS, KATAR...

7-8 Temmuz tarihlerinde 12’ncisi düzenlenecek G-20 Zirvesi’ne katılmak üzere Almanya’nın Hamburg şehrine hareket ettik.

Küresel ekonomik işbirliğinin ana platformu haline gelen G-20’de yapılan görüşmeler, alınan kararlar büyük önem taşıyor.

İnşallah bu toplantıda küresel ekonominin mevcut durumunu masaya yatıracak; büyümeyi, ticareti, yatırımları ve ekonomiyle ilgili diğer konuları istişare edeceğiz.

Ayrıca, G-20 ülkelerinin uygulayacakları politikaları özetleyen Hamburg Eylem Planı’nı ve ülkelerin Büyüme Stratejileri’ni değerlendireceğiz.

Bu eylem planı ve stratejiler; mali ve parasal politikaların yanı sıra; yatırım, ticaret, rekabet ve istihdam alanlarında da önemli yapısal reform taahhütlerini içeriyor.
Bildiğiniz gibi küresel finansal krizden bu yana sektörün krizlere karşı direncini artırabilmek için önemli düzenlemeler yapıldı.

G20 de bu düzenlemelerin hayata geçirilmesine öncülük etti.

Uluslararası finansal mimarinin ve küresel finansal güvenlik ağlarının daha da güçlendirilebilmesi için de yine G20 olarak kriz sonrası dönemde ciddi adımlar attık.

İnşallah bu zirve, tüm bu adımların etkilerini değerlendirmek için önemli bir fırsat teşkil edecek.

Serbest ve adil uluslararası ticaret, bugüne kadar küresel ekonomik büyümenin motoru oldu.
Ancak, kriz sonrası dönemlerde bazı ülkeler, ekonomik toparlanmalarını hızlandırabilmek adına korumacılığa yöneldi.

Biz, Türkiye olarak, başından beri korumacılıkla mücadele edilmesi gerektiğine ve ticaretin serbestleştirilmesine vurgu yaptık.

Hamburg Zirvesi’nde de yine serbest ticaret vurgumuzu daha da güçlü bir şekilde yineleyeceğiz.

2015 yılındaki dönem başkanlığımızda en az gelişmiş ülkelerin kalkınmasını öncelikli konulardan biri yapmıştık.

Bu yıl dönem başkanlığını yürüten Almanya, bizim bu çabamızı Afrika kıtasını bir odak noktası olarak belirleyerek sürdürüyor.

MÜLTECİ KRİZİ

Yine dönem başkanlığımız esnasında mülteci krizinin hafifletilebilmesine ilişkin çalışmalar düzenlemiştik.

Alman dönem başkanlığı göç-mülteciler konusundaki bu çalışmayı da düzenli göçün ekonomik katkılarını da içerecek şekilde devam ettiriyor.

Mültecilere ilişkin olarak, bizim perspektifimiz, bu meselenin hem orta ve uzun hem de kısa vadeli yönlerinin birlikte değerlendirilmesi gerektiğidir.

Kısa vadede, uluslararası dayanışma ve yardımlaşmayı bir an önce tesis etmeliyiz.

Orta ve uzun vadede ise insanları göçe zorlayan esas sebepleri ortadan kaldıracak adımlara yönelmeliyiz.

Yüksek sınır duvarları ve dikenli tel örgüler arkasına saklanarak huzur aranmaz.

Mültecilerin dramlarını görmezden gelerek, bu insanları dışlayarak, gettolara mahkum ederek meselenin çözülemeyeceği ortadadır.

Hamburg’da da tekrar bu hususların altını çizeceğiz.

Barış ve istikrar, güçlü bir ekonomiye ulaşmada kritik öneme sahiptir.

TERÖRLE MÜCADELE

Bugün küresel istikrarı tehdit eden en ciddi bela; terördür, teröristlerdir.

Son saldırılar, dünyanın hiçbir ülkesinin terör tehdidinden uzak olmadığını göstermiştir.

