Cumhurbaşkanı Erdoğan: Şu anda karşınızdaysam milletim sayesinde

İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:

21. yüzyılın ilk çeyreğinde insanoğlu bilim, ekonomik gelişme ve sağlık şartları bakımından tarihinin en ileri dönemini yaşıyor. Ancak bir de bu tablonun utanç verici karanlık yüzü var.

Irak, Suriye ve pek çok ülkede yüzbinlerce kişi öldürülmeye devam ediyor. Ölüm ve zulümden kaçan mülteciler Avrupa şehirlerinde aşağılayıcı muamelelerle karşı karşıya kalıyor.

DAEŞ, El Nusra, PYD ve YPG gibi terör unsurları eylemlerini sürdürüyor. Kafkasya’da sıcak çatışma riski var. Yemen’den Ukrayna’ya pek çok sorun bizleri bekliyor. Dahası pek çok ülkede açlık ve hastalıklar var.

Bu sorunlar ve krizlerin çoğu aslında kolayca çözülebilecek mahiyette. Gelecek nesillerin huzuru bugünden atılacak adımlara ve alınacak tedbirlere bağlı. Sorunların üzerine kararlılıkla gidilmeli.

“Bugün karşınızda duruyorsam milletim sayesinde”

Türkiye olarak 15 Temmuz gecesi FETÖ’nün hain darbe girişimine maruz kaldık. Bu terör örgütü 241 vatandaşımızı şehit etti 2 bin 194 vatandaşımızı da yaraladı. Parlamento binamız, Cumhurbaşkanlığı külliyemiz, emniyet teşkilatımızın birimleri bu terör örgütü tarafından savaş uçaklarıyla bombalandı. Tanklar sokaklarda insanları ezip geçti. Helikopterlerden askeri araçlardan sivillerin üzerine ateş açıldı. Bu darbe girişimi milletimizin demokrasisine, geleceğine ve anayasal düzenine kahramanca sahip çıkmasıyla bertaraf edildi. Bugün karşınızda duruyorsam milletimin 15 Temmuz’daki duruşu sayesindedir.

Dünyaya FETÖ’ye karşı önlem çağrısı

Türkiye’deki darbe girişşimi dünya demokrasisine de yapıldı. Örgütün amacı toplumun her aşamaına sızmak ekonomik kaynaklara sahip olmaktır. Tüm dostlarımıza kendi güvenlikleri ve ülkelerinin geleceği için FETÖ’ye karşı tüm önlemleri alma çağrısı yapıyorum. Yarın çok geç olabilir. Bu örgüt artık hiçbir şekilde Türk adını kullanamaz

“Suriyeli mültecileri almaya devam edeceğiz”

6 yılda yaklaşık 6 milyon kişi evlerini terk etti. Bunların 3 milyon kadarı benim ülkemde.

İnsani görevimizi yapmaya devam edeceğiz. Dünya almayabilir, Batı almayabilir ama biz alacağız. Bu tür bir felaket karşısında insanlara kapılarımızı açmak zorundayız.

Şu ana kadar toplamda 25 milyar dolar kadar harcama yaptık Türkiye olarak. BM’den gelense 525 milyon dolar. Avrupa birliği sözlerini tutamadı. UNICEF’e sadece 178 milyon dolar gönderdiler. Ama Türkiye’ye yardım gelmedi.

Komşumuz Suriyelilerin yaşadığı bu kıyamete sessiz kalmadık, kalmayacağız. Ülkemize sığınanlara hiçbir ayrım gözetmeden kucak açtık. Türkiye’deki çadır ve konteyner kentlerde misafir ettiğimiz bu insanlarla ilgili desteğimizi sürdüreceğiz. Başta AB olmak üzere bize katkı sözü verenler hala sözlerini yerine getirmediler ve getirmelerini bekliyoruz Aynı şekilde BM…

“Tel örgüler ve duvarlarla çözüm aranmaz”

Avrupa’ya sesleniyorum… Dikenli tel örgüler ve yüksek duvarların arkasında çözüm aramak beyhudedir. Suriye’de siyasi çözüm sürecinin hayata geçirilmesi, mültecilerin iş ve entegrasyon sorunlarının çözülmesi için daha fazla vakit kaybedemeyiz...

“Fırat Kalkanı Suriye’de denge için kritik önemde”

Bizim Suriye’nin topraklarında asla gözümüz yoktur. Suriye muhalefetine verdiğimiz destekle başlayan Fırat Kalkanı harekatı, umutsuzluğun hakim olduğu bölgede istikrar ve dengenin yeniden tesisi için kritik önemde.

