Darbe girişiminin kritik ismi Partigöç savunmasını yaptı...
Darbe girişimi sırasında Genelkurmay Başkanlığı’ndaki eylemlerle ilgili aralarında sözde ’Yurtta Sulh Konseyi’ üyelerinin de bulunduğu 221 sanık hakkında açılan davada, eski Tuğgeneral Mehmet Partigöç, savunmasını yaptı. Partigöç mahkemeden mal varlığı üzerindeki tedbirin kaldırılmasını talep etti.
Darbe girişimi sırasında Genelkurmay Başkanlığı’ndaki eylemlerle ilgili aralarında sözde ’Yurtta Sulh Konseyi’ üyelerinin de bulunduğu 221 sanık hakkında açılan davada, sabah yapılan oturumda avukatı olmadığı için savunması alınamayan darbe girişiminin kritik isimlerinden eski Tuğgeneral Mehmet Partigöç, öğleden sonraki oturumda savunmasını yaptı. Suçlamaları kabul etmeyen sanık Partigöç, altında imzası bulunduğu iddia edilen darbe mesajları için "Bu mesajları hiç görmedim. İsmimin olduğunu da cezaevinde öğrendim. Yaşar Güler’in gönderdiği bir CD’de benim ismimin olacağını nereden bileyim" dedi.
Ankara 17’nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Sincan Ceza İnfaz Kurumu Yerleşkesi’ndeki mahkeme salonunda görülen duruşmada, Hakan Evrim’in savunmasının ardından sözde ’Yurtta Sulh Konseyi’ bildirisinde imzası bulunan Genelkurmay Personel Plan ve Yönetim Daire eski Başkanı Tuğgeneral Partigöç savunma yaptı. Partigöç, İlhan Talu'nun kendisinin FETÖ'cü olduğunu söylediğini hatırlatarak, "O beni zannetmiş olabilir ama ben şuna inanıyorum, İlhan Talu FETÖ'cü değil" iddiasında bulundu.
AVUKAT TUTABİLMEK İÇİN TEDBİR KALDIRILSIN
Savunmasında, tüm mal varlığına tedbir uygulandığı için maddi durumunun iyi olmadığını, ücretlerin yüksek olması nedeniyle avukat tutamadığını belirten Partigöç, baro tarafından atanan avukatla da savunmasından önce hiç görüşemediğini söyledi. Sabahki oturuma avukatın gelmemesinin kendisiyle ilgili bir durum olmadığını ileri süren Partigöç, mahkeme başkanına yönelik "Bu nedenle sizi düşürdüğüm zor durum için özür dilerim. Kendime avukat tutabilmek için mal varlığımdaki tedbirin kaldırılmasını talip ediyorum" dedi.
Özel Kuvvetler Komutanlığında (ÖKK) görevli iken kumpas davası mağdurlarından emekli Albay Levent Göktaş, emekli Korgeneral Engin Alan gibi isimlerin, kendisinin sicil amiri olduğunu aktaran Partigöç, "Benimle ilgili bir tespitleri olsa o dönemde kayda geçirmemeleri mümkün mü?" diye sordu. Sanık Partigöç, amiri Levent Göktaş'ın önerisiyle ÖKK'dan karargaha görevlendirildiğini savundu.
Tamamen TSK'nın tayin sistemi içinde, hakkında şaibe olmayan kişilerin içinde bulunduğu süreçte Genelkurmay Karargahında görevlendirildiğini ileri süren Partigöç, kumpas davaları döneminde, CHP İstanbul Milletvekili Dursun Çiçek'e ait olduğu ileri sürülen, Ergenekon davasında delil kabul edilen ıslak imzalı belgenin "askeri yazışma kurallarına uygun olmadığı" yönünde bilirkişi raporu verdiğini ileri sürdü. Partigöç, bu nedenle Mehmet Baransu'nun kendisini sahte bilirkişilikle itham ettiğini savundu.
'SIKIŞAN HERKES PARTİGÖÇ'TEN EMİR ALDIK DİYOR'
Mehmet Partigöç, Daire başkanlığı görevinin üçüncü yıla uzatılması nedeniyle 15 Temmuz darbe girişiminden 6-7 ay önce hakkındaki iddiaların ortaya atıldığını, "FETÖSAVAR" adlı internet sitesinde FETÖ'cü olduğu yönünde iddiaların yer aldığını söyledi. Hakkındaki iddialar çıkınca, sicil amirlerine istifa etmek istediğini söylediğini, ancak göreve devam etmesinin istendiğini iddia eden Partigöç, "İsmimin sürekli kullanıldığının, sıkışan herkesin 'Partigöç'ten emir aldık' dediğinin farkındayım. Mahkemeniz benden bir darbeci çıkarıcak mı bilmiyorum, ama benden bir FETÖ'cü türetemeyeceklerini bilmiyorum" savunmasını yaptı.
