Cumhuriyet'in eski genel yayın yönetmeninden tokat gibi sözler

Cumhuriyet'in eski genel yayın yönetmenlerinden İbrahim Yıldız: Teröriste terörist diyemediler, gazete battı!

Cumhuriyet Gazetesi'ne operasyon gündeme bomba gibi düşerken, gazetenin eski genel yayın yönetmenlerinden İbrahim Yıldız'dan da konuya dair ilk kez açıklama geldi.

Suskunluğunu Medyaradar'dan Alev Gürsoy Cimin'e bozan Yıldız, "Can Dündar ve ekibi gazeteyi iyi yönetemedi, batırdılar, dilleri, habercilikleri sorunluydu ama yine de operasyon basın özgürlüğüne darbedir" dedi.

"GAZETE SON DERECE YANLIŞ YÖNETİLDİ, BATIRILDI"

Öncelikle gazetenin eski genel yayın yönetmeni ve 35 yıllık emektarı olarak Cumhuriyet'e yapılan operasyon konusunda ne düşünüyorsunuz?

Bu operasyonu gerçek gazeteci olan hiç kimse kabul edemez. Hele de Cumhuriyet gibi neredeyse ülke ile yaşıt bir gazetenin bu şekilde gündeme getirilmesi hiç kabul edilemez. Bunu basın özgürlüğüne büyük bir darbe olarak düşünüyorum. Ama bir de şu var; gazete yanlış yönetildi. Bu çok açık ve net ortada. Gazeteye yazık edildi. Özellikle son iki yıldır gazete son derece kötü yönetildi. Bunun hiç bir açıklaması olamaz. Mali olarak adeta çökertildi, borç batağına sokuldu. Bu nedenle gazetenin Ankara'daki beş katlı binası ile Nadir Bey'in bir dairesi, İzmir'deki ve Adana'daki büroları satıldı, hatta kapatıldı. Son iki yıl içerisinde hem mali olarak hem siyasi olarak gazetenin çizgisinin değiştiğini de gördük. Bu durum oraya yıllarını veren, gönlünü ömrünü veren biri olarak son derece beni üzüyor.

Peki tüm bunlar bu operasyonu meşru mu kılıyor?

Asla. Başında da söyledim. Bunu kabul etmek mümkün değil. Basın özgürlüğüne yönelik bir operasyondur. Hiç kimse yazdığından ya da yaptığı haberden dolayı gözaltına alınamaz.

"BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNE LEKE VURULMASIN"

Bir kayyumdan bahsediliyor ve bunu herkes de dillendiriyor. Cumhuriyet'in başına da böyle bir şeyin gelmesi söz konusu olabilir mi?

Bunu ben bilemem ama artık hiç bir şeye de şaşırmamak lazım. Dilerim böyle bir şey olmaz ki olmamalı da. Yine böyle bir şey olduğunda buna en çok yine biz üzülürüz. Bunlar yasal süreçler tabii bilemeyiz. Ama şunu söyleyebilirim ayın 24'ünde bir mahkeme var. Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne bir şikayet dilekçesi verilmişti. 2013'te yapılan vakıf yönetim kurulunun yeterli sayıda olmadığı için bir dilekçe verildi Alev Coşkun tarafından. Vakıflar Genel Müdürlüğü de bu dilekçeyi haklı buldu ve 24 Kasım'da İstanbul'da yapılacak mahkemeye gönderdi. Diyor ki yani yeniden bu seçimi yapın. Zaten yeniden seçim yapıldığı zaman, büyük ihtimalle gelen yönetim gazete içerisinde yeni bir organizasyonu kuracaktı. Bakın orada çok iyi yazarlar var, haksızlığa uğrayanlar da var. Bence gazeteden bir hınç alındı diye düşünüyorum. Vakıf Yönetim Kurulu'nda kim varsa hepsini almışlar. Bir de iki tane muhasebenin eski ve yeni müdürünü almışlar. Bir usulsüzlük varsa elbette incelensin ama basın özgürlüğüne de leke sürülmesin.

"BEN GAZETECİYİM, MUHBİR DEĞİL, SON DERECE ÇİRKİN BİR İFTİRA"

Peki siz MASAK'A gazeteyle ilgili bir şeyler aktardınız mı, böyle bir iddia var. Gizli tanıklık, ihbarcılık gibi. Şahsınıza yönelik...

Ne MASAK ne de bir başka yere Cumhuriyet'le ilgili tek bir satır anlatmadım, anlatmam da. Bu bir kez dünyanın en rezil iftirası. Ben Cumhuriyet'i evimde bile bu şekilde konuşturmam. Bunlar tamamen uydurma. Ben Cumhuriyet Gazetesi'nin kimliğine zarar gelmesini istemem, getirecek hiç bir işe de imza atmam. Ben o gazeteye 3 yılımı verdim. 14 Yılda en tepesindeydim, genel yayın yönetmenliğini yaptım. Benimle ilgili bunu kim nasıl düşünür hala aklım almıyor. Gazetenin yanlış yönetildiğini düşünüyorum ama bun benim eleştirim, hem de haklı eleştirim ama gidipte gazeteyi başka yerde başka işlere alet etmem. Ben gazeteciyim, muhbir değil. İki yıldır da buraya dair kimse ile konuşmadım hatta şu an ilk kez sana konuşuyorum. Yapılan operasyonu da kabul etmem mümkün değil, altını çizerim tekrar...

Cumhuriyet'e destek ziyaretine gidecek misiniz?

Her zaman elbette. Orası benim yuvam... Her zaman Cumhuriyetçilerin yanındayım. Şunu belirtmemde fayda var; ben orayı 2014'te bıraktığımda tek kurul borcu yoktu, şimdi gazeteyi borç batağına soktular. Batırdılar resmen...

"KÖTÜ YÖNETİM SERGİLEDİLER"

Can Dündar'dan sonraki Cumhuriyet'ten mi bahsediyorsunuz?

Evet Can Dündar geldikten sonra mali olarak gazeteyi hakikaten borçlandırdılar ve batırdılar, çok kötü bir yönetim sergilediler. Gazete adına büyük kayıp...

"BİZDEN SONRA TERÖRİSTE TERÖRİST BİLE DİYEMEDİLER, DİLLERİ SORUNLUYDU"

Mali olarak dediniz habercilik olarak da bu ekipten sonra Cumhuriyet'in haber politikası çok tartışıldı, siz o habercilik dilini nasıl buluyordunuz?

Elbetteki Cumhuriyet eski Cumjhuriyet değildi ve haber dilini ben de eleştiriyordum. Bizim dönemimizde her zaman teröre terör, teröriste de terörist derdik. Ama şimdi ne yapıyorlar? Bir dönem gerilla dediler PKK'lı teröristlere şimdi de PKK'lılar diyorlar halbuki PKK'lı teröristlerdir onlar. Öyle demeleri lazım bu çok zor değil. Hala öyle... Silah kullanan kişi teröristir ve teröriste de terörist denir arkadaş. O konuda çok hatalılar...Dahası da var ama konuşmaya gerek yok. Şu an gazeteyi tartışma zamqanı değil. Şu an bu operasyonda gazetenin yanında durma zamanı. Konu kişiler değil CUMHURİYET. Röportaj: Alev Gürsoy Cimin / Medyaradar

"Yürüyen zatürre" alarmı: Okul çağındaki çocuklar risk altında! Kızılcık Şerbeti Pembe'ye büyük tuzak! Kent uzlaşısı aslında neden yapıldı? CHP o tuzağa düştü mü?
Sonraki Haber