Deizm nedir? Ne anlama gelir?

Deizm, Tanrı'nın varlığını kabul eden ancak dinler aracılığıyla vahiy edilmiş inançları reddeden bir felsefi düşünce akımıdır. Deistlere göre, evrenin yaratılışını gerçekleştiren bir Tanrı vardır, fakat bu Tanrı evrene müdahale etmez ve insan yaşamına dair doğrudan bir yönlendirme veya müdahalede bulunmaz.

Bu nedenle deistler, dinlerin kutsal kitaplar, peygamberler ve ritüeller aracılığıyla Tanrı ile insan arasında bir bağ kurulabileceği inancını kabul etmezler. Deizmin temelinde, evrenin kendi içinde bir düzen ve doğa yasalarına göre işlediği düşüncesi yatar. Deistler, akıl ve mantık yoluyla Tanrı'nın varlığına ulaşılabileceğini savunurlar, ancak bu Tanrı'nın doğrudan insanların günlük yaşamlarına veya ahlaki davranışlarına müdahale etmediğine inanırlar. Deizm, özellikle Aydınlanma Çağı'nda yaygınlaşmış ve birçok filozof tarafından benimsenmiştir.

Deizm, bir anlamda "yaratıcı Tanrı" fikrini koruyarak dinsel dogmaların etkisinden uzak bir inanç sistemi sunar. Deistler, doğa yasalarını Tanrı'nın eseri olarak görürler ve bu yasaların bilimsel yöntemlerle anlaşılabileceğine inanırlar. Onlara göre evren, büyük bir saat gibi işlemekte ve Tanrı bu saati kurup çalıştırdıktan sonra bir kenara çekilmiş ve evrene müdahale etmemiştir. Dolayısıyla deist düşünce, mucizeler, ilahi vahiyler ya da Tanrı'nın dünya üzerinde sürekli aktif bir şekilde var olduğu düşüncesine karşı çıkar. Bu açıdan deizm, geleneksel teizmden farklıdır ve dine karşı daha sorgulayıcı, daha rasyonel bir yaklaşım sunar.

Deizmin Temel İlkeleri:

  1. Tanrı'nın Varlığına İnanmak: Deizmde, evrenin bir yaratıcı tarafından var edildiği kabul edilir. Tanrı, evrenin yaratıcısı ve düzenleyicisidir, ancak yaratılışın ardından evreni kendi yasalarına göre işlemeye bırakmıştır.

  2. Vahyi Reddetmek: Deizm, peygamberler aracılığıyla gelen vahyi ve dinlerin kutsal metinlerini reddeder. Deistlere göre, Tanrı insanlara doğrudan bir mesaj göndermez, çünkü doğa zaten Tanrı'nın eseri olarak bu mesajı yeterince açık bir şekilde ortaya koymaktadır.

  3. Akıl ve Bilim Önceliği: Deistler, Tanrı'yı anlamak için akıl ve bilimin kullanılabileceğini savunurlar. Doğa yasaları, Tanrı'nın varlığının en güçlü kanıtı olarak görülür. Bu nedenle deistler, dini otoritelerden çok, bilimsel gözlem ve mantıksal düşünceyi ön planda tutarlar.

  4. Doğa Yasalarına Güvenmek: Deizme göre, evrenin işleyişi Tanrı tarafından belirlenmiş doğal yasalarla yürür. Bu yasalar, Tanrı'nın düzenini ve varlığını gösterir, ancak bu düzenin işleyişine Tanrı doğrudan müdahale etmez. Bu nedenle mucizelere ya da doğaüstü olaylara inanılmaz.

  5. Ahlak ve Etik: Deistler, ahlaki kuralların dinlerden bağımsız olarak insan aklıyla anlaşılabileceğine inanırlar. Ahlakın temelinin akıl ve mantık olduğunu savunurlar, bu yüzden ahlaki doğruların kutsal kitaplardan değil, insanın düşünme yeteneğinden geldiğini öne sürerler.

Deizmin Tarihi ve Aydınlanma Dönemi

Deizm, özellikle 17. ve 18. yüzyıllarda Avrupa'da Aydınlanma düşüncesiyle birlikte gelişmiştir. Bu dönemde akıl, bilim ve bireysel özgürlük vurgusu ön plana çıkmış ve geleneksel din anlayışlarına eleştiriler artmıştır. John Locke, Voltaire, Thomas Jefferson gibi düşünürler deizmin savunucuları arasında yer almışlardır. Onlar, dinin toplum üzerindeki baskısını eleştirirken, insan aklının ve bireysel düşüncenin önemini vurgulamışlardır.

Sonuç olarak, deizm Tanrı’nın varlığını kabul etmekle birlikte, Tanrı’nın sürekli olarak dünyaya müdahale ettiği düşüncesine karşı çıkar. Evrenin doğa yasalarına göre işlediğine, insanın akıl yoluyla ahlaki doğrulara ulaşabileceğine ve bilimin bu süreçte önemli bir rol oynadığına inanır. Deizm, Aydınlanma döneminde gelişen rasyonel düşüncenin bir ürünü olarak, geleneksel dini inançlarla modern bilimin arasında bir köprü kurmayı amaçlar.

din
İsrail Gazze'de “Güvenli Bölge” ilan edilen çadırları vurdu Bakan Fidan’dan Şam paylaşımı: “Misafirperverliklerini özlemişiz” ABD ve Rusya arasında olumlu adım: "Görüşmek istediğini söyledi"
Sonraki Haber