Bakınız biz yıllardır, terörle mücadelede ilkeli, tutarlı ve kararlı bir duruş sergilenmesi gerektiğini vurguluyoruz.

Farklı gerekçelerle teröre şaşı bakmanın, eli kanlı caniler arasında ayrım yapmanın yanlışlığını ifade ediyoruz.

Unutulmamalıdır ki; terörle çuvala giren, ısırılmaktan kurtulamaz.

Hiç kimsenin kısa vadeli hesaplar adına geleceğimizi karartmaya hakkı yoktur.

Ülke olarak, gerek DEAŞ, gerek PKK-PYD, gerekse FETÖ konusunda, muhataplarımızı bilgilendirmeye, uyarmaya devam edeceğiz.

Her yıl PKK terör örgütü Avrupa’da on milyonlarca Avro para topluyor.

Terörün finansmanının engellenmesi noktasında Avrupalı ülkelere önemli sorumluklar düşüyor.

Bütün bu hususları inşallah Hamburg’da ayrıntılarıyla ele alacağız.

Resmi toplantıların dışında pek çok ikili görüşme de gerçekleştireceğiz. Bu kapsamda dünyanın önde gelen ülkelerinin liderleri ve uluslararası örgüt yetkilileriyle bir araya geleceğiz.

ERDOĞAN KATAR KRİZİNİ G-20 ZİRVESİNE TAŞIYACAK

Yapacağım görüşmelerde özellikle Orta Doğu ve Körfez Bölgesindeki son gelişmelere değineceğim.

Katar meselesi gündemimizde olacak…

Körfez’deki kardeşlerimiz arasında gerginlik, kırgınlık, kriz arzu etmediğimizi her fırsatta ifade ettik, ediyoruz.

Sorunun aşılması, sağduyu ve aklıselimin hâkim olması için ilk günden beri büyük çaba gösterdik.

Bu krizin “devletlerin egemenliğine saygı çerçevesinde” çözülmesi için elimizden geleni yapmayı sürdüreceğiz.

"FIRAT KILICI" HAZIRLIĞI VAR MI?

Suriye politikamızı, beklentilerimizi de bu zirve vesilesiyle muhataplarımıza bir kez daha aktaracağız.

Fırat Kalkanı Operasyonu, sınırlarımızı DEAŞ teröründen temizlediği gibi, 100 binin üzerinde Suriyeli kardeşimizin de evine dönmesini sağladı.

İhtiyaç ve gerek duyduğumuzda benzer adımları atmayı sürdüreceğiz.

RAKKA'DA YAŞANANLARA TEPKİ

Rakka operasyonunda taşeron rolü verilen terör örgütünün yol açtığı sıkıntıları, işkenceleri, insanlık dışı zulümleri hep beraber izliyoruz.

DEAŞ terörünü aratmayan sahneler yaşanıyor.

Meşru aktörlerle, sahanın gerçek sahipleriyle işbirliğine gidilmediği zaman, ortaya çözüm yerine işte böyle çetrefilli sorunlar çıkıyor.

Temennimiz; yanlışta ısrar edilmemesi, Suriye’nin ve bölgenin geleceğinin daha fazla tehlikeye atılmamasıdır.

KIBRIS SORUNU

Hamburg’da ayrıca Kıbrıs müzakerelerinde gelinen son nokta hakkındaki görüşlerimizi de paylaşacağız.

İkili görüşme yapacağımız liderler arasında Almanya Başbakanı Merkel ve Rusya, İngiltere, Japonya, Meksika, Güney Kore, İtalya, Arjantin, Meksika devlet ve hükümet başkanları da var. / SuperHaber

İkinci büyük pazar oldu! ABD’ye ihracat 16 milyar dolara koşuyor Fenerbahçe En-Nesyri'ye gelen 34 milyon euroluk teklifi reddetti O illerde eğitime ara verildi
Sonraki Haber