Devlet Bahçeli'den Sırrı Süreyya Önder'e: Daha barış halayı çekeceğiz
DEM Parti İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin TBMM'de yaptığı Öcalan çağrısının ardından yaptıkları telefon görüşmesinde kendisine "Daha barış alayı çekeceğiz" dediğini anlattı. İşte detaylar...
DEM Parti İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, Habertürk TV’de Mehmet Akif Ersoy’un konuğu oldu.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi “siyasi yaşamda gördüğü en zarif insanlardan biri” olarak niteleyen DEM Partili Önder'in paylaştığı telefon görüşmesinin detayları gündem oldu.
BAHÇELİ'NİN MAKAMINDAN TELEFON
"Odama oturduk, ilk asistan arkadaşım aradı ‘Sayın Bahçeli’nin makamından arıyorlar, görüşmek istiyor’ diye. ‘Buyrun bağlayın’ dedim. Diafona aldım, Ahmet Abi de dinliyordu. Sağlığımı sordu, ben de onun sağlığını sordum.
‘Barışı görelim ondan sonra Allah emanetini alsın’ dedim. ‘Olur mu efendim daha barış halayı çekeceğiz, kendinize kondurmayın’ dedi.
‘Çiviyi arşı alaya çaktınız, henüz değerlendirmeye boyumuz yetmiyor’ dedim. Ahmet Abi ile sohbet ettiler. Karşılıklı kapattık. Sonra kendisini ziyaret ettik.”
CEZAEVİNDE GEÇMİŞ OLSUN MESAJI
Önder, cezaevine girdiğinde Bahçeli’nin Pervin Buldan aracılığıyla “geçmiş olsun” mesajı gönderdiğini de açıkladı.
"Bahçeli o dönem yapabileceği bir şey olup olmadığını sormuştu. Bu işte ciddiyet ve samimiyet iki altın anahtar. Yaptığınız iş büyük iş. Canlar söz konusu. Bir canın bütün dünya bir araya gelse giden canı geri getirmek mümkün değil.
İkincisi zaman, taklidi yok. Akıp gider. Bıraktığı tahribat bir yanda. Böyle büyük işe kalkışanlar bununla doğru orantılı ciddiyet ve samimiyetin sahibi olmalılar. O anlamda bu lafı söyledim. Biraz da tanıdığım için Devlet Bey’i söyledim."
ÖCALAN ÇIKACAK MI?
Terör elebaşı Abdullah Öcalan'ın bu süreçte cezaevinden çıkabileceği iddia edilmişti. Bahçeli'nin "Gelsin Meclis'te konuşsun" çağrısından ardından yaşananları anlatan Önder, şunları söyledi:
“Bir halkı göz önüne getir, doğuştan sahip olduğu haklarını kullanmıyor, kullandırtılmıyor. İnsan devleti kendisinin devleti olarak görse savaşır mı? Bunları düşünmeden kolaycı departmanlara yerleştirir. İtiraz etmek yok, yaftalama var. Konforlu bir alan ortaya çıkıyor ve aklı selim ortadan kayboluyor. Çatışmalı süreçler kalbimize, gözümüze ve kulağımıza hasar veriyor. Kalp nasır bağlıyor, göz görmez, kulak işitmez oluyor. Böyle bir zamandan geçtik.”
"Bu işin hiçbir şartı yok. Ön şart ya da sonrasında bir şart yok. Bunu bütün şerefimle söylüyorum. Ben de ömrünü bu işe vakfetmiş bir barış emekçisiyim. Bu uğurda toprağın altına giden insanlar, yıllarca zindanda kalan, aşını, işini sağlığını kaybedenler var."