Tarihimizde o geceyi hiç iyi hatırlamayacağız. Silahsız ve sivillere namluların doğrultulduğu, kendi uçaklarımızca TBMM binasının ve milli kurumlarımızın havadan bombardıman edildiği, seçilmiş Cumhurbaşkanı’na suikast girişimlerinin üstüste icra edildiği, emir komuta zincirinin parçalanıp, Genelkurmay Başkanı’nın ve kuvvet komutanlarının rehin alındığı, askerin askere ve polise silah kullandığı 15 Temmuz gecesi hafızalarımızda yerini hep koruyacak…
Detaylar ortaya çıktıkça insanın kanını donduran, bu kadar da olur mu diye, artık her seferinde bir başka şaşkınlığı bizlere yaşatan gerçeklerle yüzleşiyoruz. Bir kez daha, Türk milletini ve devletini Yüce Allah’ın koruduğuna kanaat getiriyoruz.
Düşmandan korkmayız. Bin yıldır Anadolu’yu yurt tutan bir milletin Allah’dan gayrısından korkması zaten mümkün değildir. Harbe de hazırdır, barış içinde yaşamayı da bilir. Ancak, düşman dışardan değil, içerden ve bir ihanet şebekesi olarak karşımıza çıkarsa buna bir hazırlık nasıl mümkün olabilir?
Mesele iktidar, muhalefet meselesi değildir, mesele Cumhurbaşkanlığı, Başkanlık sistemi meselesi değildir. Mesele sistem eleştirisi değildir. Burada, çok açık ve net bir şekilde ortaya çıkmıştır ki, emir komuta zinciri içinde olması gereken, bunun için tüm hayatları boyunca eğitilmiş kitlede dahi, emir ve komuta, mesleki hiyerarşi içinde değil, bir başka illiyet bağı ve ağı üzerinden işletilmeye çalışılmıştır.
Kendi komutanına silah doğrultan, ellerini kelepçeleyip, gözlerini bağlayıp, rehin alan bir anlayışın; hayatından, güvenliğinden sorumlu olduğu Cumhurbaşkanı’nın suikastına zemin hazırlayan bir yaverin kahraman Türk ordusunun bir parçası olduğunu, Kurtuluş Savaşını yürüten, her üyesi cephelerde askerle fiilen harbe iştirak eden, devleti kuran Gazi Meclis’i bombalayan pilotların bu ülkeyle tarihi, kültürel veya sosyal bir bağı, ülke ve vatan sevgisi olduğunu, içinden çıktığı halka silah doğrultan, kurşun ve bomba yağdıran bir anlayışın akıl ve ferasetinin bulunduğunu nasıl söyleyebiliriz?
Şoktayız. Tepemizde uçan ve her yana bomba bırakan uçakların şoku değil bu. Özene bezene eğittiğimiz, en yüksek imkânlarla donattığımız, gözbebeğimiz ordumuzu, namusumuz olan yurdumuzu emanet ettiğimiz insanların ihanetinin şokundayız.
Siyaset kurumunun basireti, halkın sağduyusu, komuta kademesinin feraseti, polisimizin cesareti ile bir büyük beladan kurtulduk.
MHP Lideri Devlet Bahçeli, devlet adamlığı kumaşını bir kez daha gösterdi. Başbakan Binali Yıldırım’la yaptığı telefon görüşmesinde bu darbe girişimine karşı hükümetin ve demokrasinin yanında durduklarını beyan etti. CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun da aynı şekilde darbe karşıtı tavrı net bir şekilde medyaya yansıdı. Binali Yıldırım ise, başbakan olarak kudretini gösterdi ve ilk andan itibaren darbeye, darbecilere karşı mücadeleden taviz vermeyeceklerini gösterdi.
Kuşkusuz ki, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın halkın darbecilere karşı durmasını istemesi ve kendisinin de her şeyi göze alarak İstanbul’a ulaşması büyük bir kahramanlıktır. Diğer yandan Cumhurbaşkanı’nın hayatını ortaya koyarak halkla buluşması darbenin başarısız kalmasının en önemli amilidir.
Bombalar altında bile korkmayan TBMM, neden Gazi Meclis olduğunu ve anıldığını bir kez daha hatırlatmıştır. Medyanın olayların başından itibaren takındığı cesur, vatansever tavır ise, zaman zaman eleştirsek de, yanlışlarını yüzlerine vursak da son derece vakur, saygıdeğer ve demokrasiye yürekten bağlı bir tavır olarak tarihte anılmaya layıktır.
Milletimiz bir zorlu badireyi atlatmıştır. İnşallah tekerrür etmez. Ancak, bu hal gösteriyor ki, gevşemeye gelmez. Demokrasiden, hukukun üstünlüğünden, insan hak ve özgürlüklerinden taviz vermeksizin, her türlü antidemokratik, darbeci, terörist anlayışın, ihanet odağının tasfiyesi kararlılıkla sürdürülmelidir.
Bu yüzyılda, bu vahim olayları millete yaşatanlara karşı hiçbir müsamaha olmaz. Olmamalıdır.
Son olarak, Türk Silahlı Kuvvetleri’mizin de yıpratılmasının önüne geçmek, bu darbenin asli mağdurlarından birisi olduğunu gözden kaçırmak da son derece tehlikelidir. Bu ordu bizimdir, gözbebeğimizdir. Asildir. İçinden ihanet edenler çıkmasına rağmen, mayası o kadar sağlamdır ki, ülkeyi de, sistemi de, milleti de, demokrasiyi de yine bu ordunun azim ve kararlılığı bu badireden çıkarmıştır.