Demir Kilise'nin açılışını yapan Erdoğan'dan Bulgaristan'a "cami" çağrısı
Demir Kilise'nin açılış töreni Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım'ın katılımıyla gerçekleştiriliyor.
Bulgar Ortodokslar için tarihi bir öneme sahip olan Demir Kilise bugün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım ve Bulgaristan Başbakanı Boyko Borisov'un katılımıyla düzenlenecek törenle açıldı.
Tamamen demirden oluşan ve kalan tek demir kilise olma özelliğini taşıyan Balat'taki Sveti Stefan Kilisesi, 9 yıl önce restorasyon için kapatılmıştı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, restorasyonu tamamlanan Demir Kilise'nin ibadete açılışına ilişkin, "Böyle bir dönemde bu açılışın yapılıyor olmasını uluslararası topluma verilmiş çok önemli bir mesaj olarak değerlendiriyorum." dedi.
Restorasyonu tamamlanan Sveti Stefan Kilisesi, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da katılımıyla gerçekleştirilen törenle ibadete açıldı.
Erdoğan, restorasyonu tamamlanan Demir Kilise'nin açılışı için bir araya gelindiğini belirterek, bu vesileyle Türkiye'de bulunan Bulgaristan Başbakanı Boyko Borisov ve heyetine teşekkür etti.
Bulgaristan'ın bu dönem farklı bir konumunun da olduğunu, Avrupa Birliği Dönem Başkanlığının Bulgaristan'da olduğunu anımsatan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Böyle bir dönemde bu açılışın yapılıyor olmasını uluslararası topluma verilmiş çok önemli bir mesaj olarak değerlendiriyorum. İstanbul buradaki özellikle şu fotoğrafla, farklı din ve kültürlerin bir arada barış içinde yaşadığı şehir olma vasfını bir kez daha tüm dünyaya özellikle göstermiştir. Şu anda burada bakıyorsunuz bir tarafta patrikhane ama bir tarafta bakıyorsunuz Demir Kilise... Arada çok uzun bir mesafe yok, yürümeye kalksak 200-250 metrelik bir yer. Demir iskelet sistemiyle halen türünün dünyadaki tek örneği olan bu kilise, 1898 yılından bu yana, 120 yıldır ayakta duruyor. Burası Bulgar cemaati için ibadethane olarak hizmet vermenin yanında, İstanbul'un güzelliğine ve zenginliğine de katkıda buluyor."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kilisenin, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde bir restorasyon geçirdiğini ancak 2011 yılında başlayan çalışmanın artık köklü bir restorasyon süreci olduğunu aktararak, "İstanbul İl Özel İdaresinin ve İstanbul Büyükşehir Belediyesinin katkılarıyla, Bulgar dostlarımızla da işbirliği içerisinde gerçekleştirildi. Gerçekten zor ve ayrıntılı bir çalışmayla sonuçlandırılan ve 15 milyon liranın üzerinde bir maliyetle tamamlanan restorasyon işlerini üstlenen ekip hassasiyetle, titizlikle bu duruma getirdi ve ben kendilerini de ayrıca kutluyorum." ifadelerini kullandı.
"DİNİNİZİ YAŞAMAKTA SERBESTSİNİZ VE GÜVENCEMİZ ALTINDASINIZ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, tarih boyunca ecdadın fethettiği yerlerde öncelikle din özgürlüğü ve ibadethaneleri güvence altına aldığını belirtti.
Ecdadın "Dininizi yaşamakta, ibadetlerini yapmakta serbestsiniz ve bizim güvencemiz altındasınız." anlayışıyla onları hep koruma altına aldığını anlatan Erdoğan, "İstanbul'daki diğer eserlerden daha sonra yapıldığı için adı Yeni Cami olarak konulan camimiz dahi Eminönü'nde 400 yıllık geçmişe sahiptir. Ayasofya 1500 yıllık tarihiyle İstanbul ile birlikte tüm dünyanın incisi durumundadır. Bu şehirdeki ve kadim coğrafyamızın dört bir yanındaki her bir eserin bizim gönlümüzde ayrı bir yeri var. Camiler var, kiliseler var, sinagog, havralar var, hepsi sadece İstanbul'da değil, ülkemizin değişik yerlerinde de bir aradalar." diye konuştu.