Uzun zamandır güvenli bölge çağrısı yapıyorduk. Suriye ile 911 km sınırımız var ve tehdit altındayız. Sabrettik, sabrettik, sabrettik.. Ancak 224 ağustosta Gaziantep’te bir düğün merasiminde 14 yaşındaki çocuğu canlı bomba yapıp 56 kişiyi öldürdüler. 100’e yakın insan yaralandı. O ana kadar duran Türkiye artık duramazdı.. Ilımlı muhaliflerle birlikte harekete geçtik. Cerablus ve Rai’de DAEŞ’i derdest ettik. Bölge Azez’den Fırat’a kadar bir terör koridoru olmaktan çıktı. Bugün bizim yaptığımız operasyonun amacı güvenli bölgeyi fiili olarak hayata geçirmek

Uçuşa yasak bölge çağrısı

Güvenli alan ilan ettiğimiz yerlerin uçuşa yasak bölge ilan edilmesi için kararlı bir duruş sergilenmeli.

Suriye’de ateşkes çabaları

Ateşkes ortadan kalktı, BM konvoyuna saldırı yapıldı. Suriye rejimi BM gözetimindeki yardımların acil insani yardıma ihtiyacı olan Halep halkına ulaştırılmasına izin vermedi. Rejimin insanları açlığa mahkum ederek izlediği “ya teslim ol, ya öl” politikasına BM Güvenlik Konseyi daha ne kadar müsaade edecek?

Musul operasyonu

Musul operasyonu bölge halkının hassasiyetleri göz önünde bulundurarak yapılmalı aksi halde bir milyon daha mülteci çıkabilir.

Filistin sorunu

İki devletli çözüm ve başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin devleti kurulmalı.

İsrail ile normalleşen ilişkilerimizi gerek barış sürecinin kolaylaştırılması gerekse Filistinli kardeşlerimizin yaşadığı insani ve ekonomik sıkıntıların giderilmesi için kullanıyoruz.

Gazze’ye yardım faaliyetlerimiz sürüyor. Dünya insani Zirvesi Mayıs ayında ilk defa Tükirye’nin ev sahipliğinde düzenlendi.

Dünyada en az gelişmiş ülkelere destek noktasında İlk 3 sırada ABD, Türkiye ve İngiltere var.

GSMH’ye oranla ise birinci sırada Türkiye yer alıyor.

Mülteci akını

Düzensiz mülteci göçüne kaşı da en fazla çaba gösteren ülkelerden biriyiz. Ülkemizin girişimleri ile konu BM gündemine alındı. AB ile de çabalarımızı sürdürüyoruz. Ege Denizi’nden günlük geçiş sayısını 7 binden 50’ye kadar düşürdük. Türkiye üzerine düşeni başarıyla yerine getirdi. Ancak AB verdiği sözleri unuttu, karşımıza sürekli suni mazeretler çıkardı.

“Dünyayı 5 ülkenin iki dudağı arasına mahkum edemezsiniz”

BM’nin reforme edilmesi gerekli. Sayın Ban ki-Mun’un çabalarını takdir ediyoruz. Ama BM Güvenlik Konseyi reforme edilmedikçe bu çabalar başarıya ulaşmaz. Biz “Dünya 5’ten büyüktür” mesajımızı her fırsatta dünya kamuoyuna hatırlatıyoruz. Birinci Dünya savaş şartları içinde yapılmış BM Güvenlik Konseyi’nin aynı şekilde yaşamamız mümkün değil. 5 ülkenin iki dudağı arasına dünyayı mahkum edemezsiniz.

Biz diyoruz ki 20 ülke olsun, 2 yılda bir değiştirilsin. Tüm dünya burada yerini alsın..

Bu konuda mümkün olan en geniş uzlaşmayı bu genel kurul sağlamalı. “Sesimizi çıkarırsak ne olur?” diye düşünürseniz yanlış olur. Siyasetçi omurgalı olacak. Sözünün arkasında duracak. Adalet ve Demokrasi bu şekilde sağlanabilir.

İslam karşıtlığı

İslam karşıtlığı yurtdışında milyonlarca vatandaşı olan Türkiye için çok önemli bir konu. 10 yıl önce İspanya ile oluşturduğumuz medeniyetler ittifakı girişimi bu tehlikeleri önlemeyi amaçlıyordu.

71. Genel Kurul’un yaşanan acıları dindirmek için bir başlangıç olmasını diliyorum.