Partigöç'e, iddianamede Ankara Konutkent'teki villada Adil Öksüz liderliğinde yapılan toplantılara katılmak, tüm gece ve sabah saatlerinde karargah içinde darbe faaliyetlerinde bulunmak, örgüt tarafından karargah sorumlusu olarak tayin edilmek gibi suçlamalar yöneltiliyor.
21:00'dan sonra hareketlilik başladı
Darbe girişimi günü normal mesaisine başladığını, Yüksek Askeri Şura toplantısı nedeniyle çalışmaların yoğun olduğunu anlatan Partigöç, karargahta saat 21.00'den itibaren bir hareketliliğin başladığını, elinde silahla mevzi alan askerleri gördüğünü, bazı askerlerin de plastik kelepçeyle ellerinin bağlı olduğunu ifade etti.
KAMERA GÖRÜNTÜLERİNDEN ANLAMAYA ÇALIŞMIŞ
Ne olduğunu sorduğunda tatbikat yapıldığı bilgisini aldığını iddia eden Mehmet Partigöç, o gece komuta katına 4 kez giriş yaptığını, bu sırada Yaşar Güler'in emir subayının kendisine "bir mesaj geldiğini hemen yayınlanması gerektiğini söylediğini" ileri sürdü. Yaşar Güler'in makamına ilk gittiğinde müsait olmadığının söylendiğini, ikinci kez gittiğinde ise Akıncı Üssü'ne gittiğinin belirtildiğini aktaran Partigöç, Personel Başkanı İlhan Talu'nun odasına geçtiğini, ışıkların sönük, kapısının kapalı olduğunu gördüğünü belirtti. Partigöç, mesajıyla ilgili "Bana emir veren kimse yok, Yaşar Paşa emir gönderdiyse gereğini yapın" dediğini ileri sürerek, kamera kayıtlarını izleyerek olayların ne olduğunu anlamaya çalıştığını ileri sürdü.
Gece boyunca amirlerinden kimsenin kendisini aramadığını, 16 Temmuz sabah saat 10.00 sıralarında, İlhan Talu'nun kendisini arayarak, karargahtaki personelin savcılara teslim olması emrini verdiğini, bu emri personele ilettiğini anlatan Partigöç, ardından kendisinin de tutuklandığını ifade etti.
Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) mesaj sisteminden gönderilen sıkıyönetim belgesinde imzası bulunduğunu kabul etmeyen Partigöç, "Mesajları hala görmedim, şu ana kadar daha görmüş değilim. Mesajları alanların hiçbirisi beni arayıp 'bu nedir' diye sormuyor, herkes kendini aklamaya çalışıyor. O saate bunun emir komuta zinciri içinde olduğuna inananlar vardı, ki ben de ona inandım, sonra iş bu noktaya gelince FETÖ'cü darbeydi... Algı oluşturmak kolay, herkes suçluyor, darbe girişimin arkasındaki hangi üst akılsa başarısız olacağı belli. Bunun için özel tedbirler alınmış, önce bir kısım personelin inanması sağlanmış, sonra bunların FETÖ'cü ilan edilmeleri sağlanmıştır." iddiasında bulundu.
BENİM SURATIM HEP KIRMIZIDIR
Özeller Komutanı Korgeneral Zekai Aksakallı'nın, ifadesinde, Genelkurmay Karargahı'nda kendisiyle karşılaştığını, "Yüzü de adeta kızamık şekeri gibi kıpkırmızı idi" dediğini hatırlatan Partigöç, "Herkes bilir, benim suratım hep kırmızıdır." dedi.
Partigöç, İlhan Talu'nun kendisinin FETÖ'cü olduğunu söylediğini de hatırlatarak, "O beni zannetmiş olabilir ama ben şuna inanıyorum, İlhan Talu FETÖ'cü değil" iddiasında bulundu.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın, karargahtan götürülüşü sırasında orada bulunduğunun da iddia edildiğini belirten Partigöç, "Benim Genelkurmay Başkanı ile bırakın 15 Temmuz gününü, o hafta yan yana geldiğimi gören varsa hakkımdaki bütün ithamları kabul edeceğim. Eğer ben o gece Akar ile yan yana gelmişsem bütün iddiaları kabul edeceğim." savunmasını yaptı.
1 DOLAR EŞİNİN GEZİSİNDEN KALMIŞ
Evinde 1 dolar bulunduğu iddiasına da yanıt veren Partigöç, eşinin yurt dışı gezisinden kalan 1 dolarların, ilkokul birinci sınıfa giden kızı tarafından annesinden istendiğini savundu. Partigöç, okuldaki derste paraları yeni öğrenen kızının, annesinden aldığı bu parayı çantasına koyduğunu iddia etti.