Fatih Sultan Mehmet Han başta olmak üzere ecdadın inanç ve ibadet özgürlüğü konusunda İstanbul'dan Bosna'ya, Kudüs'ten Selanik'e kadar çok sayıda tarihe mal olmuş fermanlarının, emirnamelerinin, belgelerinin mevcut olduğunu vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Tarihin belirli bir döneminde yaşanmış acı hatıralar, bizlerin çok daha uzun ve çok daha köklü olan birlikte yaşama tecrübemizi gölgelememelidir. Onun için biz de şu var; kesrette vahdet anlayışı var. Bu bizim aslında tüm inançlara, düşünceye, vesaire yaklaşımımızı gösterir. Yani çoklukla birlik. Biz işte bu anlayışla ülkemizin her köşesinde diğer dinlere mensup vatandaşlarımızın ibadethanelerini ayağa kaldırmaya, bunlara yönelik çalışmalar yürüttük, yürütüyoruz. Son dönemde, ülkemizde Edirne'deki Büyük Sinagog, Gökçeada'daki Aya Nikola Kilisesi, İskenderun'daki Süryani Katolik Kilisesi, Diyarbakır'daki Sur Ermeni Protestan Kilisesi, Gaziantep'teki Nizip Fevkani Kilisesi, Cunda'daki Taksiyarhis Kilisesi, Edirnekapı'daki Aya Yorgi Kilisesi'nin de aralarında bulunduğu 14 ibadethane onarımdan geçirilmiştir. Demir Kilise, bu işin finalidir, son örneğidir. Havra, şapel, kilise gibi dini mekanların onarımlarını önümüzdeki dönemde de sürdüreceğiz. İstanbul, Demir Kilise'deki ibadet özgürlüğü ile Filibe Muradiye Camisi'ndeki ibadet özgürlüğünü birbirinden ayırmıyoruz."
"SÜRECE POZİTİF KATKI SAĞLADI"
Tören için İstanbul'a gelen Bulgaristan Başbakanı Boyko Borisov'un beraberinde Bulgaristan Başmüfütüsü Mustafa Aliş Hacı'yı da getirmesinin sürece pozitif katkı sağladığını dile getirerek, Borisov'a teşekkür etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz inancı ve kökeni ne olursa olsun herkesin özgürce ibadetini yapabilmesini temin etmenin, devletlerin sorumluluk alanında olduğuna inanıyoruz. Bugün Sayın Borisov'un heyetinde Bulgar Ortodoks Kilisesi Patriği Sayın Neofit ile Bulgaristan Başmüftüsü Sayın Mustafa Aliş Hacı'nın beraber yer alıyor olması Bulgaristan'ın da bu birlikteliğe verdiği öneme işaret ediyor. İnşallah önümüzdeki dönemde bu konuda çok daha güzel görüntülere, çok daha samimi birlikteliklere hep birlikte tüm dünyada şahit olacağız."
"TÜRKİYE DENEYİMLERİNİ PAYLAŞMAYA HAZIR"
Erdoğan, Türkiye'nin restorasyon alanında oldukça birikimli ve tecrübeli bir ülke olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Son 15 yılda ülkemizdekilerin yanı sıra Balkanlar, Orta Doğu, Kuzey Afrika, Güney Asya, Orta Asya ve Doğu Avrupa'yı içine alan geniş bir coğrafyada 5 binden fazla eserin restorasyonu Türkiye'nin katkılarıyla gerçekleşmiştir. Bu eserleri korumak ve yaşatmak gelecek nesillere karşı sorumluluğumuzdur. Osmanlı döneminde şimdiki Bulgaristan toprakları üzerinde çok sayıda cami, han, hamam, köprü, türbe gibi tarihi eser niteliğinde yapılar inşa edilmiştir. Bulgaristan'daki tarihi vakıf eserlerinin ve camilerin de onarıma ihtiyaçları olduğunu biliyoruz. Demir Kilise örneğinde olduğu gibi ortak kültürel mirasın muhafazasına yönelik bu çalışmaları birlikte yapabiliriz. Bulgar dostlarımızla Demir Kilise restorasyonunda gerçekleştirdiğimiz iş birliğini Bulgaristan'daki ibadethaneler konusunda da sürdürmeyi ümit ediyoruz. Sofya'daki 1882'den beri ibadete açık tek cami olan 450 yıllık Kadı Seyfullah Efendi Camisi'nin restorasyonunun tamamlandığını öğrendim. Bu önemli kültür mirasımızın açılışını sizlerle birlikte yapmaktan memnuniyet duyacağımızı da ayrıca belirtmek istiyorum."
