DEPREMİ FIRSAT BİLİP TERÖRE DESTEĞİ ARTIRMAK

Ceyhun Bozkurt oceyhunb@gmail.com

Hepimizin yüreğini yakan deprem felaketi nedeniyle uzunca bir süredir sadece felaketin vurduğu kentlerimize, oradaki arama kurtarma ve yardım faaliyetlerine odaklandık. Felaket büyük. SUperHaber’de yaptığımız Hammurabi Kanunları ile ilgili dosyada da belirttiğimiz üzere acımız da öfkemiz de büyük… Hepsini konuşacağız, yazacağız.

Ancak gündeme dönüp şöyle bir baktığımızda, yaşadığımız büyük afet öncesinde gözlerimizin çevrildiği Suriye’nin kuzeyinde ilginç gelişmeler olduğu dikkatimizi çekti. İlerleyen satırlarda aktaracağım gelişmeler ve Amerikan merkezli analizleri gördüğümüzde, sözde müttefikimizin, yaşadığımız büyük afeti fırsat bilerek, PYD terör örgütüne yeniden alan kazandırma çabasına girip girmediğini ister istemez merak ettik.

Aktaralım…

Tarih 7 Şubat 2023…

ABD Merkez Kuvvetler (CENTCOM) Komutanı Erik Kurilla, Irak’ın başkenti Bağdat’a bir ziyaret gerçekleştirdi. Bağdat’ta Irak Başbakanı El-Sudani ve Irak Müşterek Harekat Komutanı Korgeneral Kays Al-Muhammadawi Al-Abbasi ile bir araya gelen Kurilla, ayrıca DAEŞ’e karşı kurulan Combined Joint Task Force – Operation Inherent Resolve (Birleşik Müşterek Görev Gücü-Doğal Kararlılık Harekatı) komutanlarıyla da buluştu. Kurilla temaslarının ardından yaptığı açıklamada, Irak ve Suriye’de DAEŞ’e karşı mücadeleyle ilgili şunları söyledi: “Bu kısa ziyaret, Irak ve Suriye'de DAEŞ’e karşı mücadelede kaydetmeye devam ettiğimiz ilerlemeyi ve önümüzde kalan çalışmaları netleştirdi. Suriye Demokratik Güçleri'ndeki (Yani PYD-YPG terör örgütündeki-CB) ortaklarımızla birlikte Suriye'de DAEŞ'e baskı yapmaya devam ediyoruz.

Kurilla, bölgesel olarak DAEŞ’in yenildiğini ancak tehdit olarak varlığını sürdürdüğünü de söyledi.

Aynı gün, Suriye’nin kuzeyinde bulunan Birleşik Müşterek Görev Gücü-Doğal Kararlılık Harekatı (yani Amerika ve PYD’li teröristler de dahil olmak üzere müttefiklerinin) unsurları, Deyrezor ve Resulayn bölgelerinin kara ve hava tatbikatı yaptı. Deyrezor bölgesi İran ile mücadelede öne çıkıyor. Resulayn bölgesi ise Barış Pınarı Harekatı kapsamında terörden arındırılmıştı. Tatbikatın yapıldığı iki yerden birinin Türkiye’nin terörle mücadele harekat bölgesi yakınında olması dikkat çekici. Yapılan açıklamada tatbikatta hedefler, silah sistemlerini kontrol, personelin/unsurların yeterliliğini görmek ve hazırlık durumunu sürdürmek olarak açıklandı.

TÜRKİYE’YE MESAJ GİBİ TATBİKATLAR

Aynı güç, sırasıyla yine Türkiye’nin terörle mücadele harekat bölgeleri yakınlarında şu tatbikatları yaptı:

- 8 Şubat: Kızıltepe’nin hemen karşısındaki Derbesiye yakınlarında 120 mm’lik havan topları kullanılarak karada harekat tatbikatı.

- 11 Şubat: Resulayn bölgelerinde veya yakınında hava ve kara harekat tatbikatları yapıldı.

- 21 Şubat: Silah sistemlerini kontrol, personelin/unsurların yeterliliğini görmek ve hazırlık durumunu sürdürmek için Resulayn bölgesinde veya yakınında kara harekat tatbikatı.

ABD’nin Suriye’deki gücü, unsurlarını diri tutmak için mevcut çalışmalarını, tatbikatlarını artırmış gibi gözüküyor. Hem de Türkiye 11 ilini vuran yüzyılın afetiyle mücadele ederken.

Öbür yandan, PYD terör örgütüne bağlı unsurlar, deprem yardımı adı altında teröristlerden temizlenen Afrin bölgesine girmek istiyor. Sürekli olarak Şahin Cilo kod adlı Ferhat Abdi Şahin ve Salih Müslim isimli terör elebaşlarıyla görüşen Amberin Zaman, Al Monitor’deki 13 Şubat tarihli yazısında yine örgütün ağzından Türkiye’yi karalayan bir yazı yazdı.

