'Devlet bu 3 sorunun cevabını bulmalıdır'
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Kılıçdaroğlu, "Deprem olduğunda can kaybını nasıl minimize edebiliriz? Mal kaybını nasıl engelleriz? Yaralı sayısını nasıl engelleriz? Bu üç soru üzerinde durulması gerekiyor" dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) düzenlenen grup toplantısında açıklamalarda bulunuyor.
Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından öne çıkanlar:
Zor bir haftanın içindeyiz. İnsanoğlunun özelliği bütün acılara katlanmış olmasıdır. Ama başka bir özelliği daha var; benzer olayların yaşanmaması için aklını kullanmak. Oturumumuzu yöneten grup başkanvekilimiz oturumu açarken, İzmir’de yaşanan depremde hayatını kaybeden 105 vatandaşımız için saygı duruşunda bulunmamızı istedi ve bulunduk.
Hala enkazlar kaldırılmadı. 65 saat sonra elif, 91 saat sonra ise Ayda enkazdan sağ kurtuldu. AFAD’ın jandarmanın büyükşehir belediyemizin Kızılay’ın arama kurtarma ekiplerine teşekkür etmek bizim görevimizdi.
"HER ENKAZIN BAŞINDA 24 SAAT MİLLETVEKİLLERİMİZ BEKLEDİ"
Ben tüm belediye başkanlarına, milletvekillerinden tüm üyelere kadar arkadaşlarıma teşekkür etmeliyim. 91 milletvekili arkadaşımız İzmir'de görev yaptı. Her enkazın başında 24 saat milletvekillerimiz bekledi.
Çadırların tümü ziyaret edildi ve şu soru soruldu. Bizim bir eksiğimiz var mı, sizin bir eksiğiniz var m?
Çadırlarımız kuruldu ve hiçbir sorunun olmamasına özen gösterildi. Verdiğimiz mücadele, gösterdiğimiz çaba, sadece İzmirliler için değildi. 2 bin 588 çadır kuruldu bizim belediyelerimiz tarafından. Isıtıcı, maske dağıtıldı. Arama kurtarma ekipleri görev yaptı.
Binek araç desteği verildi. 9 ayrı alanda şarj istasyonları oluşturuldu. Bunlar İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından yapıldı. İlçe belediyelerimiz de seyyar mutfak, aydınlatma desteği, battaniye desteği verdi.
"PARTİLERİ HİÇ ÖNEMLİ DEĞİL"
Depremde hayatını kaybedenlerin partileri hiç önemli değil. Arkalarından Fatiha okuyoruz, gözyaşı döküyoruz. 'İnşallah bir daha olmaz' diye dualar ediyoruz. Ya sonra ne yapıyoruz? Değişen hiçbir şey yok.
Deprem olduğunda can kaybını nasıl minimize edebiliriz? Mal kaybını nasıl engelleriz? Yaralı sayısını nasıl engelleriz? Bu üç soru üzerinde durulması gerekiyor.
RİSKLİ ALAN BELİRLENDİKTEN SONRA ORALARIN YIKILMASI GEREKİYOR
Her depremden sonra bir yasa çıkarılır. Yasalar arasında tutarlılık yok. Parlamentonun niyeti varsa her türlü kanun çıkartılabiliyor. 2012'de Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun çıkıyor. Bu önemli bir kanun, kimsenin hakkını yemeyelim. Bugüne kadar nerede, ne kadar riskli alan belirlendi. Nerede bu riskli alanlar? Riskli alan belirlendikten sonra oraların yıkılması gerekiyor. Valilik bunu tespit edip bakanlık kararıyla belediyeye yıkma talimatı verilir. Belediyenin bunları yıkma kararı alma yetkisi yok.