Türkiye olarak bu alandaki deneyimlerini ve ihtiyaç duyulması halinde katkısını Bulgaristan ile paylaşmaya hazır olduğunu kaydeden Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı:
"Gerek yenilenen eserlerin gerek eski eserlerin bakım ve muhafazasının da Bulgar dostlarımızca layıkıyla yapılacağından şüphe duymuyorum. Bulgar devletiyle dayanışma ve iş birliği içinde yürüttüğümüz bu projenin diğer benzeri projelere ilham kaynağı olmasını diliyorum. Bulgar cemaatimizin huzur ve güven içinde ibadetlerini yerine getirecekleri Sveti Stefan Kilisesi'nin bilinen ismiyle Demir Kilise'nin de restorasyonunda emeği geçenleri, yüklenici firma olarak Taş Yapı'yı, mimarından mühendisine işçisine herkesi tebrik ediyorum. Bir kez daha sizlere sevgilerimi saygılarımı sunuyorum."
Başbakan Binali Yıldırım'ın konuşmasından satırbaşları;
Demir Kilise'nin restore edilerek Hristiyan vatandaşların hizmetine sunulması ülkemizde dinlere karşı ecdadımızdan gelen ve bugün de devam eden hoşgörünün en güzel numunesidir.
Ülkemizde değişik inançlara sahip vatandaşlarımızın ibadetlerini en iyi şekilde yapabilmesi, toplumsal uyum, barış ve huzur içinde bir arada yaşaması, hükümetimizin önem verdiği konuların başında gelmektedir.
167 cemaat vakfına ait bin 29 eser, varlık cemaat vakıflarına aktarılmış ve geçmişten beri gelen bu önemli sorun da ortadan kaldırılmıştır.
Burada yaşatmakta olduğumuz sadece bu önemli tarihi ve dini mekanı (Demir Kilise) ihya etmek değil, anı zamanda bu törenin felsefi boyutu ve hoşgörü mesajıdır. Bu mesajın duyulması ve iyi algılanmasını ümit ediyorum.
Bulgaristan Başbakanı Boyko Borisov'un konuşmasından satırbaşları;
Sayın Cumhurbaşkanı, Sayın Başbakan, sayın belediye başkanları, dini temsilciler, müftümüz de hazır bulunuyor. Bulgaristan'daki Müslümanları temsil ediyor. Ortodoks Kilise Patriği de burada bulunuyor. Burada bir araya geldik, tartışmak için değil. Haliç'in yanı başında dinimiz temsil ediliyor. Dinimize saygı gösteriliyor. İBB'ye teşekkür ediyorum. Sayın Cumhurbaşkanı'na teşekkür ediyorum. Kültürel yönden nasıl bir değer taşıdığını anlatmama zaten gerek yok. Bulgaristan her zaman mükemmel ilişkiler tesis etmek istemiştir hem İslam hem Hıristiyan alemi ile. Terörizm her yerde var ancak müştereken mücadele edebiliriz. Sonuçlardan bahsediyoruz, sebeplere bakacak olursak kader bizi, cofrafi ve siyasi olarak birlikte yaşamaya zorunlu kılmıştır. Bütün Avrupa, Balkanlarda bir Hıristiyan, Müslüman ülkenin nasıl olduğunu, davrandığını gösteriyor Sofya ve İstanbul. Gerçekten kıskanılacak birer örnektir.
Türkiye AB'nin en büyük komşusudur. Türkiye bu bölgede en büyük orduya sahip ülkedir. Bizler elimizden gelen her şeyi yapmalıyız. Cumhurbaşkanı'nın Macron ile yaptığı görüşmeyi ilgi ile izledik. 2018'de Türkiye ile AB ilişkilerinin normalleştirilmesi için çaba harcamamız lazım.