ABD, zaten Türkiye ile Suriye arasındaki iletişim kanallarının açılması neticesinde PYD’ye karşı operasyondan daha da endişe eder hale gelmişti. Geçen yılın sonbahar aylarında Suriye’ye yoğunlaşmış, PYD’li teröristleri koruma güdüsüyle, 2019 yılı Ekim ayında çekildiği bazı bölgelere geri dönmüştü. Şimdi de depremi fırsat bilerek ek mevziler kazanma peşinde.

DAEŞ ÇİLİNGİRİ YENİDEN FAALİYETTE

Burada ABD ve terör örgütü PYD için DAEŞ terör örgütü yine önemli bir koz. DAEŞ eylemlerini ve hareketliliğini artırdıkça, ABD için Suriye’de kalmanın sözde meşru zemini oluşacak. Son dönemlerde bu yönde hareketliliğin artması dikkat çekici. Son birkaç haftadır ABD liderliğindeki koalisyon ile SDG paravan örgütü adı altında PYD/YPG terör örgütü, Suriye'nin kuzey ve doğusundaki DAEŞ hücrelerine yönelik ortak operasyonlarını hızlandırdı.

16 Şubat'ta ABD ve terör örgütü iki operasyon düzenledi. İlk operasyon DAEŞ’in üst düzey liderlerinden Hamza el-Homsi'yi hedef aldı. El-Homsi, Deyrizor'daki sığınağında köşeye sıkıştırıldıktan sonra bir patlamayı tetikledi ve kendini öldürdü. Patlamada dört ABD askeri yaralandı.

İkinci operasyonda ise terör örgütünün bölgedeki suikast hücrelerinden birinin lideri ortadan kaldırıldı.

Daha sonra 18 Şubat'ta, kimliği yalnızca Batar takma adıyla tanınan bir DAEŞ’li elebaşı, Deyrizor'da düzenlenen bir operasyon neticesinde yakalandı.

Yani DAEŞ çilingiri yeniden sahaya sürülmüş gibi.

KAMUOYU OLUŞTURMA ÇABALARI

Bu çerçevede kamuoyu oluşturma çabaları da artırdı.

DAEŞ’e Karşı Küresel Koalisyonun eski Özel Temsilci Yardımcısı William Roebuck, 10 Ocak tarihli yazısında ABD askerlerinin Suriye ve Irak’ta kalması gerektiğini ileri sürmüştü. “ABD Suriye’den çekiliyor mu?” başlıklı, 12 Ekim 2022 tarihli köşe yazımızda (Bkz. https://www.superhaber.com/abd-suriyeden-cekiliyor-mu-makale-420890 ) atıf yaptığımız 2017-19 yılları arasında ABD’nin DEAŞ ile Mücadele Koalisyonu’na danışmanlık yapan Christopher Alkhoury’un ABD’nin Suriye’den çekilmesi gerektiğini ileri süren yazısını eleştiren, terör örgütü PYD/YPG’ye övgü yağdırıp terörle mücadele eden Türkiye’yi işgalci olarak gören Roebuck, şu görüşleri savunmakta:

- DAEŞ, Suriye'de (Irak'ta olduğu gibi) yavaş yavaş yeniden inşa ediliyor. Örgüt üzerindeki baskıyı sürdürmek için ABD askeri varlığı kritik önem taşıyor.

- ABD Suriye’den çekilirse SDG’nin mücadelesi ortadan kalkar.

- ABD Suriye’den çekilirse SDG'yi daha geniş bir Kürt ulusal güvenlik tehdidinin parçası olarak gören Türkiye'nin kuzeydoğu Suriye'ye yönelik yeni bir işgalini teşvik eder.  SDG muhtemelen çöker.

- Varlığımız Rusya'nın Suriye'deki askeri misyonunu sağlamlaştırmasını da engelliyor. (Yazının tüm detayları için bkz. https://www.defenseone.com/ideas/2023/01/keep-us-troops-syria/381642/ )

DAEŞ’e Karşı Küresel Koalisyonun eski Özel Temsilci Yardımcısı William Roebuck, özetle bunları savunuyor.

Tescilli Türk düşmanı ve terör/terörist dostu Michael Rubin de, American Enterprise Institute’de yayımlanan yazısında PYD/YPG’li teröristler için “ABD’nin en önemli müttefiki” tanımı yaparak “ABD'nin stratejik çıkarı, bölgede bir ‘Kürt özerkliğini’ desteklemek ve güçlendirmek olmalıdır” dedi. (Bkz. https://gdh.digital/american-enterprise-institute-abd-turkiyenin-sinirinda-kurt-ozerkligini-desteklemeli-56338 )

İnternet arama motoruna girip baktığınızda bunlara benzer çok sayıda makale, haber(!) ve analiz bulabilirsiniz.

Ancak ABD’nin hesaplayamadığı şey şu: Türkiye, bu felaketi de yaşasa, kendi güvenliği için gereğini yapacak gücü, aklı ve müttefiki daima bulacaktır.

Tüm yazılarını göster