DeFacto'nun "Hero" tişörtleri nasıl memleket meselesi oldu?

FETÖ sanıklarından Gökhan Güçlü’nün mahkemeye üzerinde “Hero” yazan tişörtle gelmesi üzerine duruşmalara üzerine mesaj taşıyan kıyafetlerle girilmesi yasaklandı.

Ancak bununla yetinilmedi, ülke genelinde "Hero" yazılı tişört giyen vatandaşlar gözaltına alınmaya başlandı.

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ da, "örgüt propogandası" yapma amacıyla tişörtü giyenler ile gündemden habersiz olarak bu tişörtleri giyenler arasında ayrım yaptıklarını belirterek, FETÖ ile bağlantısı olmayan kişilerin serbest bırakılacağını ifade etti.

Konuyu bugün Habertürk'teki köşesine taşıyan Nihal Bengisu Karaca ise Tişört probleminin nasıl doğduğunu ve hangi aşamaya geldiğini masaya yatırdı.

İşte o yazı;

- Tişört problemi

FETÖ davalarının Muğla’da görülen ayağındaki sanıklardan astsubay Gökhan Güçlü’nün mahkemeye üzerinde “Hero” yazısı büyük puntolarla nakşedilmiş bir tişörtle gelmesi hiç şüphe yok ki 15 Temmuz’da 249 şehit vermiş ülkeye büyük bir hakaretti. Tam hali ve Türkçe’siyle “Kahramanlar ölmez” sloganını taşıyan tişört çok tepki görmesine rağmen ertesi gün Polatlı’da başka darbe davasının duruşmasında tekrar karşımıza çıktı.

Gülen’in WSJ’ye verdiği röportajın fotoğrafına gömülmüş dondurulmuş ekran görüntüsünün verdiği umut mesajı hangi işlevi görüyor ise, “Hero” tişörtü de aynı hedefe müteallikti.

Kuvvetle muhtemel tabana “Biz pişman değiliz, siz de olmayın, çözülmeyin” mesajı verilmeye çalışılıyor. Velev ki ortada bir tasarım, bir organize hareket etme olmasın. 249 şehidin 2 bini aşkın gazinin olduğu bir kalkışmaya imza attığı halde hâlâ kahraman olduğu vehmini taşıyan bu kişiler insaf yoksunluğunun en berbat formunu teşkil ettiklerini gösterdiler ve vicdanları yaraladılar.

Dolayısıyla Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’nün, Cumhuriyet başsavcılıklarına, FETÖ/ PDY üyesi tutukluların davaları etkilemeye yönelik mesajlar içeren kıyafetlerinin toplatılmasıyla ilgili genelge göndermesi gayet doğru bir karar oldu.

Mağazanın tişörtlerin satışını durdurması da yerinde bir karar. Sağolsunlar.

Gelgelelim, aynı şeyi yurdun dört bir yanından gelen “Hero tişörtü giydiği için gözaltına alındı” haberleri hakkında söylemek mümkün değil.

Aydın, Erzurum, Çanakkale, Bilecik, Sivas, Antalya, Kuşadası, Trabzon’da yapılan işlemleri ve gözaltıları duymuşsunuzdur. Hemen hepsinde tek sebep kişilerin -çoğu genç- aynı markanın (DeFacto) mağaza zincirinin sattığı ve kimbilir hangi tarihte satın aldıkları tişörtle görünmeleri ve “duyarlı” vatandaşlar tarafından ihbar edilmeleriydi.

Elbette olayı ve ilgili yasağı bilen her vatandaş bu tişörtü giymeme, mümkünse evinde tahta bezi yapma kararını verecek kadar hassas olmalı.

Ama üzerinde “Hero” yazan tişört giyen biri hakkında devletin aklına gelen ilk şey darbeciye destek için giydikleri mi olmalıdır? Durumdan habersiz olmaları olasılığı daha yüksek değil midir?

Hayır demeden önce şu koşulları gözden geçirelim:

1) Yaz mevsimindeyiz. İnsanlar bu mevsimde rehavettedir, gevşektir, gündemi takip etme eğilimi düşüktür.

2) Kış mevsiminde bile olsak Türkiye’de insanların okuma ile arası yok. Medya takibi iyi olan bir toplum da değiliz. Bunda medya güvenilirliği en düşük ülkelerden biri olmamızın da payı var.

3) Gazetelerde çıkan haberlerin yayılması dar anlamda gazeteler yoluyla değil, fısıltı gazeteleri aracılığıyla olur. “Her gün bir FETÖ manşeti” prensibi, “mücadele motivasyonunu diri tutma” amacı açısından iyi niyetli olabilir, ama incir çekirdeğini doldurmayan duyumlar ve haber adı altındaki yorumların bolluğu zamanla bıkkınlık oluşturdu. Dikkatler dağıldı. Tecessüs azaldı. Bize büyük haber gibi gelen şeylere fısıltı gazeteleri kör kalabiliyor.

4) “Hero” tişörtleri piyasada bulunmayan, özel bastırıldığı ve özel yollarla dağıtıldığı bilinen bir ürün olsaydı, “Kaçırmayın, işlem yapın” derdik. Ama daha on gün öncesine kadar yurdun dört bir yanına dağılmış bir mağaza zincirinde satılan bir üründen bahsediyoruz. Bu şartlarda tişört suç delili sayılabilir mi?

*

Devleti koruma hassasiyetiyle yapılan isabetsiz işlemler iç kamuoyunda darbecilere karşı yekvücut olma bilincine zarar veriyor ve “Biz millete değil, devlete OHAL getirdik” argümanına gölge düşürüyor. Darbecileri haklı çıkarmak için çalışan, İngilizce tweet’leyen FETÖ’cü sosyal medya milislerine malzeme temin edilmesi de cabası.

Velhasılı... Gözaltına alma, bir halkla ilişkiler biçimi haline gelmesin.

ABD seçimlerinde son durum ne? Yargıtay kararı beklenmeden davalı yerler ihaleye çıkarılıyor YSK Başkanı Yener: ABD'deki seçim sistemini ülkemizle kıyaslayacağız
Sonraki Haber